08 Eylül 2016 01:00

2016-17 sezonu başlarken seyredilesi olan takımlar...

2016-17 sezonu başlarken seyredilesi olan takımlar...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yaz aylarının son demlerini, genelde hep Yalova’da geçiririm. 50 yıldır oluşmuş bir aile geleneği. Her ne kadar artık il kabul edilse de benim için İstanbul’a yakın, sakin ve güzel bir sahil kasabasıdır Yalova. Futbol sezonun açılışının yaz aylarına geldiği son yıllarda, Avrupa maçlarını tribünden seyretmek için İstanbul’a iner, lig maçlarının ilk üç-dört tanesini ise Yalova’da futbolseverlerin devam ettiği birahanelerde seyrederdim.
Bu sene de benim açımdan ritüel değişmedi. Ama memleket gibi Yalova da değişmişti.
Fenerbahçe’nin lige başlangıç yapacağı Başakşehir maçını seyretmek için her zaman uğurlu bellediğim Aksa işçilerinin müdavimi olduğu birahaneye gittiğimde, artık arkadaş olduğumuz servis görevlisi, “Hocam bu sene yayıncı kuruluş inanılmaz bir fiyat istedi, karşılamamız mümkün değildi, ne yazık ki maç yayını yapamıyoruz” cümlesiyle karşılaştım.
Maç seyrettiğim diğer mekanlar da aynı sorundan dolayı yayıncı kuruluş aboneliklerini iptal etmişti. Sahil boyunda, maç yayını yapan birkaç kafe kalmıştı sadece.
Yerel seçimlerde büyük bir mücadele sonrası kaçak-kayıp oylarını bulup, Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Eski Yalova Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Vefa Salman’ın varlığına rağmen, dernek de hâlâ lisans almadığı için bira satamıyormuş. Oysa ritüel dediğimiz şey bellidir: Fenerbahçe maçı bira içilerek seyredilir, hatta totem gereği hangi dakikada, hangi cins biranın içileceği bile önceden belirlenmiştir. İkinci hafta Yalova’lı Fenerbahçelilerin yönlendirmesiyle Fatih Caddesi’nde, neredeyse artık son kalan birahanelerden birinde. Fenerbahçe-Kayserispor maçını seyredebildim. Orada da bir acayiplik vardı, geçen senelerde insanların masa bulamadığı ayakta seyrettiği maçları sadece beş masa seyrettik.
Niye anlattım bunları? Sadece tribünlerde değil, artık kamusal alanda insanların toplu olarak maç seyrettiği yerlerde de büyük kan kaybı var. Bu anlamda 2016-17 sezonu tatsız başladı.
Memleket sathında en çok ortaklaştığımız futbol sevgisinde görünen o ki büyük bir erime var.
Tribünler boş, kamusal alanda toplu maç seyredilen yerler boş.
Futbola marka değeri kazandıracağım diyen federasyon başkanı ve yönetimi ne yapıyor?
Cemaat tasfiyesi adı altında bütün demokratları federasyondan temizliyor.
Merkez Hakem Kurulu, Profesyonel Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu aynı tas aynı hamam “adalet terazisinin” isyan ettiği kararlara arka arkaya imza atıyor.
Passolig denilen garabetin yöneticileri, futbol yetmedi, basketbol ve voleybola da geliyoruz diye açıklamalar yapıyor.
Bu arada devşirilen onlarca sporcuya rağmen memleket temsilcileri olimpiyatlarda nal topluyor.
“Adaletin” olmadığı düşünülen bir alanın izleyicileri, taraftarları lanet olsun deyip, yavaş yavaş geri çekiliyor.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, hâlâ benim gibi iflah olmaz futbol ve sporseverlere 2016-2017 sezonunda seyredeceğim, takip edeceğim, kazanmasını dilediğim takımlar listesi ile yeni sezona merhaba diyelim.
Vittor Perreira sonrası heyecan verici kadrosuyla Fenerbahçe.
Geçen sezon uğradığı bütün haksızlıklara rağmen, ismini sadece memleket coğrafyasına değil, dünyaya duyuran Amed Spor ki sezona iki senedir sahasında yenilmeyen Erzurumspor’u yenerek başladı.
Nejat İşler’in başkanlığını yaptığı, futbolu keyifle oynayan Gümüşlük Spor.
Süper ligi uzun yıllardır hak eden Adana Demirspor.
Kısıtlı imkanlarıyla bombalar ve kurşunlar altında destan yazan Cizre Spor ve DersimSpor.
Ahmet Demirel hocamın dikkat çektiği Kanlıca Spor ve emekçilerin gönlünde taht kuran Tavşanlı Linyit Spor ve Zonguldak Kömür Spor.
Ve hepsinden ötesi Eurolig’de bu sene istediğini alması dileğiyle Obradoviç liderliğindeki Fenerbahçe basketbol takımı.
Seyredilesi keyifli maçlar oynayacaklarını bilerek, hepsinin yolu açık olsun...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa