Ölüm cezasına hayır!

Güney Carolina eyalet mahkemesi 22 yaşındaki Dylann Roof’un hayatıyla ilgili düşündürücü bir karar alacak. Roof, 2015 Haziran’ında elindeki silahla Charleston’daki bir Afro-Amerikan kilisesini basarak 9 kişiyi ırkçı motifle katlettiği için yargılanıyor. Mahkeme daha önce Roof’un suçlu olduğuna hükmetti, Ocak ayı başında ise jüri üyeleri müebbet hapse mi yoksa idam cezasına mı çarptırılacağına karar verecekler. 

Hayatının yarısını ölüm hücresinde geçirmek zorunda bırakılan biri olarak benim tavrım ise çok net: Böylesine bir olayda bile devletin bir kişinin hayatını yok etmesine karşıyım. Evet, böylesine bir olayda bile: Emanuel African Methodist Episcopal Kilisesi’nde ırkçı bir katliam gerçekleştirilmesine rağmen…

En iyi tanıdığım yer ölüm hücresi. Burada insanların nasıl delirtildiğini gördüm. Sadece bu bile ölüm cezasının reddedilmesine yeter. Roof’la ilgili tavrımın, benim düşüncem olarak kaldığı sürece,  kıymeti harbiyesi yok.Sözlerimi zaten hiçbir jüri üyesi duymayacak. Jüri, kapalı kapılar ardında kararını verecek. Roof, olanak verilirse, jüriden af dileyecek ama sözleri jüri üyelerinin öfkesini daha da arttıracak. 

Roof’a verilecek ölüm cezasıyla devlet gerici yapısını güçlendirecek, birilerine de ne kadar adil olunduğu hayaliyle başında nur halkası olan devlet sunulacak. Ölüm cezası verilmezse, ölüm hücrelerinde bekletilen kadın ve erkekler için bir umut doğacak, ölüm cezasının haksızlık olduğu fikri bir kez daha onaylanmış olacak. 

Roof’a ölüm cezası verilip verilmemesi konusunda karar vermem hiç de kolay olmadı ama doğru olduğuna eminim. Roof‘un hangi nedenle katliam yaptığından bağımsız, on yıllar süren tutukluluk ya da on yıllar süren izolasyon, bu cezayı alanların çoğunluğunun aklını başına toplamasına yol açıyor. Daha 22 yaşında olan Roof, şimdiye kadar bunu öğrenecek yaşam deneyine sahip değildi. Cezaevinde geçirilecek yaşam ise piknik değil...

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et