Yağca zengin beslenme, kanserin yayılışını artırıyor!
Fotoğraf: Envato
Kanser günümüzün hastalığı olarak sık sık karşımıza çıksa da arkeolojjk veriler antik günlerden bugüne var olduğunu gösteriyor1. 2014 yılında araştırmacılar, Sibirya’da Bronz Çağı’ndan kalma bir insan iskeletinde bilinen en eski kanser vakasına rastladıklarını duyurdular.
Yaklaşık 4 bin 500 yaşında olan kemikler, akciğer ya da prostat kanserinin vücuda yayılışının izlerini günümüze taşıyordu (Kanserli hücrelerin dolaşım yoluyla vücuda yayılışına metastaz denilmekte). Yine 2014 yılında Nil Vadisi’nde, Sudan’ın başkenti Khartoum’un 750 kilometre aşağısında yer alan Batı Amara’da bulunan 3 bin 200 yıllık erkek iskeleti de metastaz yapmış kanserin izlerini taşıyordu. 2015 yılında Mısır’da Aswan yakınlarındaki Qubbet el-Hawa’da bulunan 4 bin 200 yaşındaki bir kadın iskeleti de meme kanserinin izlerini taşıyordu.
Mısır’daki Nekropolis’te kalıntıları ortaya çıkaran antropologlar, Elephantine şehrinden bir aristokrat olan bu kadının meme kanseri olduğunu ve kanserin kemiklere yayıldığını düşünüyor. Tüm bu bulgular, kanserin Sibirya’da, Nil Vadisi’nde günümüzden yüzlerce yıl önce de bugüne oranla çok daha seyrek de olsa görüldüğüne işaret ediyor.
Antik çağlardan bugüne, kanser oranları oldukça arttı. Bugün kanser, kalp hastalığından sonra ölüme sebep olmada dünyada ikinci sırada. Kanserin vücuda nasıl yayıldığı, hangi moleküler mekanizmalarla metastaz yaptığı günümüzün en büyük araştırma konularından. Çünkü bu aşamada kanser tedavilerinin başarı oranı çok daha düşük. Kanserin vücuda nasıl yayıldığının anlaşılması, yayılışının durdurulması için gerekli yeni tedavilerin geliştirilmesi için ilk basamağı oluşturuyor. Nature dergisinde 7 Aralık 2016 tarihinde yayınlanan yeni araştırma bu mekanizmaya ışık tutuyor2,3.
Barselona’da bulunan IRB’den Prof. Salvador Aznar Benitah’ın öncülüğündeki araştırma ekibi CD36 adlı bir proteinin (bir yağ asidi reseptörü) pek çok metastatik kanser hücresi türünde bulunduğunu ve kanserli hücrelerde üretilmesinin hücrelerin metastazına sebep olduğunu ortaya çıkardı. Dahası araştırma metastatik olmayan kanser hücrelerinde bu protein üretildiğinde, onların da metastatik hale geldiğini gösterdi. Tüm bunlara ek olarak, araştırmacılar yağca zengin bir beslenmenin ve palmitik asitin farelerde metastaz büyüklüğünü ve sıklığını arttırdığını ortaya koydu.
Bilindiği gibi, palmitik asit doymuş bir yağ asidi, hayvansal ve bitkisel yağların önemli bir bileşeni ve palmiye yağında yüksek miktarlarda bulunuyor. Palmiye yağı pek çok hazır ve işlenmiş gıdada, dişmacunu gibi ev kimyasallarında da sıklıkla kullanılıyor. Son olarak araştırmacılar, CD36 proteininin bloke ederek bir kısım farede metastazı, yani kanserli hücrelerin yayılışını engellemeyi, bir kısmında da metastaz yapan hücreleri azaltmayı başardı.
Bu araştırma kanserin yayılışında yağca ve palmitik asitçe zengin beslenmenin ve CD36 proteininin rolünü göstermesi bakımından oldukça önemli. Bundan sonraki kanser tedavileri, vücuda yayılan kanserli hücrelerin durdurulması ve ortadan kaldırılmasında CD36 proteinini bloke etmeyi ve yağ oranı düşük, palmitik asit içermeyen bir beslenme ile tedaviyi hedefleyecektir.
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07