24 Ocak 2017 00:15

Birleşik Metal-İş'le safları sıklaştırmanın zamanıdır!

Birleşik Metal-İş'le safları sıklaştırmanın zamanıdır!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Birleşik Metal-İş Sendikası, Hükümetin, EMİS’e bağlı işyerlerinde çalışan 2 bin 200 işçinin grevini yasaklaması kararını tanımayacağını açıkladı.

Birleşik Metal-İş’ten yapılan açıklamada; “Grev hakkı, evrensel bir haktır. Grev hakkımızın elimizden alınması, özgür bir şekilde toplu sözleşme yapabilme hakkımızın elimizden alınması demektir... Bu, alın teri dökerek, emeği ile geçinen işçiye sefaleti reva görmektir. Bizler metal işçileri olarak, hükümetin sadece ve sadece patronları koruyan, işçinin alın terini gözetmeyen, işçilerin grev hakkını elinden alan, anayasal bir hakkın kullanımını engelleyen kararını tanımıyoruz” dendi.

TÜM EMEK CEPHESİNİN, TÜM SINIFIN MÜCADELESİ

İktidarı boyunca, özellikle son yıllarda işçilerin grevini yasaklamayı da alışkanlık haline getiren Hükümetin bu tutumu karşısında Birleşik Metal-İş’in Hükümetin yasağını tanımama kararı, sadece 2 bin 200 üyesinin haklarını savunmasının da ötesinde bir karardır. Çünkü bu karar aynı zamanda, metal işçilerinin Hükümete, tüm işçilerin, tüm sınıfın haklarını çiğnetmeme kararlılığının ifadesidir. Bu yüzden de  Birleşik Metal-İş’in yasağı tanımama kararı, tüm sendikalar, tüm işçiler, demokrasiden, özgürlüklerden yana herkes için son derece önemli bir karardır.

Bu nedenlerledir ki, sendikanın açıklamasının sonunda yer alan “destek” çağrısı, tüm sendikal camiaya, tüm emek güçlerine, tüm emekten yana güçlere ve demokrasi güçlerine yapılmış bir mücadeleye katılma çağrısıdır.

İçinden geçilen dönemin koşulları, (Hükümetin grev yasaklamayı rastgele basit bir yasağa indirgemesi ve OHAL koşulları gibi) dikkate alındığında, metal işçilerinin grevine destek, geleneksel olarak bildiğimiz bir “laf” desteği, sadece “ziyaretlerle” sınırlı bir desteğin ötesine geçmek durumundadır. Onun içindir ki, emek mücadelesinden yana ve bu grevin kazanılmasının kritik öneminin farkında olan herkesin, grevci işçilerle tam bir destek ve dayanışma seferberliği içinde olması desteğin anlamlı olabilmesi için belirleyici olacaktır.  

İLK DESTEK AKADEMİSYENLERDEN

Nitekim Birleşik Metal-İş’in Hükümetin yasak kararını tanımamasına ilk destek de emek mücadelesini yakından izleyen akademisyenlerden geldi.

Akademisyenler yaptıkları açıklamada; “Benzerleri cunta dönemlerinde görülen bu karar haksızdır. Bu karar gayrimeşrudur. Bu karar Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır ve yasa dışıdır. Grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu gerekçesinin ise hiçbir elle tutar yanı yoktur...Grev yasağını kınıyor ve metal işçileriyle tam bir dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz...Herkesi bir kez daha metal işçilerinin haklı mücadelesini desteklemeye ve baskılara karşı işçilerle dayanışma içinde olmaya, grev hakkı başta olmak üzere tüm temel hak ve özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz” dedi.

MÜCADELEDEN YANA SENDİKALAR ÖN SAFTA OLMALI

Birleşik Metal-İş yasağa uymayacağını ilan ederek, mücadele bayrağını açmış, kendisine düşen sorumluluğun ilk adımını atmıştır.

Şimdi DİSK’in, KESK’in, emek mücadelesinden yana olan her konfederasyondan sendikaların ve emek örgütlerinin, mücadeleci sendikacıların, ileri işçi kesimlerinin metal işçilerinin ve sendikaları Birleşik Metal-İş’in açtığı mücadele hattında birleşmesi bu grevi kendi grevleriymiş gibi desteklemeleri gerekir. Elbette ki, emekten yana tüm güçlerin, grev hakkını savunan herkesin, Birleşik Metal-İş’le, grevci işçilerle iş yerlerinde, grev çadırlarında, semtlerde, hayatın her alanında sıkı bir dayanışma içinde olması çok önemli olacaktır.

HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, MEMUR-SEN GREV HAKKINI DA MI SAVUNMAYACAK?

Elbette emek mücadelesinde grevi bir hak olarak gören demokrasi mücadelesinden yana herkes, işçilerin grev hakkını kullanması mücadelesine destek verecektir. Ancak bugün bu mücadeleye en başta destek vermesi gerekenlerin sendikalar ve Türk-İş, Hak-İş, DİSK, KESK, Kamu-Sen ve Memur-Sen gibi konfederasyonların da içinde olduğu konfederasyonlar olmalıdır. Çünkü bugün Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin grevi başarılı bir TİS imzalama mücadelesini aşarak, “İşçilerin grev haklarını kullanıp kullanmaması mücadelesi”ne de dönüşmüştür. Dolayısıyla tüm konfederasyonlar ve sendikalar için sorun; işçilerin grev haklarını kullanmasını destekleyip desteklemediklerine dönüşmüştür!

Elbette burada; şu ya da bu gerekçeyle Hükümetten, patronlardan gelen çağrılara yanıt vermek için bayrağı alıp öne atılan sendikacıların işçilerin en vazgeçilmez hakkı olan grev hakkı için başvurdukları mücadelede ne yapacakları merak konusudur. Özellikle Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen ve Kamu-Sen’in  yöneticileri, bugüne kadar grev yasakları konusunda bir şey demeyerek geçiştirmişlerdir. Ancak şimdi bir sendika ve üyeleri, bu yasağı tanımadıklarını ilan ederek bir mücadele bayrağı açmıştır. Bu durumda sendikacı olduğunu iddia eden yöneticiler, hükümetin kararını açık ya da üstü örtülü savunacakları bahaneler mi uyduracak yoksa, en temel sınıf hakkı olan grev hakkını mı savunacaklar bunu yakında göreceğiz.

Ne var ki bu sefer işçiler ve sendikaları, “Bu yasağı dinlemiyoruz. Grev hakkımızı kullanacağız” diyerek, kimsenin ayak sürüyerek, günü kurtaramayacağı bir adım atmışlardır.

Emekten yana zerrece kaygı taşıyan herkes bu mücadeleye elindeki her imkanla katılmakla karşı karşıyadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa