'Çocuk gelin'ler
Fotoğraf: Envato
Birleşmiş Milletler’in UNICEF adlı bir “Çocuklara Yardım Fonu” olduğunu okurlarım bilir. Önceki hafta UNICEF, Türkiye’de yerel yönetimlere yönelik bir eğitim çalıştayı düzenledi. Çalıştayın konusu, “Çocuk yaştaki evliliklerin nasıl önlenebileceği”ydi.
Gaziantep’te yapılan bu geniş katılımlı toplantının ana gündem maddesi, “Erken yaşta evlendirilen kız çocukları”ydı. UNICEF, bu çok önemli insancıl ve toplumsal sorunla ilgili olarak konuyu dünya ölçeğinde gündeme getirdi ve 2016 yılında dünyada 15 milyon kız çocuğunun küçük yaşta evlendirildiği gerçeğinden yola çıktı.
“Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi” başlıklı bu çalıştayda, İzmit Belediyesi’nin yanı sıra, 15 belediyeden 27 “Çocuk çalışmaları temsilcisi” de yer almıştı. Ele alınan konular, birbiriyle yakından ilgiliydi: 1) Çocuk yaşta evlilikler. 2) Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesinde yerel yönetimlerin rolü. 3) Toplumsal cinsiyet eşitliği.
*
Çocuk yaştaki kızların evlendirilmesi gerçeğinin, bazı Afrika ve Asya ülkelerinde yaygın olduğu biliniyor. Ülkemizde ise bu içler acısı olay, genellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kırsal kesiminde az da olsa hâlâ yaşanmaktadır. Bu yüzden söz konusu kız çocuklarının okula gitmesi engellenmiş olmakta, daha kötüsü, bu çocuklar, aile içi şiddete de uğramaktadır.
Çocuk yaşta evlendirilen kızlar konusu, eli vicdanında olan insanlar için düpedüz bir İNSAN HAKLARI İHLALİ olgusudur. Öyle ki, hem toplumsal cinsiyete bağlı şiddetin hem de çocuklara yönelik şiddetin (sapıklığın) çarpıcı bir türüdür. Dahası da var: Uygar dünyanın gözünde bu çocuklar, kalkınma hedeflerinin önündeki en büyük engellerden biri kabul ediliyor.
Feodal toplum ilişkilerinin geçerli olduğu ülkelerin belli yörelerinde, “Çocuk gelin” olgusunun önüne geçmek zordur, ama olanaksız değildir. Türkiye’de ilköğretimin günümüzde artık yurdun en ücra köşelerine kadar girdiğini düşünürsek çocuk yaştaki kızların evlendirilmesi olayının önüne geçilmesinde, halkın bu konuda eğitimciler tarafından çeşitli etkinliklerle bilgilendirilmesi yerinde olacaktır. Türkiye’ye hiç yakışmayan bu sorun, feodal kalıntıların yaşandığı bölgelerde görev yapan kadın eğitimcilerin etkin rol alabileceği bir konudur.
BAŞSAĞLIĞI: Köy Enstitülerinin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’un oğlu, Köy Enstitüleri hareketinin günümüzdeki düşünsel sürdürümcüsü, ülkemizde “Sağlık ve Eğitim Hakkı” arayışının öncülerinden Dr. Engin Tonguç’u yitirdik. Bu değerli bilim ve sanat adamını saygıyla anıyoruz.
- Veda yazısı 01 Nisan 2019 19:40
- İki konu bir de sav söz 11 Mart 2019 20:05
- Atabaş'ın ardından 04 Mart 2019 19:30
- Ceyhun Atuf Kansu 25 Şubat 2019 23:10
- Fenerbahçe’nin Hâl-i Pür Melâli 19 Şubat 2019 01:19
- Beyin Göçü 12 Şubat 2019 00:33
- ‘Selim Ağbi’yi hatırlarken 05 Şubat 2019 00:00
- İstanbul Müzik Festivali 21 Ocak 2019 23:40
- Fiyatlar yasayla düşer mi? 08 Ocak 2019 00:24
- Ankara’da yeni bir dönem mi? 01 Ocak 2019 00:34
- Erdal Erzincan'la halk müziğimiz üzerine (2) 25 Aralık 2018 00:05
- Erdal Erzincan’la halk müziğimiz üzerine (1) 18 Aralık 2018 02:47