28 Eylül 2016

HDP’nin Kürdistan gezisi

Selahattin Demirtaş başkanlığındaki HDP heyeti geçtiğimiz hafta Irak Kürdistanı’nı ziyaret etti. Erbil, Süleymaniye ve Kerkük’te temaslarda bulunan heyet Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani tarafından, Türkiye’ye yanıt da olabilecek üst düzey bir protokol ile karşılandı. Heyet üyeleri dönüşte Barzani tarafından ikinci kez kabul edildi.

HDP heyetinin düzenlediği gezi bir umuda da vesile oldu. Gezinin, 2 yıl aradan sonra kardeşiyle görüşen PKK liderinin mesajlarının hemen sonrasında yapılması da dikkat çekiciydi. Haliyle bunlar geniş bir kesim tarafından çatışmaların durabileceği, yeni bir sürecin başlayabileceği şeklinde okundu.

Bu gezinin, PKK lideri Abdullah Öcalan ile kardeşinin görüşmesinden önce planlandığı, daha önce kamuoyuna yansımıştı. Cerablus operasyonu öncesi Ankara’ya gelen Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani ile HDP’nin görüşüp görüşmeyeceği merak ediliyordu. Kulislerde Ankara’da böyle bir görüşmenin olmayacağı, HDP’nin bir heyet ile Irak Kürdistanı’nı ziyaret edeceği dillendiriliyordu. En önemlisi de bu gezinin silahların susması, yeni bir çözüm sürecinin başlamasından öte, daha çok Kürtler arası diyalogun güçlendirilmesi amacıyla yapılacağı konuşuluyordu. Nihayetinde görüşmelerin başladığı gün asıl amacın Kürtler arası sorunların çözümüne hizmet edecek diyalog ve işbirliğinin geliştirilmesi olduğu açıklamalara yansıdı. Doğru olan da bu. Kürtler kendi içlerinde bu kadar sorunluyken, Kürt partileri birçok kez sıcak çatışmanın kıyısından dönmüşken başka adım atmak olası mı?

Çok uzatmadan belirtmekte yarar var. Irak Kürdistanı’ndaki partiler, özellikle de KDP, KYB ve Goran Hareketi arasındaki sorunlar henüz çözülmüş değil. PKK ile KDP arasında yaşanan olumsuzluklar, söz düelloları Kürt medyasının neredeyse günlük konuları arasında ve ne yazık ki bu ilişkilerin daha da kötüye gitmesini isteyen tetikçilerin sayısı da az değil. Hakeza Rojava’da ENKS ile PYD ve TEV-DEM arasında yaşanan sorunlar da var. Bu ilişkilerdeki her olumsuzluk PKK ile KDP’ye de olumsuz olarak yansıyor. İran Kürdistanı partileri arasında yaşanan ciddi bir sorun yok. Ancak onlar da yanyana duramamanın sıkıntılarını yaşıyorlar. Türkiye Kürdistanı’nı yakından takip edenler bilir; bu parçadaki Kürt partileri arasında da sorunlar var. Özetin özeti, tüm parçalarda diyalogsuzluk had safhada ve bu, çözüm bekleyen önemli bir sorun.

Durum bu iken bir yanlışa da düşmemek lazım. HDP’nin görüşmeleri tüm bu sorunları çözer, demek doğru değil. Ancak HDP’nin bu girişimi sorunların çözümünü, ilerlemeyen Kürdistan Kongresi’nin toplanması girişimini yeniden ve güçlü bir biçimde gündeme getirebilir. En önemlisi de Kürtler arasındaki iç sorunların daha da büyümesinin önüne geçer.

Gezi, Öcalan ile kardeşinin görüşmesinden önce planlanmış olsa bile bu görüşmelere Öcalan’ın katkısının olmadığı inancında değilim. Mehmet Öcalan ile bu konu konuşulmuş mu, onu bilmiyorum. Bildiğim, Ortadoğu’yu en iyi okuyan ve gelişmeleri en iyi gören liderlerin başında gelen Öcalan’ın, iç sorunların çözümü ile sonrasında oluşturması muhtemel stratejik bir ortak akıl merkezinin üreteceği politikaların nasıl bir sıçramaya yol açacağını görmemesi mümkün değil. Öcalan, bu hedefin yaşama geçmesinde Barzani’nin rolünü de en iyi okuyanlardan biridir. Geçmişte Barzani’ye yazdığı mektupta bu sürecin hamiliğini yapmasını istemesi Barzani’nin rolünü iyi okumasındandır. İşin gerçeği de budur.

Hiç kuşku yok Barzani de yaşananları iyi okuyor. Ayrıca şunu da teslim etmek gerekir ki eğer bugüne kadar Kürtler arasında bir iç çatışma yaşanmamış ise bunun en önemli nedenlerinden biri Barzani’nin kararlı tutumudur. Kürtlerin “birakûjî-xwekûjî” dediği kardeş kavgalarının neredeyse tümünü gören, bu çatışmalardaki korkunç dramları iliklerine kadar yaşayan Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak seçildiğinde verdiği ilk demeçte “Ben başkan olduğum sürece Kürtler birakûjiyi bir daha yaşamayacak, buna söz veriyorum” demişti. Bu sözünü tuttu. Bölge devletlerinin, farklı örgütlerdeki ‘şahinlerin’ iç çatışma için yaşama geçirmek isteği tüm provokasyonları boşa çıkarabildi.

Öcalan’ın Barzani’ye Kürtlerin büyük abiliği rolünü biçmesi, Barzani’nin iç çatışma yaşanmaması için harcadığı çabalar, HDP’nin gezisi ile bir kez daha görünür oldu. HDP bunu yaptı, devamını getirmek ise Kürtlerin dört parçadaki partilerine düşüyor. Yoksa HDP yalnız başına bu işin üstesinden gelecek parti değil. Bunu bilmek gerekir.

HDP’ye bir başka rol daha düşüyor, inancındayım. Irak Kürdistanı gezisi ile belki kendi misyonunu da zorlayacak bir sürece adım atan HDP, bunun Türkiye Kürdistanı ayağını çok daha rahat yapabilecek durumdadır. HDP hiç ayrım gözetmeksizin her  Kürt partisinin kapısını çalabilmeli. Türkiye’deki Kürt partilerinin başta kriminal dili terketmeleri için bu gerekli. Bu girişim belki Kürt partilerinin kalıcı diyaloguna da vesile olur. Eleştiriye amenna, herkes eleştirebilir, eleştirilebilir. Ancak unutmamak gerekir ki düşmanlık tohumları eken kriminal dil sadece “En iyi Kürt ölü Kürt’tür” diyenlerin ekmeğine yağ sürer.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et