Siz hangi rehberi tercih ederdiniz?

Yeni OHAL KHK’leri ile hedef alınan üniversitelerde yaşanan cadı avında aralarında barış bildirisine imza attıkları için hedef alınan çok kıymetli hocalarımız var. Yaptıkları çalışmalarla akademiye değer katan, yaşadıkları hayatlarla öğrencilerine örnek olan...  
Şimdi papaz eriğini hoca eriğine çevirme projesinden bilim çıkaranların elinde kaldı akademi.  Akademideki bu tasfiyenin bir de kadın mücadelesine ilişkin bir boyutu var.
İhraç edilen akademisyenlerin arasında kadın çalışmaları alanında pek çok çalışmaya imza atmış, kadın mücadelesini yaptıkları çalışmalarla güçlendirmiş, kadınların toplumsal, ekonomik, politik sorunlarına çok önemli açılımlar yapmış, kadınların sorunlarına çözüm politikaları geliştirmiş kadın akademisyenler var.
Bu kadınlar neye emek vermiş akademide? Kadına yönelik şiddetin nasıl azalacağına... Kadınların medyada doğru temsilinin neyi nasıl değiştireceğine...  Sağlıkta özelleştirme politikalarının kadınların hem bedensel hem ruhsal sağlıklarını nasıl etkilediğine... Uygulanmayan sosyal politikaların kadınların zaten çok olan yüklerini nasıl artırdığına... Kadın işçilerinin görmezden gelinen meslek hastalıklarının nasıl ortaya çıkarılacağına...  Savaş koşullarında kadınların yaşadıklarının telafi edilebilmesi için neler yapılması gerektiğine dair dünya örneklerine... Ve daha sayamayacağımız pek çok şeye...
Kadınların dile getirmesinin giderek zorlaştığı sorunlarına dair bilimsel çalışmalar yapan, bu çalışmalarla devlet mekanizmalarının sorumluluğunu ortaya koyan, bizi bu sorunların farklı ülke kadınlarınca nasıl yaşandığı konusunda bilgilendiren, bizi onlarla ortaklaştıran kadınlar... Kadınların eşit ve özgür bir yaşam sürebilmesi için öğrencilerini cinsiyet bilinciyle donatan kadınlar...
Pek çoğu üniversitelerdeki kadın çalışmaları programlarının kurumsallaşmasına büyük katkılar sunarak başka kadınların da çok önemli çalışmalar yapmasına önayak olan bilim insanları...
Akademiyi kadınların mücadele platformu haline getiren, bu platformda üretilen değerli bilgilerle kadınların hak gaspları karşısında formüle ettikleri taleplerin sağlam zeminler üzerine oturmasına olanak sağlayan kadınlar...
Her vesileyle fikrine danıştığımız, görüşlerine başvurduğumuz bu akademisyenler kadınların eşit ve özgür bir yaşam sürmesini isteyenler için birer rehber.
Onların yokluğu, kadınların karşı karşıya bırakıldığı “Yeni Türkiye”nin hangi zihinsel zemine oturacağının da göstergesi.
Örnek mi istiyorsunuz o zemine? Buyurun;
Tam da hocalarımızın akademiden uzaklaştırıldığı günlerde Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket Eygi “parlak günlerin yaklaştığı” müjdesini veriyordu köşesinde. O parlak günler ki; “Eğitim sistemi değişecek, okullarda vasıflı Türkiyeliler yetiştirilecek. Dünyanın her yerinden bizim yüksekokullarımıza öğrenci gelecek”miş.  “Kadınlar ve kızlar, aşırı dekolte fahişe kıyafetiyle gezerek ham erkekleri tahrik etmeyecek, bazı seviyesiz ve rezillerin taciz ve tecavüz etmesine fırsat ve imkan vermeyecek”miş...
Tam da hocalarımızın akademiden uzaklaştırıldığı günlerde “6 yaşındaki çocuk evlenebilir” ve “Çalışan kadın, fuhşa hazırlık yapan sürece destek olmuş oluyor” sözleriyle bildiğimiz Sosyal Doku Vakfı Onursal Başkanı Nurettin Yıldız “Kız çocukları cennet kadar değerli cehennem kadar da risktir” sözleriyle yeniden gündeme geldi. Kız çocuklarının okutulmasının cehennemin kapısını açtığını anlatıyordu Yıldız; “Kızının kazandığı aylıkla taksit ödemeyi planlayan babanın vay haline. Haydi Müslümanlığı unuttuk diyelim, nerede bu Anadolu’nun erkekliği yahu! Kız çocuğunu çalıştırdın diyelim erkeklerin ortasında, o para kazanacak da getirecek de sen taksit ödeyeceksin... O sofraya gelen ekmekten sen nasıl ağzına koyarsın” diye konuşuyor bir erkek topluluğunun karşısında... Konuştuğu programın adı da “Hayat Rehberi”!
İşte, bize uygun gördükleri “parlak günlerin” yaşanacağı “hayatın rehberi” bu.
Siz hangi rehberi tercih ederdiniz?