Halet Çambel 100 yaşında
Ekim, mimarlık ayı ya...
Adana’ dan Çukurova Üniversitesi öğrencilerinden çağrı alınca, yerimde durur muyum?
Hele hele bu yıl anıt insanımız Halet Çambel’ in 100. doğum yılı ise... Hele ayrıca benim onları bir de Halet Çambel’ in Karatepesi’ ne götürmemi istiyorlarsa...
14 Ekim günü Adana’da üniversitedeydim.
Anadolumuzu anlattım her sınıftan öğrencilere ...
Son yıllarda derdim gücüm, onların eğitimlerinin ardından hemen yurtdışına çıkmayı tasarlamaları...
Bu güzel yurt, bu en eski kültür kazanı, Avrupa’nın anası kimlere kalır?
Onların ülkelerinde kalmalarının ortamını sağlamak şu sıra hepimizin derdi olmamalı mı?
Bu gün de (15 Ekim) Karatepe’ ye gittik hep birlikte.
İki otobüs dolmuştu. Yer bulamayanlar da çokmuş...
Önce gerçek bir irem olan çevrenin tadına vardık.
Ceyhan Irmağının çevresini dolanmasıyla bir yarımadaya dönüşmüştü bu yerleşim. Hititlerin son krallıklarından birinin yazlık yerleşiminin güney-kuzey kapıları, ortostat dedikleri kayalarla bezenmişti. Oydurduğu yazılarla nasıl da övünüyordu Hitit Kralı...
İsa’dan önce sekizinci yüzyılda halkını doyundurmuştu, giyindirmişti. Onları mutlandırmıştı...
Bana göre, övünürse bunun için övünmeliydi kişi. Kendine kamu parası ile yaptırdığı sarayla, adına yaptırdığı tapınakla değil...
Küçücük bir müze Halet Çambel’in kazıp çıkardığı çanak çömlekle doluydu.
Bir oylumda da Halet Çambel belgeseli gösterildi bize.
İki dilli yazıtlar, Finike dili aracılığı ile Hitit Hiyeroglifinin çözümünü sağlamışlardı. Yalnızca buradaki yazıtlar değil bütün Anadolu’daki Hitit yazıtları da böylece okunabilmişti. Ne denli önemliydi bu...
Daha neler neler armağan etmişti Halat Çambel bize ... Yaşamının neredeyse yarısını son Hitit krallıklarından birine vererek...
Neredeyse bir yüz yıllık yaşamı dopdoluydu verdikleriyle. Ama her şeyden önce, burada yanlış bir tasarımla gerçekleştirmeyi tasarladıkları barajın su yüksekliğini düşürterek bütün bir belgeyi oluşturan yerleşkenin su altında kalmasını önlemiştir. (İşin burasında daha dün sulara gömülen Allınoi’ yu düşünebilirsiniz...)
Halet Çambel, bir de, buraların kaymakamının, ilkokul çağına gelip okul bulamayan çocukların Halet ablası, teyzesiydi. Bir okul kurup, çocukların ilkokul diploması almasını sağlamıştı. Kadınlara kilim örmeyi öğretmiş, Karatepe kilimlerini ünlü kılmıştı. Böylece bir yörenin kalkınmasına da omuz vermişti.
Eğitimden sağlığa, bir insan coğrafyasına kattıkları bugün bile çiçekler açıyordu.
Bunları size daha sonra bir betikle anlatmak istiyorum.
Dönüşte Kastabala’yı da gördük; Çukurova’nın Hierepolisini, eski çağın son tiyatrolarından birini...
Bütün bu iki günü örgütleyenler, kızlı erkekli, yedi gençti.
Hepsinin gözleri pırıl pırıl yürekleri dopdolu...
Sağ olsunlar, var olsunlar!
Evrensel'i Takip Et