30 Ekim 2016 01:00

HIV ve 0 numaralı hasta efsanesi

HIV ve 0 numaralı hasta efsanesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnsan bağışıklık yetmezlik virüsü, İngilizce kısaltmasıyla HIV, insanlarda AIDS hastalığına yol açan bir RNA virüsü. 2015 yılı sonundaki Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 36.7 milyon kişi bu virüsle yaşıyor ve bunların yarısı virüse karşı antiretroviral tedavi görüyor.
HIV virüsünün ilk olarak 1920’li yıllarda Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ortaya çıktığı genel kabul görüyor. Şempanzelerdeki SIV virüsünün, HIV’in evrimsel atası olduğu biliniyor ve HIV’in şempanzelerden insana geçtiği düşünülüyor. 1980’li yıllara kadar bu virüsün kaç kişiye bulaştığı ve kaçının hastalık belirtilerini gösterdiği net olarak bilinmiyor. Şimdilerde yaşanan AIDS salgınının 1970’lerin ortası ile sonlarına doğru başladığı ve 1980’lerde ise diğer kıtalara yayılmış olabileceği düşünülüyor.
1982 yılında ABD’de Center for Disease Control (CDC, bizdeki Hıfzısıhha’ya denk düşen kurum) AIDS salgınını duyurdu. HIV’in AIDS ile ilişkilendirilmesi ise 1983 yılında oldu. Fransa’daki Pasteur Enstitüsünden Dr. Luc Montagnier ve ekibi AIDS’e neden olduğunu düşündükleri yeni bir retrovirüs izole ettiklerini açıkladı ve bu virüse LAV (lenfoadenopati-ilintili virus) adını verdi. 1984’te ABD’den Dr. Robert Gallo ve ekibi benzer bir virüsü izole etti ve virüse  HTLV-III (insan T lenfosit virüsü tip III) adı verildi. Bu iki araştırma grubunun yoğun çalışmaları, karşılıklı tartışmaları ve iş birliği sonucunda bu alanda büyük ilerlemeler kaydedildi. 1985 yılına gelindiğinde ise bu iki virüsün aynı olduğu anlaşıldı ve Virüs Taksonomisi Üzerine Uluslararası Komite, virüsün adını HIV olarak değiştirdi.
O günden günümüze, HIV’in yayılışını, evrimini inceleyen ve HIV’in neden olduğu sağlık problemlerinin tedavisini amaçlayan yeni bilimsel araştırmalar hız kesmiyor. ABD’de Arizona Üniversitesi ve İngiltere’deki Cambridge Üniversitesinden araştırmacılar, Nature dergisinde 26 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan araştırmayla HIV virüsünün ABD’ye nasıl yayıldığını gösterdi.
Bu çalışmada, 1980 öncesinde HIV taşıyan erkek hastalardan alınan eski kan serumu örneklerinden virüse ait RNA parçaları yeni bir yöntemle saflaştırıldı ve virüsün evrimsel ağacı oluşturuldu. Çalışma, HIV’in ABD’ye yaygınca düşünülenin aksine 1970’te geldiğini ve ilk olarak New York’ta görüldüğünü; New York’a ise Karayiplerden geçiş yaptığını ortaya koydu.
Buna ek olarak çalışma çok önemli bir tarihsel hatayı da düzeltti. 1980’lerde medya tarafından virüsü ABD’ye getirip yaymakla suçlanan, medyanın lincine maruz kalan ve ilk AIDS aktivistlerinden Gaetan Dugas’ın aslında “Sıfır Numaralı Hasta” (Patient 0) olmadığını ortaya çıkardı.
Sıfır numaralı hasta terimi tarihte ilk kez Dugas için kullanılmıştı. Bunun ise yanlış anlaşılmalara dair bir hikayesi var. Dugas, ABD kökenli olmadığı için, ona ait örnekler Hasta O (Patient 0) olarak işaretlenmiş. Burada kullanılan O harfi ABD dışından geldiğini göstermek üzere kullanılmış bir kısaltma ancak 1980’lerde yayımlanan bi-limsel makalelerde O harfi 0 sayısı ile karıştırılmış ve böylece Sıfır Numaralı Hasta terimi ve  o zamanki bilinmezliklerin ve “başkalarını suçlama” - linç - kültürünün de etkisiyle  Dugas’ın “Sıfır Numaralı Hasta” olduğu efsanesi doğmuş. Bu araştırma, Dugas’ın ölümünden yaklaşık 32 yıl sonra geç gelen bir özür aslında.
Bugün HIV ve onun yol açtığı AIDS hâlâ yoksul ülkelerin halklarının ve gelişmiş ülkelerin yoksullarının en önemli sağlık problemlerinden. Virüsün evrimini, yayılışını anlamak bu nedenle oldukça önemli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa