'Adam olacak çocuk...' ya da 'Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur'...
Fotoğraf: Envato
Meclis, AKP-MHP ittifakıyla kendi “ölüm fermanı”nı imzalayarak “intihar”ı seçti. Bu iki partiden vekiller, “yedek vekillik” sancısından kurtulunca, sabahtan gece yarılarına kadar oy kullanarak, kendilerinin ve bir arada oluşturdukları parlamentonun işlevsizleştirilmesini kararını onayladılar. Artık Mecliste gensoru bile tartışılamayacak. Ülke yönetimiyle ilgili ne karar alınacaksa, Meclis yerine, tek yetkili olarak, KHK (kanun hükmünde kararname) çıkaracak cumhurbaşkanı alacak. Tek başına. Sanki rejim yönetim sistemi demek değilmiş gibi, “rejim değil sistem değişiyor” dense de, bal gibi rejim değişiyor; tek adam-tek parti rejimine geçiliyor!
İyi olacak deniyor. AKP yönetiminde Türkiye’nin istikrarsızlığa sardırdığının itirafı anlamına gelerek “istikrar getirecek” diye iddia ediliyor. AKP’nin referandum sürecinde temel bir sloganı “Meclisi Güçlendiriyoruz” olacakmış! Doğruluk payı ancak “sıfır” olabilir. 2010 Anayasa Referandumu’nda da HSYK düzenlemeleriyle “üstünlerin hukuku”ndan “hukukun üstünlüğüne” geçileceği, 12 Eylülcülerin yargılanacağı ve memurlara toplusözleşme hakkı tanınacağı iddia edilmişti. Hiçbiri doğru çıkmadı; Fethullahçılaştırılan yargıdan binlerce hakim-savcı tasfiye edildi, 12 Eylül’ün kılına dokunulmadı, memur avucunu yaladı!
Şimdi açık konuşuluyor: Tüm kararları tek kişi verecek, yargı –hatta çoğunluk partisi vekilleri– dahil bütün atamaları tek kişi yapacak, “ol” diyecek olacak, “yok ol” diyecek yok olacak! Ne yargı ne yasama denetimi. Sadece sayısı 600 olacak vekillerin neredeyse tamamı “olur” verirse “yüce divan”da yargılanma olanağı. Lakin, bu mahkemenin üyelerini de aynı tek kişi atayacağı için o “olanak” da yoktur!
Böyle bir rejim ya da “sistem değişikliği” olağan koşullarda geçekleşemezdi. O nedenle 15 Temmuz “Allah’ın lütfu” sayıldı. KHK’leriyle OHAL koşullarında gündem edinildi. AKP destekçiliğine soyunup başkanlığı savunmak, Bahçeli’nin de, öncesinde değil ama OHAL günlerinde aklına geldi.
Çünkü bu günler, yasallaştırılıp meşrulaştırılarak sistem haline getirilmesi tasarlanan yarınki başkanlık günlerinde olacağı gibi “astığım astık kestiğim kestik” günleridir. Hoşa gitmeyen şey yasak, hoşa giden keyfe keder serbesttir!
Örnek mi? İşte metal işçilerinin onca süreçten geçerek kararını aldıkları grev “milli güvenliğe aykırı” sayılarak, yasaklanmıştır! Bu demektir ki, işçi hakları “milli güvenliğe” sığmamakta, işçi sınıfı “yerli ve milli” sayılmamaktadır! Sadece metal patronları, EMİS ve sair patronlar “yerli-milli”dir! Bir de –toplam sayıları 54’e ulaşarak– en son el Bab’ta yine 5 askeri kurban verdiğimiz Fırat Kalkanı Harekatı “milli”dir! Silahlı kuvvetler, Perinçek’e göre Suriye’de “vatan savaşı” yapmakta, “vatan savunması” yürütmektedir! Kurtuluş Savaşı kendi topraklarını kurtarmak için verilen savaşların adıyken, başkalarının topraklarında yürütülen savaşa “milli kurtuluş savaşı” denmektedir!
İçeride ve dışarıda savaşla, Mecliste bile kavga-gürültüyle rejim ya da aynı anlama gelmek üzere sistem değişikliği peşine düşülmüştür. Enç Hanım “savunma muharebesi” yaptığına delil göstermek üzere 11 günlük rapor almıştır. Ancak görüntüler apaçık atakta olduğunu göstermektedir. Saldırı halindedir. Öyle ki, engelli bir vekilin protez kolu omuzundan sökülmüştür.
Anayasa değişikliği yasalaşırken olanlar, değişiklik yasalaştıktan sonra olup-bitecekleri bugünden bildirmektedir. Bir kez, grevler yasaklanacaktır. Sadece grevler değil tabii. İfade ve basın özgürlüğünden geriye bir şey bırakılmak istenmeyecektir –artık güç neye yeterse... Toplantı ve gösteri hakkı zaten yasaklanmıştır. “Hayır” için toplanılabilecek midir –göreceğiz. Bugünden kapatılmış gazete ve TV kanallarıyla gazetecilikleri bile kabul edilmeden cezaevine atılmış gazeteci sayısında kırılan dünya rekorlarıyla kanıtlıdır yarın olacaklar. Meclisteki dayatma ve yumruklarla delillidir. Tek dayanağı KHK’ler olan yüz bini aşkın görevden alma, işten atma, mülkiyete el koyma ve tutuklamalardan bellidir yarın olacaklar. Başkanlıkla OHAL sürekli kılınmak istenmektedir!
HAYIR!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02