22 Ocak 2017 00:30

Köşe kapmaca meselesi (1)

Köşe kapmaca meselesi (1)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Senin de bildiğin üzere ülkemizin sathında yıllardan beri bir türlü bitip tükenmeyen, hatta bitip tükenmek bir yana, tam aksine giderek birbirinin ardından kuyruklu yıldız misali uzayıp giden irili ufaklı meselerle ister istemez yatıp kalkıyoruz...
Aslında tanrı vergisi “fıtrat”ımız mucibice bilumum meselelerimizi çözme konusunda zerre kadar sıkıntımız elhamdülillah yokken, buna rağmen yine de milletimizin yakasına sanki kene gibi yapışıp duran bu sorunlarımızın daha biri bitmeden, hemen akabinde binlercesi kapımızı çalıp, dolayısıyla hepimizin huzurunu şu ya da bu şekilde kaçırıyorsa, o zaman bu işte, bu gidişatta acaba bir tersoluk yok mu?

“Yerli ve milli” duygularla yoğrulup hemhal olmuş, “makul” düşüncelerle tepeden tırnağa donatılmış “makbul” vatandaşların dediklerine bakılırsa; memlekette her şey yolunda ve tıkırındayken, öte yandan milli hasletlerden, milli hassasiyetlerden yana yeterince nasibini almamış, alamamış hatta bu değerlere “teğet” dahi geçmemiş “gayrimilli” vatandaşların laflarına kulak verildiğinde, bu kez de görünen o ki,  misakımızın milli sınırları dahilinde hemen her şey maalesef tam anlamıyla cılk yumurta kıvamında!

Hal ahval böyleyken, yani bu diyarlarda her Allah’ın günü uyduruk yeni sorunlarla, cavalacoz meselelerle baş başa kalıyoruz diye yaygara koparanlarla, diğer yandan da cennet vatanımızda her şey dört dörtlük, her şey fevkaladenin fevkinde, ortalık sütliman deyip bunu savunan vatandaşların birbirleriyle al takke ver külah cebelleştiği, üstelik her türlü zamk, çiriş, tutkala rağmen kıvamını nedense bir türlü tutturamadığımız için ortalıkta hani deyim yerindeyse çorap söküğü gibi sırıtıp duran şu “birlik ve bütünlüğümüzü” temin için sil baştan “yeni” bir anayasa yapmaktan başka ne çare bulabilirdik ki!

Nitekim, “Netekim Paşa”mızdan miras kalan anayasamızın sağını solunu budayıp, orasını burasını tırpanladıktan sonra tamı tamına otuz beş sene bu anayasamızın çatısı altında milletçe yatıp kalktık ama geriye dönüp baktığımızda neden sonra anladık ki, bu “köhne” anayasamızın hepsi de birbirlerinden şatafatlı maddelerinin neredeyse tümü milletimizin dertlerine derman olmadığı gibi, ayrıca zaten ağır aksak yürüyen “demokrasi” çarkımızın köküne de kibrit suyu dökmekten başka bir işe yaramamış!

İmdii... Sırtı minderden kalkmamış, “yalancı pehlivanlar” misali “eski Türkiye”nin anayasasını dehleyip, bunun yerine “yeni Türkiye”ye hesapça “yakışır” bir anayasa yapmanın heyecanıyla güya yola çıktığımız şu günlerde, milletin yüce meclisininde kırk kısım tekmili birden sergilenen memleket manzaralarına bakıldığında, ne menem bir “hukuk devleti” olduğumuzu ibretle izliyoruz çok şükür!

Her renk mürekkep yalamış, karatahtalar önünde tebeşir tozu yuta yuta eninde sonunda kazandıkları sayısızca diplomalarını çerçeveletip duvarlara asmış kimileri bilmem hangi konuların profesörleri, kimileri bilmem neyin uzmanları ama çoğunluğu da ne hikmetse “hukuk fakülteleri”inden mezun olan “vekil”lerimizin cemi cümlesinin, kendi aralarında başlattıkları bu “yeni istiklal harbi”nin ülkemiz adına “hayırlara vesile” olmasını dilemek bitttabii ki öncelikle anadan doğma, babadan olma her Türk vatandaşının hakkı olduğu gibi, keza bundan kellim en azından bir milyon doları çantasına doldurup böylece ülkemizin “yeniyetme” vatandaşı olmak için kuyrukta bekleyen tüm insanların da hakkı!

Şu sıralar yıldırım hızıyla, bir hayhuy içinde sanki yangından mal kaçırırcasına yeni bir anayasanın temellerini atmak için milletin meclisinde gece gündüz demeden harıl harıl çalışırken, diğer yandan halkımızın kahir ekseriyetinin nasıl bir anayasayla baş başa kalacağı henüz üç bilinmeyenli denklem kıvamındayken, dahası da “Kanun Hükmünde Kararnameler”in gölgesinde, aceleyle, oldu bittiye getirlip, böylece bir nevi “köşe kapmaca” oyununu andıran bu yaklaşımın yanı sıra, ayrıca “usta”ca planlanan bu anayasanın istikbali ne olur, bunu da istersen uluorta meydanlar yerine, “yan oda”da karşılıklı içeceğimiz kahvelerden fal tutup yine birlikte haftaya konuşalım Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa