Engellemek için
Fotoğraf: Envato
Başkanlık gelsin, idam getirilsin, terör biter.” Son zamanlarda başkanlık ve hükümet yanlılarının yaygaralarında bu propaganda önemli bir yer tutuyor. Sağda solda patlatılan bombaların terör olduğu tartışılmaz. Ancak sorunun kaynağını dikkate almayan, ülkede çözülmemiş bir Kürt sorununun varlığını kabul etmeyen hiç bir yaklaşımın ülkenin sorunlarına doğru bir biçimde yaklaşma ihtimali de bulunmuyor.
Başkanlık ve idam yaygarası koparanlara öncelikle bir hatırlatmada bulunmak gerekiyor; sizin “terör” olarak adlandırdığınız hareketin ilk ciddi çıkışı 12 Eylül askeri faşist darbesi sonrasında, 15 Ağustos 1984’tedir. Ülkenin gördüğü “en kudretli başkanlardan” birisi, dudaklarından dökülen yasa olan diktatör Kenan Evren ülkeyi yönetmektedir ve idam cezası da yürürlüktedir! O zamandan bu yana geçen sürede demokratik bir biçimde çözülmemekte ısrar edilen Kürt sorununun kazandığı boyut ortadadır!
Ne başkanlık diktatörlüğü ile, ne de idam dahil en vahşi cezalandırma yöntemleriyle bir ulusal sorunun çözülemeyeceğine ilişkin yeterince gerçek bu ülkenin siyasi tarihinde bulunmaktadır. Ülkede bir tek adam, tek parti diktatörlüğü kurmak isteyenlerin hedefleri kuşkusuz sadece Kürt sorununu terör ve baskıyla eğer başarırlarsa geçici bir süre sindirmek değildir. Bütün bir halk, işçi ve emekçi kitleler bu baskı ve terörün hedefi durumundadır. Yasaklanan grevler, asgari ücrete sıfır zam dayatması, yaşam ve çalışma koşullarının daha da zorlaşması, hak gaspları, işten atmalar, bir bütün olarak siyasi ortamın daha da gericileştirilmesi ve faşistleştirilmesi bu genel saldırının parçaları durumundadır.
7 Haziran seçimleri süreci başkanlık heveslerinin nasıl engellenebileceğini açıkla ortaya koymuştu. Halkın demokratik örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi Türk ve Kürt halk kitlelerinin mücadelesine yeni bir atılım kazandırmıştı. İzlenmesi ve geliştirilmesi gereken yol da buydu. Ancak bilinen nedenlerden dolayı çatışma döneminin yeniden başlaması, halkın demokratik yürüyüşüne, politik olarak daha da olgunlaşması sürecine zarar verdi. Gericilik bugün doğrudan sorumlu olduğu bu koşullardan azami olarak yararlanma ve politik hedeflerini gerçekleştirme peşinde koşuyor, Kürt milletvekilleri tutuklanıyor, tüm siyaset kanalları tıkanmaya çalışılıyor.
Gericilik bütün halka ekonomik ve siyasi olarak saldırmaya mahkum durumundadır. Onun halka baskı ve terörden başka verecek bir şeyi kalmamıştır. Ancak bütün bu yaşananlar ne Türklerin, ne Kürtlerin kaderi değildir. Zor olsa da gericiliği ve onun faşist planlarını püskürtmek, faşist planlarını boşa çıkarmak olanaklıdır. Öncelikle halkın uyanmış ve ileri kesimlerinin kendi aralarında geniş bir birlik sağlayarak, halk kitlelerini bu birlik etrafında seferber etmeyi hedefleyen bir çabanın içerisine girmesi gericiliğin oyunlarını bozacaktır.
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05