14 Ekim 2016 00:24

‘Suriye düğümü’ ve güç mücadelesindeki hesaplar

‘Suriye düğümü’ ve güç mücadelesindeki hesaplar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suriye üzerindeki çoklu “vekalet savaşı” adeta kör bir düğüme dönüşmüş. Bir tarafta savaşın ana aktörleri ABD ile Rusya, diğer tarafta “yan aktörler” Suudi Arabistan/Türkiye/Katar ve İran’ın olduğu Sünni-Şii hesaplaşması… Bunlara bir de Türkiye’nin Rojava kantonlarının birleşmesini engellemek için Kürtlerin kazanımlarına karşı yaptığı “Fırat Kalkanı” hamlesi eklendiğinde, kadim Suriye toprakları üzerindeki kan ve gözyaşının ağır olmaya devam edeceği ortada.
İçerideki savaşta ve dışarıdaki diplomatik görüşmelerde, taraftar birbirine sonucu belirleyecek bir üstünlük sağlamayınca hem can kaybı hem de bölgesel savaş olasılığı artıyor.
2011’den bu yana rejimi devirme adına başlatılan savaş, çeşitli tahminlere göre 300 binden fazla insanın canına mal oldu; 10 milyondan fazla insanı yerinden yurdundan etti, sığınmacı duruma düşürdü. Sefil, perişan etti.
Emperyalistlerin tepiştiği ancak halkın ezildiği bir ülkedir Suriye... 
Görünen o ki; zaman ilerledikçe eski düğümlere yenisi ekleniyor. Bu nedenle “Suriye sorunu” çok sayıdaki düğümden oluşan bir hesaplaşma alanı.  Önce hangisinin çözüleceği konusunda ise en küçük bir umut yok ortada.
Bayramdan önce ABD ile Rusya arasında varılan ateşkes beklendiği gibi tutmadı. En önemlisi de ABD, BM konvoyuna Suriye ordusunun saldırdığını söyleyerdek ve bunu gerekçe göstererek görüşmelerden çekildiğini açıkladı.
İki gündür dünya basını, ABD ve Rusya dışişleri bakanlarının yarın Lozan’da yeniden bir araya gelmeye karar vermesini, “umutlu gelişme“ olarak sunuyor. Görüşmelere Suudi Arabistan, Türkiye ve İran temsilcilerinin de katılacağı duyuruldu. 
Ne var ki, bugüne kadar savaşı körükleyen ülkelerin bir masa etrafından toplanıp savaşı bitirmeye karar vermeleri mümkün görünmüyor. Çünkü, Suriye üzerindeki planlar, kazanımlar ve kayıplar, bölge üzerinde hesap içerisinde olan ülkelerin dünya politikasındaki geleceği bakımından büyük bir önem taşıyor. Suriye üzerindeki paylaşımda anlaşmanın sağlanması, aynı zamanda birilerinin kazanması, birilerinin de kaybetmesi anlamına gelecektir. Hepsini memnun edecek ortak bir plan ise görünürde yok. Bu nedenle, radikal dinci örgütün tamamen yok edilmesini istemiyorlar.
Gelinen aşamada, çatışmanın ana aktörleri ABD ve Rusya, taviz vermeye, geri çekilmeye niyetli değil. 
Denilebilir ki, “Suriye düğümü” Ortadoğu’nun ve bölgenin geleceği açısından tahmin edilenden de büyük bir önem taşıyor.
Suriye merkezli gelişmeleri bu hafta “Dünyadaki iktidar mücadelesi” başlığıyla kapağa taşıyan Der Spiegel dergisi, ABD’nin doğrudan Suriye ordusunda saldırması durumunda “Ortadoğu’da korkunç gelişmeleri tetikleyebileceğine” işaret ediyor.
Der Spiegel, ayrıca “Suriye düğümü”nün Halep’te kilitlendiğini yazıyor. Bütün güçlerin kenti ele geçirmek için etrafında büyük bir silah sığınağı yaptığını belirtiyor. Rusya ve Suriye ordusunun kenti ele geçirmek için yaptığı hamleler, ABD ve müttefikleri tarafından sert şekilde eleştiriliyor. Spiegel’e göre Halep’in ele geçirilmesi, savaştaki dengenin de değişmesi anlamına geliyor.
Öyle anlaşılıyor ki; ABD’nin ya da bir müttefikini Suriye ordusuyla doğrudan savaşa girmediği durumda, dışarıdan desteklenen “muhalefet örgütler”le rejimin devrilmeyeceği artık anlaşılmış bulunuyor. Bu aşamada “muhalefetin” havadan Suriye ordusunda karşı savaşacak konuma gelmesi için Pentagon’da ciddi planlar yapılıyor. Başka bir değişle ABD, muhaliflere hava savunma sistemi ve alçak uçuş yapan helikopterler vermeyi gündemine almış bulunuyor.
Bu durum, doğal olarak savaşın körüklenmesi, bölgesel bir savaşın tetiklenmesini beraberinde getiriyor. Zira, ABD ve onun arkasında dizilen bütün ülkeler ve örgütler zamanı geriye çevirim, 2011’e dönme niyetinde değil.
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin derdi ise, giderek sertleşen “dünyadaki iktidar mücadelesi”nde nerede saf tutulacağı... Aslında ABD’nin arkasında saf tuttuğu ortada. Yine de arada bir boşluk bulup “inisiyatifi kapılabilir miyim” diye planlar da yapılıyor. 
Özellikle de Almanya, ABD ile birlikte hareket ederken Rusya ile ekonomik ilişkilerin bozulmaması için manevra üzerine manevra yapıyor. Hükümetin bir kanadı ABD, diğer kanadı Rusya ile iyi ilişkiler sürdürerek, her durumdan kârlı çıkmanın hesaplarını yapıyor.
Welt am Sonntag gazetesi, geçen Pazar yayınladığı uzun haber-analizde Rusya’nın ABD’yi provokasyona getirdiği, yeni bir silahlanma yarışı başlattığı ve şimdi de atom silahlarını gündeme getirdiğini yazarak, Almanya’nın Rusya’ya karşı daha açıktan tutum alması gerektiğini yazdı.
Bütün bunlar, yarınki Kerry-Lavrov görüşmesinden çok fazla somut bir ilerlemenin çıkmayacağını, çatışan güçler etrafında cepheleşmenin daha belirginleşmeye başlayacağını gösteriyor.
Çünkü zaman ilerledikçe hesap alanları daralıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa