11 Kasım 2016 01:00

Dünyada yok böyle bir Trumpçuluk

Dünyada yok böyle bir Trumpçuluk

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Donald Trump’ın ABD Başkanı olması, üstelik de bunu hem Temsilciler Meclisinde hem de Senatoda Cumhuriyetçi çoğunluğu da elde ederek çifte zafer olarak perçinlemesi dünyada en hafif deyimiyle “endişe”yle karşılandı. ABD’de ise pek çok kentte, “Trump benim başkanım değil!” sloganıyla  protestolar yapılıyor.
İsveç gibi bazı ülkelerde, Trump’ın zaferinin resmi olarak da “endişe”yle karşılandığı ifade edilirken, az çok kamuoyunda itibar gören medya organlarında seçim sonuçları; ırkçılığın, İslam düşmanlığının, ayrımcılığın, faşizmin yükselmesinin yeni ve tehlikeli bir alameti olarak değerlendirildi.
Önceki gün Yücel Özdemir’in yazısında belirttiği gibi Avrupa’da Trump’ın zaferini sevinçle karşılayanlar sadece neofaşistler, yabancı ve göçmen düşmanı odaklar, aşırı milliyetçi çevreler oldu. Bu en gerici güçler dışındaki Avrupa’da, Trump’ın zaferi farklı düzeylerde olsa da “endişeyle”, “Dünyanın başına yeni belalar açacak bir seçim” olarak karşılandı.  
Ama sadece Türkiye’de Trump’ın zaferi “endişeyle” değil, sanki seçimi Türkiye’nin ABD’deki en yakın dostları kazanmış gibi coşkulu alkışlarla karşılandı.
Seçimlerin sonucunu naklen yayımlayan ya da dakikası dakikasına izleyip yayın yapan haber kanallarında Trump’ın kazanacağının anlaşılmasından sonra sunucuların yüzündeki alaysı gülümseme büyüdü; Trump’ın kazanma ihtimalinin arttığını gösteren yeni veriler geldikçe anketler, basının ve gösteri dünyasının ünlüleriyle dalga geçilerek verilmeye başlandı. Bu yayınları izleyenler herhalde, “Meğer bunlar ‘radikal Trumpçıymış’” duygusuna kapılarak izlediler bu kanalları.
Hürriyet’ten Yeni Şafak’a kadar dün çıkan gazetelerin ortak manşetleri de Donald Trump’ın zaferini kutlamaya adanmış gibiydi!
Yandaş basının ağır topları;
Akşam: Amerika’da Trump, Piyonlarda Kramp
Sabah: Trump Kazandı, İade Yolu Açıldı
Takvim: Kasım’da Şok Başkadır
Star: Himmetler Boşa Gitti... gibi manşetler atarken, sanki Donald Trump’ı, Türkiye’nin isteklerini yerine getirecek, örneğin Fethullah Gülen’i iade edecek, Türkiye’yi Suriye ve Irak (Ortadoğu) bataklığından kurtarmaya söz vermiş bir başkan gibi gösterdiler.

Hürriyet: Herkesi Yendi
Türkiye: Dünya Ters Köşe
Yeniçağ: Dünyayı Ters Yatırdı
Vatan: Ters Köşe
Haber Türk: Trump Tavır
Milliyet: 45. Başkan Trump... gibi sempatilerini ve sevinçlerini sanki durumu nesnel ifade ediyor gibi görünen laf cambazlığı eseri manşet sözlerinin arkasına saklarken, bu manşetlerin altını yandaş basınla aynı, Trump’ın kazanmasının Türkiye’nin lehine olacağı “müjdesi”yle doldurmuştu. Yani yandaşıyla, yancısıyla medyamız, dünyanın Trump’ın şahsında ırkçılığın, İslamofobinin, ayrımcılığın, faşizmin yükselişine dair “endişelerini” umursamadan karşıladılar Trump’ın zaferini!
“İslamofobinin yaygınlaşmasına yol açacak politikalar izliyorlar”, “Göçmen sorununu çözmede ayak sürüyorlar” diye AB’ye, Obama yönetimine neredeyse savaş açan, Türkiye’nin medya ve siyaset erbabının; Trump’ın Müslümanların Amerika’ya girmesini yasaklayacağını, Meksika sınırına duvar öreceğini, İslam’ı, göçü, dünyanın en önemli tehlikesi ilan etmesini görmezden duymazdan gelerek “Trump seçildi” marşları söylemeleri elbette ilginçtir!
Ama bunların, Obama seçildiğinde de “artık Amerika’da “gizli Müslüman”, en azından “dedesi Müslüman” bir başkan var, dolayısıyla İslam ve Türkiye rahatlayacak” diye, tarih bilinci yoksunu iddialarla ortalığa düştükleri dikkate alındığında, şimdi Trumpçı olmalarını yadırgamamamız gerekir. Ama gerçekler öylesine sert, içinden geçilen dönemin çelişkileri öylesine keskin ki, insan yine de “Türkiye’de bu kadar Trumpçılık da neyin nesi?”, “Bunlar nasıl İslamofobi karşıtı”, “Bunlar nasıl göçmen dostu”, hatta ”Bunlar nasıl İslam”... demekten kendisini alamıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa