Türkiye'de basın özgürlüğünün fotoğrafı
Fotoğraf: Envato
Arabada giderken telefonumla güneşin doğuşunu çekmeye çalışıyorum, saat 06.24, yolculuk Mardin’e.Yanımda o zaman Diken’in editörlerinden Tunca oturuyor. Geçen sene Şubat’ın 5’i, Haber Nöbeti’nin ilk ekibindeyiz. Diyarbakır’da kalamadık. Cizre’de bordum katlarından insanların yardım çığlıkları yükseliyor. Selahattin Demirtaş Mardin’e gelmiş. Diyarbakır’dan gazeteci arkadaşlarımız Mahmut Oral ve İlyas Akengin’le birlikte haber yapacağız. Saat 7.30, bir kahvede soba başında Tunca ile Demirtaş’ı nasıl yapsak da uyandırsak planları yapıyoruz kıkır kıkır, ne de olsa haberimizin peşindeyiz. Şehir ağır bir güne uyanıyor. Önce Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’le görüşüyoruz, hakkında açılan soruşturmaları soğukkanlılıkla anlatıyor ama acil olan Cizre. Ahmet Türk rüyasında Selahattin Demirtaş’ı görmüş, Cizre’deki insanlar kurtarılıyormuş. Tunca ‘nasıl yaparım da Cizre’ye giderim’ derdinde. Cizre’ye giremeden Nusaybin’de Cizre’dekilerin yakınlarıyla görüşebiliyoruz. Elimizden gelen tek şey seslerini duyurmak, bir masada dirseklerimiz çarpışarak ve adeta yarışarak haber yazıyoruz.
Tunca Öğreten tanıdığım en iyi gazetecilerden biri. Geçtiğimiz pazar sabaha karşı Tunca ile birlikte Dihaber’den Metin Yoksu, Ömer Çelik, BirGün’den Mahir Kanaat, Yolculuk gazetesinden Eray Saygın ve ardından ETHA’dan Derya Okatan gözaltına alındılar. Avukatlarıyla ancak beşinci günün sonunda görüşebildiler. Avukatları gözaltı süresinin 24 Ocak’a kadar uzatılabileceğini ve soruşturma dosyası üzerinde gizlilik kararı olduğu gerekçesiyle kendilerine bilgi verilmediğini aktardılar. Avukatların edinemediği bilgilere Sabah gazetesi her ne hikmetse hemen ulaşmış, haberi “RedHack’in algı ekibine operasyon” başlığıyla vermişti. Haberde gazetecilerin, herkesin bir VPN’le ulaşabildiği Berat Albayrak’ın artık alenileşmiş maillerini haber yaptıkları için, “terör örgütü üyeliği” ile suçlandıkları, adreslerinde “çeşitli terör örgütlerine yönelik çok sayıda doküman ele geçirildiği” yazıyordu. “Çeşitli terör örgütleri” işi çok karışıktı meğer onu da birkaç gün sonra öğrenecekmişiz.
Tunca ve diğer gazeteci arkadaşlarımız gözaltında olmasaydılar dün gazetelerde gördüğünüz “Gazetecilerin Yeni Yılı Özgür Olsun” sloganlı yılbaşı kartında yer alacaklardı. Ben Gazeteciyim inisiyatifinin çabalarıyla bir araya gelen gazeteciler hapisteki meslektaşlarına böyle bir selam göndermeye, yanlarında olduklarını göstermeye karar verdiler. Fotoğraf çekiminden saatler sonra aralarından biri daha selam yollananlara katıldı. Ahmet Şık gözaltına alındı. Ertesi gün de tutuklandı. İşte Türkiye’de basın özgürlüğünün fotoğrafı.
Ahmet Şık bir süredir kendisine yönelik tehditlerin olduğunu ve kumpas kurulabileceğini dile getiriyordu. Ancak yaptığı haberler nedeniyle üç ayrı terör örgütünün propagandasını yapmak gibi trajikomik bir gerekçeyle tutuklanacağını tahmin etmiyordur sanırım. Sadece bu gazetecilikten tutuklandığının kanıtı olmaya yeter. Ahmet Şık’ı iyi bir gazeteci yapan hiç ödün vermediği bağımsız duruşu. Medya kuruluşlarının bağımsızlığı kadar önemli, bir gazetecinin, icabında kendi kurumuna karşı bile, bağımsız bir tutum sergilemesi. Bir Cemaat operasyonu nedeniyle 375 gününü cezaevinde geçirmesine rağmen kin gütmeden onlara yönelik hak ihlallerini de dile getirdi. Savcının sorularından biri Sabah gazetesinde Nazif Karaman’ın imzasıyla yayınlanan bir habere dayanıyordu, Karaman için çok üzücü olsa gerek. İfadesinde yine bir gazetecilik dersi verdi: “Mesleki faaliyetlerimin soruşturma konusu edilmesini, meslek ahlakıma hakaret sayarım, kimsenin de haddine değildir.”
2017’ye her anlamda karanlıkta girdik, mum ışığında yapılabilecek en güzel şeylerden biri fotoğraflara bakmaktı. Benim fotoğraflarımda yer alanların bir kısmı yeni yıla demir parmaklıklar ardında girdi. Ancak Ahmet Şık’ın dediği gibi “Kimse enseyi karartmamalı”. Bize geçtiğimiz yıldan geriye kalan belki de tek iyi şey, iyi gazeteciliğin önemini yeniden hatırlamak. Gazeteci arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuştuğunda çok daha güzel fotoğraflarda gülümseyeceğiz hep birlikte. Kamerası, kalemi gazetecinin en büyük gücü, Cizre’de vurulduğu halde kamerasını kapatmayan Refik Tekin gibi gazeteciler var bu topraklarda. Fotoğraf, haber gazetecilerin ancak gösterdikleri, anlattıkları iktidarların eseri. Gazeteciler hapse atıldı, kanallar kapatıldı, tüm bu baskılara rağmen 2016’da gazeteciler canlarını dişlerine takıp çok önemli haberlere imza attılar, onlar özgürlüklerine kavuşana dek mücadelemiz sürecek; 2017 ayağını denk alsın.
- Türkiye’de gazetecilik kamu yararına risk almaktır 30 Ocak 2025 14:20
- Magazin asla sadece magazin değildir 15 Ocak 2025 05:01
- 2024 biterken… 31 Aralık 2024 06:15
- Erişilebilirlik, eşitlik ve yoksulluk mücadelesi 17 Aralık 2024 06:21
- Haberin telifi meselesi 03 Aralık 2024 06:30
- Marx’ın vampirleri ve medyanın yeni sermayedarları 26 Kasım 2024 06:48
- Gazetecileri yargıdan kim koruyacak? 18 Kasım 2024 04:30
- Etki ajanlığı: Muhalefet 'casusluk' sayılacak 12 Kasım 2024 05:00
- Etki ajanlığı: Tek yasayla çok yasak 05 Kasım 2024 05:02
- ‘Cesur Yeni Dünya’nın çocukları 13 Ekim 2024 04:22
- “Sınır hattı çok sıcak” 06 Ekim 2024 04:42
- Medya bir çocuğa kanat takıp ağladı, diğerini çöpe attı 29 Eylül 2024 05:05