Gazetecilerin mahkeme mesaisi
Dün, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinin 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin duruşma salonu önü Gazeteciler Sendikası ya da Cemiyetinin kongre salonu kulisi gibiydi. Onlarca gazeteci sanık olarak ya da sanık olan meslektaşları ile dayanışma için oradaydı. Dün, 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin duruşma salonlarının önünde bir saat geçirmek ve konuşulanlara kulak kabartmak Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu anlamak için yeterli olacaktı.
Evrensel Gazetesi Eski Genel yayın Yönetmeni İhsan Çaralan Özgür Gündem gazetesine yapılan baskılar karşısında dayanışma için bir gün Özgür Gündem genel yayın yönetmeliği yapmaktan yargılanıyordu.
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Yazı İşleri Müdürü Vural Nasuhbeyoğlu gazetenin internet sitesinde yayımladıkları ve iki saat sonra haberin yanlış olduğunu anlayarak kaldırdıkları bir haber nedeniyle yargılanıyordu.
Çaralan, Özgür Gündem gazetesine yapılan baskılara karşı tepki göstermek, gazete ile dayanışmak bir gazetecilik görevi derken, Polat ve Nasuhbeyoğlu yargılandıkları haberin sadece gazetecilik kaygısı ile yayınlandığını ve haberin yanlış olduğunun anlaşılması üzerine kaldırılmasının da bunu anlattığını söyleyerek, Türkiye’deki basın özgürlüğünün engellenmesinin örneklerini sayıyorlardı bir bir.
Özgür Günden Eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin, gazetenin hem aynı şekilde yirmi beş senedir yayın yaptığını, gazetelerinin bombalandığını, muhabirlerinin, yöneticilerinin ve hatta çocuk yaştaki dağıtıcılarının öldürüldüğünü, aynı şeyleri yazdıkları, aynı haberleri verdikleri halde “çözüm süreci” denilen üç sene içerisinde gazeteye çok az dava açıldığını ama “masa devrildikten” sonra dava bombardımanı ile karşılaştıklarını söylüyordu.
Koridorda Celal Başlangıç yurda çıkış yasağının nasıl konduğunu ve kaldırıldığını anlatırken, dava dosyasından Çaralan’a da aynı yasağın konduğunu ve haberi dahi olmadan kaldırıldığını öğreniyorduk.
Fatih Polat, başta Sınır tanımayan Gazeteciler Örgütü olmak üzere gazeteci örgütlerinin raporlarından söz ederken duruşmada, koridorda Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Sorumlusu Erol Önderoğlu’nun da yargılandığını öğreniyorduk.
Keşke, burada mahkeme koridorunda yaşananları herkes görseydi. Herkes duysaydı. O zaman AKP Hükümetinin basın özgürlüğü hakkında söylediklerinin gerçek karşısındaki durumunu anlarlardı.
Halk koridorda ve duruşma salonlarında konuşulanlardan haberdar olamıyor ama bunda oradaki mağdur gazetecilerin yandaş medya denilen basının yüzde doksanının görevini yapmamasının da rolü yok mu?
Evrensel'i Takip Et