Nobel bilim ödülleri ışığında Türkiye'ye bakmak
Fotoğraf: Envato
Nobel Fizik, Kimya, Fizyoloji veya Tıp, Edebiyat, Barış ve Ekonomi Ödüllerinin kimlere ve hangi çalışmalar için verildiğini konuyla ilgilenenler biliyordur sanırım. Bilmeyenler için ödül kazananları sırasıyla yazalım: David J. Thouless, Duncan Haldane, John M. Kosterlitz, Jean-Pierre Sauvage, Fraser Stoddart, Ben Feringa, Yoshinori Ohsumi, Bob Dylan, Juan Manuel Santos, Oliver Hart ve Bengt Holmström. Çalışmalarını buraya özetleyerek de olsa sığdırmak zor elbette. Bu çalışmaların çığır açıcı ve öncü çalışmalar olduğu rahatlıkla söylenebilir. Hatırlarsak geçen yıl Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan üç bilim insanından biri Prof. Dr. Aziz Sancar idi. Sevindirici ve gurur vericiydi bence.
Türkiye’de temel bilimler alanında nitelikli çalışmalar yapıldığı ve tüm olanaksızlıklara ve zorluklara rağmen inatla ve özveriyle çalışmalarını sürdüren bilim insanlarının var olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu çalışmaların ve araştırmacıların pratikte nasıl bir karşılığı olduğu ve toplumsal olarak nasıl değerlendirildiği tartışmaya açıktır. Bu anlamda konuyla ilgili devlet politikaları da tartışmaya açıktır.
Temel eğitim/ilköğretim konusunda devasa sorunlarla boğuştuğumuz iyice bilinmektedir. Bu sorunların lise ve üniversite düzeyinde katmerleştiği bir gerçektir. Çözüm konusunda çok yerinde ve gerçekçi önerilerin varlığına rağmen yanlışlarda ısrar eden ve hatta Türkiye’ye göre ekonomik ve sosyal anlamda çok geride olan ülkelerle karşılaştırıldığında ilkel denilecek bir zihniyet söz konusudur ne yazık ki. Bu zihniyet sahipleri bir yandan araştırmacıları teşvik amacıyla büyük miktarda “yatırım” yapmaya çalışırken öte yandan da temel/ilk/orta/lise/üniversite eğitim-öğretim zincirini hunharca kırmakta ve öğretmenlerin/bilim insanlarının itibarlarını sarsmaktadır.
Ülke coğrafyası inşaat ve rant alanına, eğitim ve araştırma kurumları birer devlet dairesine dönüştürülmüş durumdadır. Para ve güç genel geçer amaç haline gelmiş ve güçlünün hukuku her alana egemen olmuştur. Bu çok olumsuz koşullara rağmen kendisine ve emeğe saygılı eğitim ve bilim emekçileri nitelikli öğrenci yetiştirmek ve ses getirecek bilimsel sonuçlar elde etmek için çaba harcarken sürgün, ihraç, açığa alınma, istemediği halde başka okullara atanma (ve saymadığımız çok sayıda) cezalarla yüz yüze kalmaktadırlar. Normal koşullarda bunu anlamak ve açıklamak çok zordur.
Resmi rakamlara göre işsizlik ve yoksulluk hızla artmaktadır. Özellikle genç nüfustaki işsizlik kaygı vericidir. Nüfusumuzun yarısı açlık sınırında yaşamaktadır. Bilim karşıtı dizi filmler ve tek yanlı yayın yapan televizyon kanalları ile akılları tutulan toplum kesimleri tedirgin ve sessizdir.
Her düzeydeki eğitim, öğretim ve araştırmayı normal rayına oturtamazsak ve öğretmenler ile bilim insanlarının itibarlarını yükseltemezsek acı verici, telafisi zor ve geriye götürücü sonuçların hepimizi çok olumsuz şekilde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Cehaletin en tehlikeli düşman ve “az okuyan/bilen fakat çok inanan”ların da en tehlikeli insanlar olduğunu akıldan çıkarmamamız gerekmektedir.
Kendisine saygısı yüksek, ahlaklı, adil, okumayı ve araştırmayı seven insanlar yetiştirmeye odaklanan bir model üretmek zorundayız. Sağlıklı toplumlar seven ve sevilen, barış içinde ve yan yana yaşamayı amaç edinen, doğayı ve canlıları koruyan bireylerden oluşur. Normalleşmek için iyi ve çalışkan insanları yetiştiren bir eğitim/öğretim sistemine ihtiyacımız vardır.
Farklı olanlardan nefret eden ayrımcı söylem yerine sevmeyi, eşitliği ve özgürlüğü savunmayı esas alan bir söylemi amaç edinmeli ve yaygınlaştırmalıyız.
Çatışarak değil birlikte çalışarak çözüm üretebiliriz. Ceza yerine ödül vereceğimiz insanlardan büyük ödüller almasını bekleyebiliriz. Nobel Bilim Ödüllerinin ışığı bu anlamda yol göstericidir. Görenlere!
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! (2) 06 Ekim 2016 00:07
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! 22 Eylül 2016 00:52
- Bu kaos ve kabus ortamında barış olası mı? 25 Ağustos 2016 00:32
- Kentlerimiz ve demokrasimiz 11 Ağustos 2016 01:00
- Darbe girişimi, normalleşme ve demokrasi 28 Temmuz 2016 00:51
- Su uyur, Milli Eğitim Bakanlığı uyumaz 14 Temmuz 2016 01:00
- Ne yazmalı ve ne yapmalı? 30 Haziran 2016 00:52
- Militarist ve gerici eğitimle nereye? 16 Haziran 2016 00:52
- Paranın padişahlığı ve güçlünün hukuku 02 Haziran 2016 01:00
- Bilim karşıtlığı, yozlaşma ve faşizm 19 Mayıs 2016 00:52
- Yüzleşemediğimiz için yozlaşıyoruz! 05 Mayıs 2016 01:00
- Kendi çapında bir 'yıldız' olan Türkiye hızla 'black hole' olma yolunda! 21 Nisan 2016 01:00