6 Eylül 2016

MTTB oldu size TBMM!

İlk başta adları “Muhafazar Gençlik”ti. Hayran oldukları Pirleri ise, Necip Fazıl Kısakürek.

Derin devletin adamı oldu DP döneminde. Harçlığı kesildiği zaman öfkelenir, döşenirdi dergisi “Büyük Doğu” da…

Başka bir derin devlet adamı Cumhurbaşkanı Celal Bayar ise, “Necip yine kumardan yolsuz kaldı, örtülü ödenekten tahsisat çıkarın!”

’60 darbesinden sonra Menderes, Kürt kökenli Zorlu asıldı ama “derin” Bayar yırttı elbette. Necip Fazıl ise “DP mağduru” olarak hapiste olduğu için yırttı.

Bir başka yeminli sol düşmanı Peyami Safa gibi, o da bir zamanlar Nâzım Hikmet hayranı idi.

O takımın sicilinde hep ihanet vardır. Arkadaşlığa ihanet ise en başta gelir. Birbirlerine yaptıkları ihanete şaşırmamak gerek.

Peyami Safa bence en başarılı romanı “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”nu Nâzım’a ithaf etmişti.

’60’lı yıllarda TİP kurulduktan sonra, ona saldırıların başını işte bu “Muhafazakar Gençlik” çekti. Pirleri ise, yaşlı kuşaktan Peyami Safa ve Necip Fazıl, daha gençlerden ise, Endonezya solkırımı hayranı Mehmet Şevket Eygi.

İlhan Darendelioğlu’ya devlet istihbarat arşivi açılarak, Türkiye soluna yönelik kitaplar yazdırılırdı.

TİP’in ilk kurulduğu dönemde, konferanslar genellikle Cağaloğlu’daki MTTB yani Milli Türk Talebe Birliği binasında yapılırdı. Çünkü konferans salonu olan modern bir bina idi. Solun yükselişi ’60 sonrasında CHP’nin gençlik tabanını da etkilemeye başlamıştı. O nedenle MTTB yönetimi TİP toplantılarına salon kiralamaya başlamıştı.

Yönetimi ise CHP sempatizanı olan gençliğin elinde. Önünde 28 Nisan öğrenci direnişinde polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Turan Emeksiz’in büstü vardı son yıllara dek.

O gün, eski bir çete mensubu eşkıya olan, Eminönü Polis Amiri Zeki Şahin, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sıddık Sami Onar’ı yakasından tutup yerde sürüklemişti. 

Muhafazar Gençliğin TİP toplantıları sırasında saldırdığı bir hedef oldu Cağaloğlu’daki MTTB binası. Konferans sırasında bina dışında toplanır, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırırlardı.

MTTB’nin ilk kuruluşunu İttihat ve Terakki partisi gerçekleştirdi. İslam-Türk sentezi fikriyatının babası… Ve bu fikriyat ’60’lı yıllarda solun yükselişi ile birlikte yeniden ısıtıldı. 

O zamanlar TİP gençlik kolları konferanslar sırasında güvenlik sağlamaya, binaya girmelerini engellemeye çalışırlardı. 

Bunlardan birinin hikayesini sevgili Ayşe Nur’dan dinlemiştim.

Yaşı küçük olduğu halde, bir ikiz gibi birlikte büyüdüğü Veysi ile birlikte su tabancası almışlar. İçine kırmızı mürekkep koyarlar. İçeriye zorla girmeye kalkışanların üstüne sıkınca, arkadaşlarının yüzünde kırmızılığı gören “muhafazakar gençlik”, bunu kan sanıp, paniğe kapılıp dağılır.

Bir başkasında, Ayşe Nur, bu güruhun camlara dayanıp attıkları sloganlar karşısında öfkeye kapılıp cama elindeki sandalyeyi indirince, cam darmadağın olur saldırganların yüzünde. Arkadaşları onu üst kata alırlar, hedef olduğu için…

1969 şubatında on binlerin katıldığı 6. Filo karşıtı gösteriye, polis bir kapan kurdu, Taksim Meydanına giren ilk gruplardan sonra alana girişi kapattı. Ve muhafazakar gençliğe ayırdığı Gezi Parkının önündeki sözde seti çekiverdi. Taş ve sopalar ile linç operasyonu başlatıldı. Ayşe Nur ile o gün sağ kalmayı başardık. TİP’li arkadaşlarımız polis gözetimi altında şişlendi. 

Ankara’da “made in USA”, Komünizmle Mücadele Derneklerinin sol karşıtı ürkünç gösterilerine Erzurum’daki Derneğin Başkanı Gülen Efendi, huşu ve gözyaşları ile katılıyordu. 

60 sonrası görece demokratik bir anayasa altında solun yükselişine karşı, işte bu muhafazakar gençlik en başından seferber edildi. Ülkücü Gençlik ’68 sonrası harekete geçirildi. 15 kişilik TİP parlamento grubu “tehdit” kabul edildiğine, onca tezgah düzenlendiğine göre, 80 kişilik HDP parlamento grubuna karşı bunca tezgah düzenlenmesine şaşmamak gerek.

Daha 1945 yılında İstanbul’da sol basına yönelik pogrom düzenlendiğinde muhafazakar gençliğin Demirel ve Erbakan gibi mensupları, CHP gençliğinin yedek gücü idi. Aslında DP de CHP’nin bir varyantı idi. Siyasal İslam’a kapıyı ilk birlikte araladılar. Ve 27 Mayıs darbesi ile DP geleneğinden gelen partilerde muhafazakar Demirel ile birlikte muhafazakar gençlik konumunu güçlendirdi ve sonunda tam önderliği aldı. Eski DP’liler ise “ayaklar baş oldu” diye ağlaşıyordu.

Öğrenci gençliğin kitleselleşmesi üzerine öğrenci birlikleri ve federasyonlarında 1965 yılında siyasal erki ele alan Demirel’in ilk hedefi, güçlü öğrenci birliklerini ve federasyonlarını, antidemokratik “minibüs kongreleri” ile tasfiye etmek oldu. Onun eksik bıraktığını sözde Demirel’e karşı düzenlenen 12 Mart darbesi tamamladı. Belki Ayşe Nur’un yüzünü kızıla boyadığı, TİP konferanslarına nefret ve kin ile saldıran  gençler arasında kim bilir, şimdiki TBMM başkanı Che “hayranı” zat da vardı. 

MTTB oldu size TBMM!

Pek derin devletimiz ve paşalarımız sayesinde.

Hadi yiyin birbirinizi diyeceğim ama ülkeye yazık oluyor eşkıya darbe ve karşı darbeleriniz ile.

Evrensel'i Takip Et