LeBron-patron-Clinton-Trump

Ekim sonu-kasım başı NBA mevsiminin başlangıcıdır. Ancak bu yıl aynı dönem ABD başkanlık seçimleriyle çakışıyor.
ABD, 8 Kasım’da son dönemin en enteresan seçim yarışını nihayete erdirecek. Seçim yarışını acayipleştiren elbette Donald Trump’ın varlığı. Irkçı, cinsiyetçi, dev egolu para babası, ABD’de beyaz emekçilerin düzenden memnuniyetsizliğini, benzeri tüm sağcı politikalar gibi en geri duyguları kışkırtarak maniple ediyor. Bu, doğal Cumhuriyetçi gericiliğini dahi “efendi” bırakan siyaset, Trump’ı geleneksel ABD politika arenasını tehdit eden bir figür haline getirdi. Trump’ın bu özelliği Rusya’nın da avuçlarını ovuşturmasını sağladı. Onlar da dijital korsanlık faaliyetleri aracılığıyla ABD iç politikasına tarihlerinde hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde müdahale imkanı yakaladı. Her ne kadar son skandallar Trump’ın şansını azaltsa da, Trump rüzgarının dayandığı toplumsal dinamiklerin, sokakları ırkçılık ve polis şiddetine karşı eylemlerle hareketlenen ABD için pek çok alanda karşılığı olacaktır.
Bu alanlardan biri basketbol. 52 yıllık meşhur “spor laneti”ni, kendi topraklarından çıkan “kahraman” LeBron James’in önderliğinde kazanılan şampiyonlukla sona erdiren Cleveland şu aralar Cavaliers’ın sahibi Dan Gilbert’la kentin hatta tüm Ohio’nun “onursal başkanı” LeBron James arasındaki siyasi gerilime sahne oluyor.
2010’da Miami Heat’e gitmesi sonrası, LeBron James’in arkasından çok sert bir mektup kaleme alan Dan Gilbert’la, LeBron James’in arasının -James Cavs’e dönmüş olsa da- kötü olduğu biliniyor. Buna en son Marlow Stern’ün hatırlattığı gibi Cavs’in şampiyonluk töreni sırasında Gilbert’ın övgü dolu sözlerine James, inanılmaz soğuk bir jestle karşılık verdiğinde tanık olmuştuk.
Şimdiyse ikili arasında birbirine değmeyen ama içeride soğuk rüzgarlar estirdiğine emin olduğumuz bir Trump-Clinton rekabeti başladı.
Emlak devi, Cumhuriyetçi Partinin önde gelen mali destekçilerinden Gilbert’a ait mekanların Cleveland ve memleketi Detroit’te 2 büyük Trump etkinliğine ev sahipliği yapması, “Dan Klan’ı (KuKluxKlan) destekliyor” tezahüratlarıyla karşılandı.
LeBron James kampı ise son Detroit toplantısı ve Gilbert’ın Trump’ı desteklediği iddialarına karşı kendi tarafını güçlü bir şekilde ilan eden bir makale kaleme aldı.
Geçen hafta Business Insider ve Akron Beacon Journal’da yayımlanan “Neden Hillary Clinton’ı destekliyorum” adlı yazıda James, zorlu, yoksul çocukluğunu hatırlatarak kendisi gibi sorunlar yaşayan çocuklar için -fazlasıyla iyimser bir şekilde- Clinton’ın daha eşit ve müreffeh bir gelecek sağlayacağını savunuyor.
Yalnız bir anne tarafından büyütülen siyah ve yoksul bir çocuk olarak James’in makalesindeki tüm gerekçelerin sınıfsal olması önemli bir ayrıntı olarak dikkat çekici.
James, Clinton’ın, 40 yıllık siyaset hayatı boyunca “Devlet okullarını geliştirmek, çocukların iyi eğitim alabilme olanaklarını artırmak, kötü durumdaki okulları onarmak, çocukları eğiten öğretmenlerin haklarının karşılığını almasını sağlamak, imkanı olmayanlara üniversite eğitimi sağlamak, halkın sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak, çocuk hastanelerini desteklemek” konusunda adımlar attığını söylüyor. Ayrıca yazıda siyahlara dönük polis şiddetine dikkat çekiliyor ve toplumu daha da ayrıştıracak değil birleştirecek bir lidere ihtiyaç olduğuna vurgu yapılıyor.
Bunları yapacak ismin Clinton ya da Trump olmadığı aşikar ama James’in deyimiyle “patron”la, “çalışan” arasındaki siyasi gerilim dikkat çekici. Adının azılı Trump’çıya çıkmasından rahatsız olması muhtemel Gilbert’ın önceki gün Detroit’e gelen Clinton’la bir görüşme yaptığını da hatırlatalım.
Cleveland’da ister şampiyon takımın sahibi olsun ister Ohio senatörü, herhangi bir figürün LeBron James’e karşı çıkması çok zor bu yüzden seçim yaklaştıkça bu gerginliğin en azından kamuoyu önünde yükselmesini beklemek doğru olmaz.
Ancak J.R. Smith’le en kısa sürede sözleşme imzalanmazsa, işte o zaman Gilbert’ın başı büyük belaya girer.