Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır!
Fotoğraf: Envato
İktidarın uzun bir zamandan beri DBP’li belediyelere kayyım atamak için fırsat kollayıp gerekçe uydurmaya çalıştığını bilmeyen yoktu. Hukukun tamamen askıya alındığı OHAL, aranan fırsattı. Hükümet temsilcilerinden ardı sıra yapılan açıklamalardan sonra 24’ü DBP’li, 28 belediyeye (4’ü FETÖ bağlantısı iddiasıyla) “terör destekçiliği yaptıkları” gerekçesiyle kayyım atandı. Kayyım atamalarının tam bayram arifesinde, üstelik bir pazar günü yapılması ve kayyım ataması yapılan Bölge kentlerinde internet erişiminin kesilmesi aslında bu kararı alanların suçluluk psikolojisiyle hareket ettiklerini gösteriyor. Belediyelerin polis tarafından basılması, Kürtçe tabelaların indirilmesi, bu hukuksuzluğa karşı açıklama yapmak isteyen belediye başkanları ve milletvekillerine müdahale yapılması da manzarayı tamamlıyor: Yavuz hırsız, ev sahibini bastırıyor!
Bu ülke tarihinde AKP-Erdoğan iktidarı kadar işlediği her suç, yaptığı her hukuksuzluktan sonra sandığı gösterip halktan aldığı oyun arkasına saklanan bir iktidar olmamıştır. Kayyım ataması ile görevlerinden alınan, bir kısmı tutuklu ve bir kısmı da gözaltında olan DBP’li belediye başkanlarının hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da, AKP’den de çok daha fazla oy alıp seçilmiş belediye başkanları. Ama bu ülkede demokrasi de, hukuk da sadece iktidarın işine geldiği yerde ve işine geldiği kadar geçerli. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Eğer bu belediyelerin halkın belediyeleri olmadığını iddia ediyorsanız, hemen yarın seçimlere gidelim” diyor. Ama iktidar ne yapıyor? Her biri açıkça AKP’nin bir memuru olarak çalışan vali yardımcılarını, kaymakamları kayyım olarak atıyor. Çünkü çok iyi biliyorlar ki, kayyım atanan belediyelerde halk, Kürt sorununun çözümünün bir parçası olması için DBP’ye oy verdi. DBP’ye oy vererek, yerellerde kendini yönetebildiği demokratik barışçıl bir çözüm iradesini ortaya koydu. Bugün “terör destekçiliği” suçlamasıyla el konulan belediyelerin yapmaya çalıştıkları da halkın bu beklentisine uygun davranmaktan başka bir şey değildi.
Ne diyor Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki kayyım atamalarından sonra? “Halk gerçek belediyecilik hizmetini şimdi görecek” diyor. Sur, Cizre, Silopi, Silvan başta olmak üzere belediyelere kayyım atanan birçok kentte siz aylarca sokağa çıkma yasağı ilan edeceksiniz, bu kentleri tankla-topla kuşatıp birçok mahallesini yerle bir edeceksiniz, sonra da “Efendim bunlar halka hizmet götürmüyor. Halk gerçek hizmeti şimdi görecek” diyeceksiniz. Bu yavuz hırsız zihniyeti değilse nedir?
Başta da belirttiğimiz gibi iktidar uzun bir süreden beri belediyelere kayyım atamak için hazırlanıyordu. Zaten bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan da 28 belediyeye kayyım ataması için “gecikmiş bir adım” diyor. Cumhurbaşkanının kendini fazla üzmesine gerek yok. Verdiği her talimatın KHK olarak anında uygulamaya konulduğu “ileri demokrasi” yolunda hızla ilerliyoruz!
Ayrıca kayyım atamalarının “gecikmesi”nin nedeni, hükümetin gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra bu adımı atmak istemesiydi. Bu bakımdan kayyım kararını Başbakan Binali Yıldırım’ın 4 Eylül’de Diyarbakır’da açıkladığı “Doğu-Güneydoğu Yatırım Paketi”nin bir parçası olarak değerlendirmek gerekiyor. Başbakan, Bölge’de 67 bin konut yapacaklarını, sermaye ve esnafa teşvik ve kredi vereceklerini açıklamıştı. İşte kayyım atamaları; yakılıp yıkılan, ekonomik olarak çökertilen kentlerin yeniden inşasının iktidarın planına göre yapılmasını amaçlıyor. Böylece hem kentlerin demografik yapısı ve yerleşim alanları iktidarın “güvenlik konsepti”ne göre yeniden şekillendirilecek ve hem de evi barkı yıkılan, ekonomik olarak iflasa sürüklenen kesimlerde bir beklenti oluşturularak bu kesimler yedeklenmeye çalışılacak. İktidarın yıllardır en az kaynak aktardığı belediyelere “hizmet aşkı”nın ve kayyım atamalarının nedeni budur!
Bir de FETÖ bağlantılı belediyeler meselesi var tabii. FETÖ’cülere 11 sene “ne istediler de vermedik” deyip her türlü desteği veren ama sonra “Allah bizi affetsin” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışanlar bu kayyımcılar değil mi?
O zaman bunlara sormak gerekmez mi, acaba size kim kayyım atayacak?
- Kürtler arası ‘birlik’ arayışı ve Türkiye’nin müdahalesi 28 Ocak 2025 06:50
- Öcalan’ın mesajı ve Kırmızı Kitap 24 Ocak 2025 14:40
- Trump’ın kabinesindeki ‘dostlar’ ve ABD’nin Ortadoğu politikası 21 Ocak 2025 13:41
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30