22 Ekim 2016 00:13

Gazeteciliğin karşısındaki iktidar Kuzey Dakota'da da aynı

Gazeteciliğin karşısındaki iktidar Kuzey Dakota'da da aynı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de yüze yakın gazeteci tutuklu, onca medya kuruluşu mühürlü. Bağımsız gazeteler ve gazeteciler üzerindeki baskı her geçen gün biraz daha artıyor. Bazen bir adım geriye çıkıp içinde bulunduğumuz gerçekliğe eleştirel bir mesafeden bakmak ve gerçekliğimizi farklı yönleriyle, nesnel ve serinkanlı bir şekilde görmek gerekir. Gündelik bir deneyimin farklı bir bağlamda başkalarınca nasıl yaşandığına tanık olmak ve anlamaya çalışmak bu farkındalık için en doğrudan yollardan biri. 

Hafta başında basın özgürlüğünün önüne çekilen setler ve iktidarların hakikat nefreti ile ilgili bu kez Amerika’dan bir vakayı takip ettik. Amerika’nın Kuzey Dakota eyaletinde bir savcı, internet yayını yapan alternatif haber kanalı Democracy Now!’ın kurucularından Araştırmacı Gazeteci Amy Goodman’ın tutuklanmasını istemişti. Goodman pazartesi günü ifade vermeye adliyeye gittiğinde davanın şimdilik geri çekildiğini öğrendi. Yöneltilen suçlamaların doğası ise bize çok tanıdık. Savcılık, Goodman’a yaptığı bir haber üzerinden devlete karşı ayaklanma suçlamasında bulunuyordu. Oysa Goodman eylül ayında Kuzey Dakota’nın Mandan bölgesinde yaşayan Amerikan yerlisi Ayakta Duran Taş (StandingRock) Sioux kabilesinin bir protesto eylemini takip etmiş, orada Democracy Now! kameraları tarafından kaydedilen korkunç görüntüleri kamuoyuna ulaştırmıştı. Sioux kabilesi ve onlarla dayanışanlar kabile için kutsal olan topraklardan geçmesi planlanan petrol boru hattına karşı uzun zamandır barışçıl protesto eylemleri gerçekleştiriyorlardı. Ancak ana akım medyada haber olamıyorlardı. Bahsi geçen gün, polis ve özel güvenlik görevlileri biber gazı ve köpeklerle protestoculara saldırdığında Democracy Now! kameraları kayıttaydı. Güvenlik köpeklerinin kanlı dişlerinin görüldüğü kayıtla saldırı anı birkaç saat içinde sosyal medyada on dört milyon kişi tarafından izlendi. CNN, CBC gibi ana akım televizyon kanalları da duruma kayıtsız kalamadı ve Sioux kabilesinin mücadelesi ile polisin muamelesi yaygın medyada da görünür oldu. 

Amy Goodman burada önemli bir gazetecilik başarısına imza atmış oldu ki zaten ödüllü bir gazeteci ve hakkındaki davalar da ilk kez yaşadığı bir durum değil. Mesela 2008’de Cumhuriyetçi parti kongresinin yapıldığı binanın önündeki savaş karşıtı bir protestoyu takip ederken arkadaşlarıyla birlikte göz altına alınmış. Kuzey Dakota vakasında gördüğümüz gazetecilik, hakikat, iktidar ve yargı mekanizması ise, dedim ya bize çok tanıdık. Goodman önce protestonun gerçekleştiği bölgede bulunarak özel mülke izinsiz girmekle suçlandı. Daha sonra bu suçlama ayaklanmaya katılmak olarak değiştirildi. Bir gazetecinin toplumsal bir olaya tanıklık etmek üzere olay yerinde olması ve tanık olduğu eylemi sesi duyulmayanın gözünden kamuoyuna aktarması gazeteciliğin kendisinden başka bir şey değil. Savcılığın ‘Hayır bu gazetecilik değil izinsiz eyleme katılmaktır, isyan etmektir ve suçtur’ deyişi de hakikatin önünde set olmak için canını dişine takan iktidarın sesinden başkası değil. Gerçek gazetecilik de onu ezen güç de çok farklı bağlamlarda ve farklı sonuçlarla da olsa, özünde aynı mekanizmalar üzerine inşa oluyor. Ve hakikat dönüp dolaşıp yolunu buluyor, asla gömülü kalmıyor. 
Hakikate açılan pencere, belgesel sinema..

Hakikate açılan bir pencere de belgesel sinema sayesinde. Önümüzdeki günlerde Almanya’nın Leipzig kentinde gerçekleştirilen DOK Leipzig’de Türkiye belgesellerinden bir seçki damga vuracağa benziyor. 31 Ekim’de başlayacak olan festivalde Bîra Mi’ Têtin’den Bağlar’a ve Koloni’ye, bazılarının gösterimi Türkiye’deki resmi ve gayriresmi sansür mekanizmalarınca engellenmiş önemli belgeseller şanslı bir seyirciyle buluşacak.

Bir belgesel sinema haberi de bizden vermek isterim. Yönetmen-Akademisyen Can Candan’la birlikte derlediğimiz Türkiye’de Kürt Belgesel Sineması: Kimlik ve Direnişin Siyaseti ve Estetiği başlıklı kitap on yazarın çok değerli katkılarıyla İngilizce olarak yayımlandı. Yakında Kürtçe ve Türkçe olarak da yayımlanacak olan kitapta Kürt gerçekliğinin belgesel kameradan süzülüşünü inceleyen makaleler hakikatin er ya da geç çatlağını bulacağını da işaretliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa