Suriye’nin Kürtlerle ‘müzakere süreci’ ve olası sonuçları
Fotoğraf: Envato
Suriye, 2017’ye ülkede 5 yıldır devam eden savaşa siyasi çözüm bulma arayışlarına hız kazandırarak girdi. Elbette bu arayışın hız kazanmasında stratejik öneme sahip olan Halep kentinin Rusya ve İran’ın desteğiyle rejim güçlerinin eline geçmesi etkili oldu. Böylelikle Rusya’nın Eylül 2015’te Suriye savaşına askeri olarak dahil olmasıyla başlayan süreç, gelinen yerde IŞİD’in Rakka ve çevresine, Nusra’nın ise İdlib’e sıkışması noktasına geldi-ki IŞİD’in elindeki Rakka’ya Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Kasım ayında başlattığı operasyon devam ediyor. Dolayısıyla Suriye’de siyasi çözüm artık gelinen yerde Rejim’in Rojava-Kuzey Suriye’nin önemli bir bölümünü elinde bulunduran Kürtlerle uzlaşması/anlaşması noktasında düğümleniyor.
İşte 2016’nın son günlerinde bu düğümün çözümü konusunda önemli sayılabilecek iki gelişme yaşandı. Bunlardan birincisi, rejimin Kürtlerle doğrudan görüşmeleri başlatması oldu. Rudaw’ın haberine göre, bu görüşmelere PYD çizgisindeki TEV-DEM’in yanı sıra Barzani çizgisindeki Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de katıldı. Diğer önemli gelişme de bu görüşme ile eş zamanlı olarak DSG’nin siyasi yapılanması olan Demokratik Suriye Konseyi’nin Rojava’nın Rimelan kentinde toplanmasıydı. Bilindiği gibi bu güçlerin Mart ayında yine Rimelan’da yaptığı toplantıda ‘Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi’ ilan edilmişti. Son toplantıda ise, Kuzey Suriye’de yaşayan diğer halkların kaygılarının giderilmesi amacıyla bu federal sistemin isminden ‘Rojava’ sözcüğünün çıkartıldığı açıklandı.
Aslında bu gelişmeleri hazırlayan süreç de Rusya tarafından başlatılmıştı. Rusya dışişleri ve savunma bakanlıklarından oluşan bir heyet Eylül ayında Lazkiye’deki Himeymim Hava Üssü’nde Kürt partileri ile görüşmüş ve daha sonra bu heyet Kürt partileri ile rejim arasındaki görüşmelere de arabuluculuk yapmıştı. Al-Monitor’dan Mahmut Bozaslan’ın aktardığı bilgilere göre, bu görüşmede rejim temsilcilerinin Kürtlerin federasyon talebini kabul edilemez bulduklarını ama “özerk yönetimle ilgili diyalog kurabilecekleri”ni söyledikleri belirtiliyordu.
Peki, bu gelişmelerden ne anlamak, hangi sonuçları çıkarmak gerekiyor?
Birinci olarak; rejim ile Kürtler arasında doğrudan görüşmeler başlamış olsa da bu görüşmelerden çözüme ulaşmanın kolay olmayacağının altını çizmek gerekiyor. Çünkü rejim, Kürtlerin federasyon talebini, Suriye’yi parçalayacak bir talep olarak görüyor. Bunun da ötesinde rejimin bu talebe karşı tutunda böylesi bir çözümün kendi Kürt sorunu için istenmedik sonuçlar doğuracağı kaygısını taşıyan İran’ın (ve hatta Türkiye’nin) etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor.
İkinci olarak; bu görüşme sürecini başlatan ülke olarak Rusya, rejim ve Kürtler arasında kendi inisiyatifinde bir çözümün koşullarını zorlamakta ve dolayısıyla ABD’nin Kürtler üzerindeki etkisini sınırlamaya çalışmaktadır.
Üçüncü olarak; Türkiye’nin Ceablus-El Bab operasyonu bugün Esad yönetimi için Kürtlere federasyon yerine daha sınırlı bir çözüm (çerçevesi müzakere edilecek bir özerklik) dayatmak için işlevsel görünmektedir. Ve hatta Rusya’nın havadan El Bab’daki IŞİD kuvvetlerini bombalayarak Türkiye’yi “desteklemesi”ni de bu kapsamda atılmış bir adım olarak görmek gerekiyor. Yani Halep’in rejimin elinde olmadığı ve sahada durumun daha karmaşık olduğu dönemde Türkiye’yi “işgalci” olarak niteleyen Esad rejiminin bugünkü sessizliğinin nedeni, Kürt kantonlarının birleşmesinin engellenmesinin ve sahadaki Türk askeri varlığının Kürtleri daha sınırlı bir çözüme razı etmek bakımından işe yarıyor olmasıdır.
Son olarak; daha önce belirttiğimiz gibi Suriye’de rejimin Kürtlerle bir çözümde anlaşması kolay olmayacaktır. Fakat bu zorluk nedeniyle rejimin askeri olarak DSG’yi karşısına alacak bir yönelim içine girmesi ise, çok daha zordur. Ötesinde böylesi bir yönelim Suriye’de kendi inisiyatifinde bir çözüm isteyen Rusya’nın da ABD’nin bölgedeki varlığı koşullarında göze alabileceği bir durum değildir. Dolayısıyla eğer önümüzdeki dönem Suriye’de siyasi bir çözüm olacaksa, bu çözüm bugün için çerçevesi belirsiz olmakla birlikte Kürtlerin bir ‘siyasi statü’ sahibi olacağı bir çözüm olacaktır.
Bugün El Bab’daki hava desteği için Rusya’ya teşekkür eden ve işlerin istediği gibi gittiğini düşünen Türkiye’deki iktidar acaba o zaman ne yapacak? Çünkü Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını devam ettirmesini imkânsız hale getirecek ve El Bab’dan eli boş dönmesine neden olacak böylesi bir çözümden sonra yayılmacı-savaşçı politikalarda ısrar eden iktidar için sadece dışarıda değil, içeride de işler çok daha zor olacak.
- Kürtler arası ‘birlik’ arayışı ve Türkiye’nin müdahalesi 28 Ocak 2025 06:50
- Öcalan’ın mesajı ve Kırmızı Kitap 24 Ocak 2025 14:40
- Trump’ın kabinesindeki ‘dostlar’ ve ABD’nin Ortadoğu politikası 21 Ocak 2025 13:41
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30