CHP, HDP ve ‘direnme hakkı’ ortaklığı
Fotoğraf: Envato
Dokuz HDP milletvekili ve Cumhuriyet gazetesinin dokuz yönetici ve yazarının tutuklanmasına tepkiler ve bu tepkilere yönelik panzerli, coplu, gazlı, gözaltılı polis saldırıları sürerken HDP Parti Meclisi Diyarbakır’da, CHP Parti Meclisi ise Ankara’da toplanarak yeni ve önemli kararlar aldı.
HDP Parti Meclisi Diyarbakır toplantısında, “Meclis çalışmalarını durdurma kararı” alırken, CHP de iktidarın uygulamaları karşısında halkın “direnme hakkı” doğduğunu ilan ederek bütün demokrasi ve özgürlük isteyen güçlere “ortak mücadele” çağrısı yaptı.
GEREKÇELER FARKLI, MÜCADELE İSTEĞİ ORTAK!
Erdoğan-AKP Hükümetinin ilerici demokrat güçlere karşı sınır tanımayan baskı girişimleri ve bu tartışmaların yürütüldüğü ortamda Ankara’da iki gün boyunca toplanan CHP Parti Meclisi, yaptığı açıklamada; “Saray ve AKP yöneticileri, demokrasimize ve ülkemizin bekasına yönelik en büyük tehdittir. Bu tehdit yurttaşlarımıza demokratik direnme hakkını da vermektedir...Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel ve hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir. CHP bu yaşamsal özgürlük, demokrasi, birlik ve bağımsızlık hareketinin öncülüğünü yapmaya hazırdır” denildi.
CHP’den bir gün önce Diyarbakır’da yapılan HDP Parti Meclisi toplantısında ise Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen; “Meclis gurubumuz ve Merkez Yürütme Kurulumuz ile yaptığımız tartışma doğrultusunda, demokratik siyaset tarihimizin bu en kapsamlı ve karanlık saldırısı karşısında, yasama organındaki çalışmalarımızı durdurmaya ve bir kez daha halklarımızla buluşmaya karar verdik...Önümüzdeki günlerde ev ev, mahalle mahalle, köy köy, ilçe ilçe, il il dolaşarak halkımızın şikâyet ve önerilerini dinleyeceğiz... Bundan sonra bizim gündemimizde halkla tartışmak ve halkla karar vermek var” diyerek, mücadeleyi bundan böyle halkla birlikte sürdüreceklerini söyledi.
ORTAK TALEPLER APAÇIKTIR!
Meclisteki ana muhalefet partisi CHP ve üçüncü büyük parti olan HDP, yöntemleri ve gerekçeleri farklılık gösterse de Erdoğan-AKP Hükümetinin ülkeyi felakete doğru sürüklediğinde hemfikirdirler ve bunun için siyasi iktidarı halka şikayet etmekte, “direnme hakkı”ndan söz etmektedirler. HDP, “Meclis çalışmalarını durdurarak”, vekillerinin tutuklanmasını da protesto eden bir tarzla birleştirerek “direnme hakkı” için adım atarken, CHP de “Erdoğan-AKP rejimi” karşısında “Ne darbe ne dikta” diyerek artık halkın “direnme hakkının” doğduğunu belirtmekte ve “CHP’nin bu yaşamsal özgürlük, demokrasi, birlik ve bağımsızlık hareketinin öncülüğünü yapmaya hazır” olduğunu ilan etmektedir.
Türkiye’nin ilerici demokrat güçleri ve demokrasi güçlerinin uzunca bir zamandan beri; “Tek parti tek adam rejimi” girişimlerine karşı yaptıkları ortak mücadele çağrıları ve bu doğrultudaki girişimleri -Demokrasi İçin Birlik (DİB) çerçevesindeki girişimler- Türkiye’nin bu iki önemli siyasi partisinin açıklamalarıyla önemli ölçüde örtüşmektedir.
Dolayısıyla hükümetin;
-OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yönetme girişimlerine,
-Bölgedeki mezhep ve etnik çatışmalara girme hevesinin de ifadesi olan savaş politikalarına,
-“Başkanlık sistemi” ve AKP anayasasını dayatma girişimlerine,
-Basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğünün engellenmesine; bu kapsamda gazetelerin, dergilerin, TV kanallarının kapatılmasına, yayın araçlarına el konulması girişimlerine... karşı laik ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde ortaklaşma isteği açıktır.
Bu birlik ve ortak mücadele isteği, “tek parti tek adam rejimi”ne karşı mücadelenin zeminini de son derece genişletmiştir.
Burada elbette, “birlik” ve “ortak mücadele” sorunlarının ortadan kalktığı, özellikle HDP ve CHP yakınlaşmasının sorunlarının aşıldığı söylenemez. Ama bugün her iki partinin yetkili kurullarından yapılan açıklamalar, ortak mücadele zemininin güçlendiği ve giderek ortak bir mücadele platformu etrafında birliğin geliştirilmesinin güçlendiği anlamına gelmektedir. Gidişat, ortak mücadeleyi daha da zorunlu kılacağı doğrultusundadır.
ŞARTLAR BİRLİK VE ORTAK MÜCADELEYİ ZORLUYOR
Sermaye medyası ve AKP-MHP koalisyonunun sözcüleri, HDP’nin aldığı kararın “neden ve niçin”lerini, ülkenin getirildiği yerle bu karar arasında bir bağlantı kurarak, “Ne oluyor?” sorusuna yanıt aramak yerine, “HDP’li milletvekillerinin milletvekilliklerinin de düşmesinin şartları üstünden siyasete ayar vermeye çalıyorlar. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar ise, yandaş medyanın yanı sıra biat etmiş medya organlarını da kullanarak, tutuklamaları, “Bağımsız yargı kararı”, dolayısıyla kendi haklılıklarının kanıtı olarak göstererek, siyasi gerilimi artıran bir propagandaya hız veriyorlar.
Öyle ki uzunca bir zamandan beri HDP’li vekillere kapatılan “bağımsız medya”nın televizyon kanallarının artık Cumhuriyet gazetesi çizgisine de yasak getiren bir aşamaya geldiğine tanık olduk. Üstelik bu, Cumhuriyet’e yapılan operasyonun tartışıldığı NTV’deki programa gazetenin avukatlarına söz hakkı tanınmamasına kadar vardı. Ki, bu durumda önümüzdeki günlerde CHP’nin yaptığı açıklamada sözünü ettiği “direnme hakkı” üstünden ve CHP’nin attığı adımı geri aldırmak için bir kampanya yürütüleceğini, CHP’ye de HDP ve Cumhuriyet gazetesi gibi adım adım “ekran yasağı” getirileceğini söylemek yanlış olmaz.
Ama şu da bir gerçek ki; özgürlük ve demokrasi isteyen güçlerin, geldikleri gelenek ya da nihai amaçları ne olursa olsun, ayrı ayrı yürüyerek ayakta kalmaları imkanı kalmamıştır; ya birleşip mücadele edecekler ya da Erdoğan-AKP Hükümeti kendi rejimini kurmak üzere tüm muhalif güçleri sindirmeyi başaracaktır!
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47