Proteinlerle zamanda yolculuk
Fotoğraf: Envato
Zaman yolculuğu kavramı 1895’te H.G. Wells’in “Zaman Makinası” (The Time Machine) kitabının yayımlanması ile popülerleşti ve bilim kurgu edebiyatı ile günlük yaşamımıza girdi. O günden bugüne geçen yaklaşık 122 yıllık zaman diliminde pek çok öyküye, filme ve diziye de konu oldu. Doctor Who’nun Tardis’inden, Outlander’ın zamanda yolculuğu sağlayan gizemli kayalıklarına ve Geleceğe Dönüş’ün De-Lorean’ına, zaman makineleri çeşitli formatlarda karşımıza çıkmakta. Geçmişe ve geleceğe yolculuk şimdilik pratikte mümkün olmasa da, geçmiş toplumların ve canlıların nasıl yaşadıkları, canlıların nasıl evrimleştiklerine ilişkin sorulara ayna tutacak bilimsel yöntemler geliştirilmekte. Bugün DNA dizilerinin karşılaştırmaları ve fosil kayıtlarından, geçmişte yaşayan canlılara ve onların evrimlerine dair bilgileri elde edebilmekteyiz.
Bilim insanları ölü organizmalar ya da onların kalıntılarının tamamen yok olmadığını ve zamanda moleküler izler bıraktıklarını biliyor. Örneğin bu moleküler izlerden olan yağların DNA’ya oranla daha dayanıklı olduğu bilinmekte. Benzer bir süreç protein molekülleri için de geçerli. Araştırmacılar protein moleküllerinin DNA’ya oranla daha yavaş bozunduğunu bilse de bu yavaş bozunumun hangi koşullarda gerçekleştirdiği bugüne kadar bilinmemekte idi. eLife dergisinde 27 Eylül 2016 tarihinde yayımlanan araştırma proteinlerin fosil kayıtlarında DNA’ya göre daha fazla korunduğunu ve mineral yüzeyler bağlanan yumurta kabuğu proteinlerinin bazı parçalarının milyonlarca yıllık süreçlerde koruna-bildiğini açığa çıkardı.* . Araştırmacılar, Tanzanya’daki 3.8 milyon yaşında olan Laetoli ve 1.3 milyon yaşında olan Olduvai Gorge arkeolojik kazı alanlarında bulunan devekuşu yumurtası fosillerindeki protein dizilerinin ne kadar ve nasıl korunduğunu araştırdı. Bunun yanında yumurta kabuğunda yer aldığı bilinen protein dizilerini kullanan araştırmacılar bilgisayarda modellemeler yaparak, protein dizilerinde yer alan belirli bölgelerin (peptid dizilerinin) yumurta kabuğunun mineral yüzeyine bağlanmasında görev aldığını ve bu bölgelerin proteinlerin daha kararlı(sağlam) bir şe-kilde bağlanmasını sağladığını gördüler.
Araştırma, arkeolojik alanlarda keşfedilen yumurta fo-sillerinden elde edilecek protein dizilerinin evrimsel ilişkileri anlamada kullanılabileceğini göstermesi bakımından oldukça önemli. Antik örneklerden elde edilen DNA örneklerinin yaşları yüz bin yıllarla ifade edilirken, bu örneklerden elde edilen proteinlerin yaşları milyon yıllarda. Protein örnekleri canlılığın evrimsel tarihinin daha erken dönemlerine ışık tutacak potansiyele sahip. Bunun yanında yumurta kabuğu gibi biyolojik mineral yüzeyler, antik protein örneklerinin korunması ve bugüne kadar kalabilmesi için mükemmel kaynaklar. Proteinlerle geçmişe yolculuk mümkün!
* Demarchi et al. Protein sequences bound to mineral surfaces persist into deep time. eLife, 2016; 5 DOI: 10.7554/eLife.17092
“Ancient eggshell protein breaks through DNA time barrier.” ScienceDaily, 27 September 2016.
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07