Vesayet düzeni

ABD’de seçimler sonuçlandı ve kendisinin bile beklemediği şekilde Trump kazandı. Oy verme sırasında karısının verdiği oya göz atması bile güvensizliğinin tepe yaptığı andı. 
Şimdi ne olacak?
Dünya işini gücünü bıraktı bu soruyu soruyor. Karşılıksız dolar basma hakkına sahip ve yıllık harcamasının 15 trilyon dolar olduğu tek ülke olduğu düşünülürse sonuçtan tüm dünya etkilenecek. 
Şimdi ABD’de sokaktaki adama, kadına soracaklar, “Kime oy verdiniz?”
Büyük çoğunluk “Valla Trump’a oy vermedim” diyecek. Cumhuriyetçilere oy verenler sokakta “Demokratlara oy verdim. Nasıl çıktı bu sonuç” numarasına yatacak. Demokratlara oy verdiği kesin olan okumuş, yazmış takım, sanatçılar, beyaz yakalılar, çevrecilerin bir kısmı “Mücadeleye devam” derken, bir kısmı komşu ülkelere göç etme tehdidine başlayacak. Açık cumhuriyetçiler “Ya sev, ya terk et” diye caddelerde tepinecek. 
Bu arada sistem, kurulu düzen, derin devlet, CIA, ordu, ulusal güvenlik birimi, ne dersek diyelim, Trump’u yola getirme brifinglerine başlayacak. 
Trump’ın iki seçeneği olacak. 
Ya ortaya çıkıp “ABD’deki vesayet düzenini yıkacağım. Senato ve Temsilciler Meclisi de benim. ABD’yi mahkemelerin, ordunun, bürokrasinin, Wall Street’in, monşerlerin vesayetinden kurtaracağım. Son dakikaya kadar Clinton’u destekleyen basını sürüm sürüm süründüreceğim. Onları Rus ajanı ilan edeceğim. Gerekirse 20 delegesini aldığım Pensilvanya’dan da destek alacağım. Kendimi dünya ve uzay başkanı ilan edeceğim. Güney Amerika dediğiniz aslında Amerika. Oralarda tarihi bağlarımız var. Ağabeylik yapacağız ve oraları işgal edeceğiz” diyecek.
Ya da “Onlar seçim gereği yapılmış konuşmalardı. Ben iş adamıyım. Bu kadar aça, işsize, yoksula nereden yardım edeyim. Olsa canım feda. ABD derin devleti ne derse onu yapmak zorundayız. Yapmasak bizi oyarlar. Bakın Kennedy’e ne yaptılar yıllar önce. Ben tüm ABD’nin başkanı olacağım” diyecek. 
Ama ne dediğinden çok ne yapacağı önemli. Balkon konuşmasında ikincisini dedi ama bakalım ne yapacak.  Sosyalizm seçeneği aklına bile getirilmeyen ABD seçmeni, sisteme, devlete, kendini üstün gören ve sürekli yalan söyleyen siyaset elitlerine, siyaset hanedanlarına karşı çıkmak için Trump’a oy verdi.
Ama her ne yaparsa yapsın, Türkiye’de işçi ölümleri, hapishanedeki gazeteci ve toplam insan sayımız, otobüs şoförünü dövenler, kadınları öldürenler azalmayacak. Biz yine kaldığımız yerden hayatımıza ve mücadelemize devam edeceğiz.