21 Kasım 2016 00:50

Etik - ölçütlerimiz

Etik - ölçütlerimiz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir önceki yazımda anlattıklarıma karşın bu gün,
 “Bırakın mimarlığımızı yapalım!”

Diyebilen mimarlar vardır.

Geçmişten kopyacılığı, anlamsızlığa, daha doğrusu gülünçlüğe vardıranlar vardır.
 
Geri kalmışlığımızın açık göstergesidir bu durum. 

“Ben yapmasam başkası yapacak!”

denebilmektedir genelde…

Böyle bir düşünüşe, “senin ahlakın senden sorulur” dendiğinde bile yadsınma ile karşılaşılabilmektedir.

Bu yoldan işi emir kulluğuna vardıranlar vardır. İşini, dalını yalnızca para kazanma aracına dönüştürenler de… Böyle durumlarda ancak şu söylenebilir:

               “EDEP YAHU”

Elbette bütün bunlarla çarpışanlar da vardır…
Mimarlar Odamız, bütün etkinlikleriyle, kültür- doğa bekçiliğiyle, yasal yollar ile bu bozuk düzene, ahlak anlayışına karşı savaşmaktadır.

Özellikle şu günler, “Oda” mız çevresinde toplanmanın, onu daha da güçlendirmenin günleridir.
Yoksa bu günleri de arayacağız.
Örneklere bakınca bunu bütün açıklığıyla görürüz.

Birazcık da, Anadolu’muzda geliştirilmiş “kent” kavramından söz etmeliyim:

Eskil çağda bir yerin, bir yerleşmenin kent sayılabilmesi için, “sosyal- kültür donanımı başlığı altında sayabileceğimiz şu kurumlarının, yapılarının var edilmesi gerekirdi:

Agora (çarşı, kent alanı),
Odeon (dinleti yeri, yaşlılar kurulu, senato),
Gymnasium (sporla eğitim, okul),
Tapınaklar (değişik inanışların tapınakları, azınlığın çoğunluk içinde var olabilmesi de denebilir buna),
Stadyum, 
Hamam,
Tiyatro,
Kitaplık,
Çeşmeler,
Genel wc (latrina) vb…

Eğer bu donanım eksikse, ya da tümüyle yoksa o yerleşme “kent” sayılmıyordu.

Bu ölçütle bu günkü yerleşmelerimize bakarsak “kent” olduklarını  savlayan yerleşmelerimizin bile kent olmadıklarını görebiliriz. Giderek kendilerine “Dünya Kenti” adına yakıştıranların gülünç duruma düştüklerini de…

Bu donanım yoksunluğu ile gelecek kuşağımızı nasıl yetiştireceğiz? Bu gün, siz de, okulu şusu- busu olmayan yere yerleşir misiniz? “Çocuk nerede okuyacak” diye sormaz mısınız? Ya da daha ilköğretimde “Arapça” öğretilmeğe kalkışılırsa, “nereye kaçayım” diye düşünmeğe başlamaz mısınız?

Bu gün mimarlık dalında bile “Bologna Ölçütleri” denilen “Batı” da oluşturulmuş bir yöntem uygulanmağa çalışılıyor. Oysa söz konusu yöntemle ancak gelişmiş ülkelere “yardımcı” kişiler yetiştirilebilir. Batı’ nın bu tutumunu bu gün de anlamıyorsak bize kimseler yardım edemez.

Son üç yazımla, “ahlak” konusunda bu gün ne denli özenli olmamız gerektiğinin altını çizmeğe çalıştım. Umarım becerebilmişimdir…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa