19 Aralık 2016 01:00

Halep: Düştü mü kurtuldu mu?

Halep: Düştü mü kurtuldu mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Halep en yakın tarihli insanlık dramı yaşanan kent durumunda.
Tabii bu, Suriye’nin diğer kentlerinin güllük gülistanlık olduğu ya da Musul’da örneğin bir insanlık dramı yaşanmıyor olduğu anlamına gelmiyor. Ya da Suudi bombardımanı altındaki Yemen kentleri, başkent San’a, Aden. Hele Suriye’nin IŞİD tarafından yakılıp yıkılan tarihi kenti Palmira gibi taraflar arasında el değiştiren kentler. Hangisi ve hangisinin sakinleri dramı etlerinde kemiklerinde yaşamadılar ki?
Ve bizim Cizre, Sur, Nusaybin, Yüksekova ve diğerleri. Taş üstünde taş kalmayan, şimdi TOKİ’nin ayakta kalan üç-beş binayı da yıkarak “kentsel dönüşüm” uygulayacağını açıkladığı Kürt kentleri.
Dramsa, tümü dram. Ama gündemde olan, üzerine kampanyalar düzenlenen Halep.
Halep önemli tabii. Binlerce yılın yerleşim yeri. Tarihten yadigar. Şimdi “tahliye” ile anılıyor. Çocuklar vurgulanıyor. Günahsızlıkları konuşuluyor. İnsanlığa çağrı çıkarılıyor.
Neden?
Çünkü Halep’te bir boğazlaşma yaşandı, yaşanıyor. Diğerlerinde de öyle. Kimilerinin bodrumlarında insanlar yanarak öldüler, kimilerinde uçak bombaları onlarca can aldı. Kimileri hala kuşatma altında. Hemen tümünde hastaneydi, kadındı, çocuktu dinlenmiyor.
Gündem Halep.
Halep’te yaklaşık 4 yıldır İslamcı terör çeteleri egemenlik sağlamışlardı. Bir büyük mahalle Kürtlerin elindeydi, bir bölüm rejim güçlerinin, kent merkezinin önemli bir bölümüyle kuzeyi ve doğusuysa Suriye El Kaidesi olan El Nusra’nın, Ahrarüş-Şam’ın, Nurettin Zengi Tugaylarının.. Egemen olduklarında kafa kesmek dahil bir çok yaptırım uygulamışlardı. Tıpkı IŞİD gibi.
Oysa Suriye, tamam Suriyelilerindir. Ama kim Suriyelidir? Ya da çatışma halindeki iki taraf da Suriyeli ise, hangisi meşrudur?
Esad, hile hurda, baskı, ancak son seçimde ülkenin meşru yönetiminin başı olarak belirlenmiştir. Milletin iradesi Türkiye’de irade, Amerika’da, Rusya’da irade de Suriye’de irade değildir denemez. Her yerde milli irade milli iradedir. Suriye’de milli irade Esad’ı işaret etmiştir. Değiştirecekse yine milli irade ya da Suriye halkı değiştirecektir.
Ama ne yapılmıştır? Arap Baharı Tunus ve ardından Mısır’da patlak vermesinin ardından etkileri Suriye’ye ulaşıp bu ülkede de rejime karşı gösteriler başladığında, fırsat bu fırsattır denip, öncelikle Deraa, Hama ve Humus gibi kentlerde örgütlü Müslüman Kardeşler üzerinden radikal dinci militanlar silahlandırılmaya başlandı. Esad’tan kurtulma adına Amerikan orijinli bir silahlandırma. Besleme silahlı çeteler oluşturulması, Suudiler kendilerinden haz etmediği ve bu işe pek yatkın da olmadıklarından Müslüman Kardeşler’in aleyhine hızla Kaide ve benzeri örgütlerin palazlanmasına götürdü. Adı ÖSO takıldı, ama düpedüz terör çeteleriydiler. IŞİD öne çıktı. Batı karşıtı ve tam Selefi olduklarından müdahale bahanesi olarak kullanılmaya başlandıklarında, bu kez Nusracılarla diğerleriyle iş görülür oldu. Ruslar karşıydılar, ama en çok Türkiye-Katar-Suudiler ve Batı tarafından Esad’ın devrilmesi için desteklendiler.
Sonra Suriye’ye dışarıdan müdahale eden güçler içinde Rusya ağır bastı. Rusya’nın yanı sıra İran ve Lübnan Hizbullah’ından da destek alan Esad rejimi, sonunda Suriye’deki gidişatı tersine döndürmeyi başardı. Hama ve Humus’la Kuneytra, Palmira gibi kentleri ve Lazkiye kırsalını denetim altına alan Esad Halep’i de kuşatarak İslamcı terör çetelerine hayat hakkı tanımadı. Teslim olma ya da Halep’i terk etme seçeneğiyle baş başa kaldılar ve Türkiye’nin katkısıyla kenti terketmek üzere  bir ateşkes şansı yakaladılar. Dört yıl önce ele geçirdikleri kentten ayrılıyorlar. Kimi Halep “düştü” diyor, kimi “kurtuldu”. Bakılan pencereye bağlı. Meşruiyetten hareket edilirse, rejim Halep’e geri geliyor. “Düştü” demek için şeriatçı çeteleri destekliyor olmak gerek, “kurtuldu” demek için Esadçı olmak! Doğrusu o ki, meşruiyet kazandı. Gerisi Suriye halkına kalacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa