04 Eylül 2016 01:00

Absürt tiyatro

Absürt tiyatro

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ben daha genç bir Kara Panter üyesiyken, ufak tefek, mavi gözlü bir Fransız, Kaliforniya, Berkeley’deki genel merkezimize bir ziyarette bulundu. Personel Şefi David Hillary, adamı kısaca selamladı ve başka Panterlerle de tanışabilmesi için ofislerde dolaştırmak üzere bana teslim etti.
Adamın ismi Jean Genet idi ve bunun ne anlama geldiğiyle ilgili hiç bir fikrim yoktu. David bana ismi ‘Siyahlar’ olan, Jean Genet’in oyun yazarı olduğu bir kitap verdi. Kitabı daha fazla tanımak için arkasını çevirdiğimde, tanıtım yazısında, ‘Siyahlar’ oyununun Absürt Tiyatroya bir örnek olduğunu yazıyordu.
Geçen hafta, Hillary Clinton ve Donald Trump isimli iki Amerikan politikacı arasında geçen, hangisinin daha ırkçı olduğu konusundaki saçma tartışmayı izlerken bu tanım bir daha aklıma geldi. Kum tepesinin üstünde birbirine ‘ırkçı’ ‘Ben değilim’ ‘Asıl sensin’ diye bağıran iki ilkokul çocuğunu andırıyorlardı.
Burada eksik tek hakaret ‘anandır’ kelimesi gibi aslında, belki o da yoldadır. Bundan daha saçma bir şey olabilir mi? Gerçek şu ki beyaz Amerikanlar yüzyıllardan beri ayrımcı söylemi kullanıyorlar. Bugün hâlâ öncelikler ve ihtiyaçlar konusunda iki farklı dünyaya ve iki farklı kafa yapısına bölünmüş durumdayız.Ama kapitalizmin yönlendirmelerine, onun vahşi merhametsizliğine, maruz kaldığımız ırkçılığı en fazla bir kelime olarak, bir şey olarak, seçim zamanı çevreye sallayacağımız ve sonraki gün unutacağımız bir oyuncak olarak görüyoruz. Bu iki politikacı da kendilerinden daha büyük, daha derin ve daha samimi olan bu soruna bir çözüm getiremezler.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa