Torunlar, yaşlılar, hastalar
Fotoğraf: Envato
Çalışma Bakanlığının kadın istihdamını artırmak için “keşfettiği” son numara, çalışan annelerin çocuklarına büyükannelerin bakmasının bir ödeme ile teşvik edilmesi oldu. Zaten bizim toplumumuzda böyle değil midir? Hatta sadece büyükanneler değil büyükbabalar da torun bakar. Bu, aile içi dayanışmanın bir sonucudur.
Hükümetin yaman çelişkisi, bir yandan doğurganlığı artırmaya çalışırken bir yandan kadın istihdamını artırmaya çalışmasıdır. Ama mevcut zihniyetleri, zihin dünyaları ile bulabildikleri çözüm ancak bu kadar! Cinsiyetçi bir iş bölümünü keskinleştirecek bir çözümden daha öteye gitmiyor, gidemez.
Çünkü bu zihniyet muhafazakar, ataerkil, iktisadi olarak da liberal bir zihniyet. Zamanın İngiltere Başbakanı Thatcher demişti: “Toplum diye bir şey yoktur. Erkek ve kadın bireyler ve aileler vardır.” Aslında Thatcher’in başını çektiği yeni sağ politikaların özetini oluşturuyor.
Muhafazakarlık aileyi kutsar, tüm sorunların çözümünde kamusal çözümler üretmek yerine aileyi öne sürer. O kadar da değil, mevcut toplumsal cinsiyet rolleri üzerine yükselen bir çözüm üretebilir ancak! Yani ‘çocuk, yaşlı ve hastalara bakmak zaten kadınların görevidir’. Bir taraftan da kadınların çalışma yaşamına katılmasını isterken akla gelen çözüm: Evde ‘İşi gücü olmayan’, zaten ömrü karşılıksız olarak hane içinde çalışmakla geçmiş diğer kadınlara görev yüklemektir.
Bu sözlerden aile bireyleri arasındaki sevgi ve dayanışmayı küçümsediğim sanılmasın. Torunlar büyükanneler kadar büyükbabalar tarafından da bakılıyor. Benim itirazım,hükümetin işyerlerinde kreşlerin açılmasını, kamusal ve ucuz kreşlerin kurulmasını teşvik etmesi gerekirken, böylesi bir çözüm bulma çabasınadır.
Bir de bu amaçla Almanya’da yapılan bir araştırmayı referans olarak veriyorlar. Söylendiği kadarıyla bu araştırmaya göre torun bakmak ömrü uzatıyormuş. Bu konudaki tüm literatürü gözden geçirdiğimizde, bu bilgi doğrudur, ama eksiktir. O eksiklik de şudur: Bakım hizmeti veren kadınlar ister büyükanne, ister eş, isterse de ücretli bakıcı olsun, çocuk bakımı yapanlar kadınlar, yaşlı ve hasta bakanlara göre ruhsal olarak daha sağlıklıdır. Pek çok araştırmanın bulduğu sonuçlar bu yöndedir.
Biraz daha ayrıntılandıralım: Bakım işi tüketici bir iştir, sadece fiziksel değil duygusal olarak da emek gerektirir ve uzun vadede bakıcı konumundaki olan kişinin ruh sağlığını bozar. Toplumumuzda bakım işini gerek ücretli gerekse karşılıksız olarak çoğunlukla kadınlar yapar. Bu durum, kadınların sağlığını bozan etmenlerden biridir. Bakım yapanlar arasında bir karşılaştırma yapacak olursak, elbette çocuk bakanların ruh sağlığı yaşlı ve hasta bakanlardan daha iyidir. Eksik bildirilen kısım budur.
Olayın bir başka boyutu da kaş yaparken göz çıkarmaktır. Hükümetten beklenen uygulamaya konulacak yeni bir programın her yönlerini göz önünde bulundurmak olmalıdır. Konumuz üzerinden örneklersek, toplumda kadın istihdamını artırmak için çaba sarf etmek iyi bir şeydir. Ama bunu toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden yapmak genel olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği sonucu ortaya çıkacaktır.
Türkiye’de yaklaşık 13 milyon kişi sosyal yardım alıyor. Bunların bir kısmı, yaşlı bakımı, bir kısmı evde bakım yani hasta bakımıdır. AKP’nin sosyal politika uygulamalarına bakıldığında, huzurevlerini, kreşleri, yetiştirme yurtlarını, çocuk bakımevlerini kapatarak bunları aile üyelerine, çoğunlukla da kadınlara devrettiği görülür. Üstelik bu sosyal yardım geliri, yoksul ailelerin neredeyse tek geçim kaynağı olmuş durumdadır. Ama işin esas ahlaki olmayan tarafı, bu gelirlerin her seçim döneminde bir tehdit unsuru olarak kullanılmasıdır. Seçim dönemlerinde, ‘AKP giderse bu yardımlar kesilecek’ türünden bir seçim çalışması yapıldığını da bilmiyor değiliz.
AKP’li yıllarda sosyal yardımların nasıl sadakaya dönüştüğünü hep birlikte gördük, görüyoruz. AKP’nin sosyal politika uygulamalarının temelinde bu yaklaşım var. Oysa sosyal yardım bir vatandaşlık hakkıdır, sadaka değildir. Oysa devletin görevlerinden biri de vatandaşının onurunu koruması olmalıdır.
- On bin adım için birkaç adım gerekiyor 31 Ocak 2017 01:00
- Türkiye usulü terör mücadelesi 10 Ocak 2017 01:00
- Yaz saatinin sürdürülmesine dair sorular 20 Aralık 2016 01:00
- Sağlık çalışanlarına şiddet 06 Aralık 2016 00:53
- İstismarı 'Ak'lamak 22 Kasım 2016 01:00
- Yine çocuk aşıları -2 15 Kasım 2016 01:00
- Yine çocuk aşıları! 08 Kasım 2016 01:00
- Savaşı konuşabilmek 11 Ekim 2016 00:54
- Kötülüğün sıradanlığı ve iyilik 04 Ekim 2016 00:44
- Cinler, iblisler ve zavallı bilim! 27 Eylül 2016 01:00
- Biz çoğaldık, ya siz? 13 Eylül 2016 00:13
- Şu akademisyenler! 04 Eylül 2016 01:00