09 Aralık 2016 00:51

Benim annem, güzel annem...

Benim annem, güzel annem...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Annem öldü. Tarih 22 Kasım 2016 idi. Arkasında dört çocuk bıraktı. Çocuklarından torunlarını gördü. 17'sinde ilk çocuğunu doğurdu. Adam vurdu hapse girdi. Altı yıl yatmış İnönü affıyla erken tahliye olmuş. Beni doğurmuş. Sonrasında peş peşe iki erkek kardeşimi. Babam kız çocuğunu aramış. Bulmaya ömrü yetmeyip 36 yaşında ölmüş. İstanbul Balat'a Samsun'dan göçmüşler. Bu arada Almanya'da 6 aylık göçmen işçi olmuş ve babamın zoruyla geri gelmiş. Unkapanı Cibali tütünde ve Çayırbaşı kibrit fabrikasında işçilik yaptı ve işçi emeklisi oldu.... Çocuklarının mürvetini gördü diyebilirim... 

Bir kadın düşünün 34 yaşında kocası ölmüş. 'Benim kocam, çocuklarım' diyerek saçını süpürge etmiş. Çocuklarını yetiştirme yurduna yerleştirebilmek için deli raporu almış. Evet benim annem eski bir mahpus, bir işçi ve bir büyük anne olarak hayata veda etti. 

Yıllarca Sarıyer Çayırbaşı'da yaşamış ve hepimiz mahalleden ayrıldığımız halde o ayrılmamış tek başına bir gecekonduda yıllarca yaşamıştı. Hastalıkları başlayınca ablamın yanında Çayırbaşı'ya uzak bir İstanbul köşesinde hayatına devam etti. Ama gönlü Çayırbaşı'daydı. Komşuları ya da kardeşleriyle sürekli görüşüyor arıyor soruyordu. Biz de cenazesini Çayırbaşı'ya mahalleye götürdük helallik aldık ve oradaki camiden Çayırbaşı'daki mezarlığa defnettik... 

Herkesin annesi güzeldir. Benim annem de güzeldi. Hayatı yaşam mücadelesiyle geçti. Kimliğine göre 80 yaşındaydı ama 14'ünde evlenince yaşı üç yaş büyütülmüştü. Anlayacağınız hikaye uzun, anlatırım bir ara... Bu dünyadan bizi yetiştiren bir büyük kadın geçti. Adı Mürüvet Yaman'dı. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa