25 Eylül 2016 00:24

‘Kaş yapayım derken göz çıkarmak’ meselesi

‘Kaş yapayım derken göz çıkarmak’ meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,
Bu ülkenin vatandaşları olarak, yedisinden yetmişine varıncaya kadar hemen hepimizin ister istemez şahit olduğumuz bilumum askeri darbelerin, iyi-kötü yürüyen, ağır-aksak da olsa dönüp duran demokrasi çarkımızın çanına nasıl ot tıkadığını gari ezbere biliyoruz nitekim’
Nitekim “paşa” gönüllerince, daha da doğrusu kendi meşreplerince her defasında da “memleket elden gidiyor” yaygarasıyla amiyane deyimiyle “çıngar” çıkarıp, böylece “vatan kurtaran Şaban”lığa soyunup, dolayısıyla “bilek gücü”yle meydanlarda esip gürleyip, etrafı kana bulayıp, akabinde de birer “kahraman” edasıyla milletin başına zorla çöreklenip oturdukları da malum!
Bitip tükenmeyen bu memleket elden gidiyor “paranoya”sının, “marazi” boyutlara ulaşan bu “vatan aşkı”nın, milletin hanesine verdiği zararların faturasını, hani ayıptır söylemesi “ağzı var dili yok” halkımız ödeyip sineye çekerken, öte yandan bu “Şabangiller” tayfasının derdi, aklı, fikri, zikri, tıyneti, ibadeti nedense hep kendi “iktidar”larının sürüp gitmesine odaklandı...
Ancak yanlış hesapların her zamanki gibi Bağdat’tan dönmesiyle birlikte, bu kez de yine aynı yolun yolculuğuna kalkışan kimi “cengaver”lerin devreye girmesiyle, memleket sathında aynı sahnelerin kırk kısım tekmili birden tekrarlanıp durması; maküs talihimizin, kara bahtımızın sanki olmazsa olmaz hükmü niteliğinde!
Kirvem, bu girizgahtan sonra boyumdan büyük laf ederek canını daha fazla sıkmak istemem; ancak yine de geçen mektuplarımdan birinde belirtiğim gibi, bu ülkenin “Made in Turkey” menşeli bir yurttaşı olarak naçizane kanaatim odur ki; Misakımilli sınırları dahilinde başımıza gelen hemen her melanetin kökeninde tamamiyle olmasa da, çoğunlukla hep bu “vatan sevgisi” yatıyor!
Nitekim her birimiz kendimizce bu ülkenin yerine göre bir tek çakıltaşı için bile canımızı feda etmekten güya çekinmezken, öte taraftan şu ya da bu vesilelerle mesele dönüp dolaşıp vatan, millet aşkımızı tartacak kantarın topuzuna gelince, o zaman her ne hikmetse işler rayından çıkıyor!
Neden?
Nedeni basit: Çünkü her birimizin vatan aşkı, vatan sevgisi, hele hele son zamanların moda deyimiyle “milli ve yerli” duyguları, bu baptaki “hassasiyet”lerimizin tapusu sadece kendi ipoteğimizde!
Sevgiyi paylaşmakta bu denli “cimri”, bu kadar “nekes” davranırken, diğer yandan sorunlarımızı birbirlerimize yeterince aktaramayıp,  bir bakıma karşılıklı “diyalog” kuramadığımız için mi ikide bir kukumav kuşları misali “birlik ve beraberlik”ten dem vurup böylece deşarj mı oluyoruz acaba?
İşte bu bapta yine mal ayan beyan meydanda maalesef!
Artık askeri darbelerin devri hepten kapandı; demokratik, laik bir toplum olarak “muasır medeniyet”e doğru azimle yol alıyoruz; nitekim bundan kellim millet olarak karada son sürat, denizde pupa yelken giderken, ansızın esen  bir rüzgarla alabora olan “önce vatan” adlı teknemizi, son anda kayaya toslamaktan elhamdülillah kurtarabildiğimiz için yüce Tanrı’mıza şükür ediyoruz ama bu arada beklenmedik, bir bakıma sanki tepeden inme böylesi bir “darbe girişimi”nin yara ve berelerini bir an önce sarmaya çalışırken, belki biraz da korku veya can havliyle alelacele önce OHAL, ardından da KHK’lerle bu belanın kökünü kazıyıp kurutmaya soyunurken, ipin ucunu öylesine kaçırdık ki, memleket sathında inim inim inleyen kimi vatandaşların sayısı neredeyse bini bir para!
Öyle ya da böyle! Özümün zerre kadar aklının ermediği bu gibi konularda mürekkep yalayıp, bol miktarda tebeşir tozu yutup, dahası da memleket meseleleri hakkında kafa yoran “Akil adamlar”ın dediklerine bakılırsa; bu darbe girişiminin akabinde kaş yapayım derken göz çıkarmaya teşne bu yaklaşımla, veya tıpkı freni boşalmış kamyon misali önüne çıkanı ezip giden bu selamsız sabahsız “yargısız infazlar”ın, bu gidişle memleketimiz için “hayırlara vesile” olması hayli zormuş Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa