26 Ocak 2017 23:27

‘Hayır’cılara tavsiyeler

‘Hayır’cılara tavsiyeler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Muhtemelen nisan ayında yapılacak anayasa referandumunda “HAYIR” cephesi çok renkli bir çoğunluktan oluşmaktadır. HDP, CHP, MHP’lilerin bir kısmı, EMEP, ÖDP, TKP gibi sol, sosyalist partiler, emek ve demokrasi cephesinde konumlanan sendikalar, sivil toplum örgütleri, Vatan Partisi gibi ulusalcı kemalistler, milliyetçiler, Saadet Partisi gibi muhafazakarlara kadar çok farklı bir “HAYIR” cephesi bulunmaktadır.Bu durumun kendisi AKP tarafından yoğun olarak kullanılacak ve “HAYIR”cıların birbirleriyle kapışması için yoğun çaba sarf edecektir. Özellikle bazı kesimlerin “HAYIR”ı diğer kesimin “HAYIR”ı ile birebir zıtlık oluşturmaktadır. Örneğin ulusalcılar, milliyetçiler, Kemalistler “evet” dersek ülke bölünür, özerklik gibi bir sistem gelir bu yüzden “HAYIR” diyelim derken HDP de yönetimin merkezde toplanmasına ve yerel yönetimleri güçlendirmeyi engelleyen tek adam rejimi oluşmasına itiraz ederek “HAYIR” demektedir.

“HAYIR”cıların bu farklılıklarına rağmen ortaklaştıkları en önemli husus; “Mevcut değişikliğin tek adam diktatörlüğüne yol açacağı eleştirisidir.” “HAYIR”cıların çeşitli eleştirilerine rağmen parlamenter sistemden yana tavır sergilemeleri de ortaklaştıkları noktalar olarak gözükmektedir.

“HAYIR” cephesinde yer alanların kampanya sürecinde AKP’nin tüm provokasyonlarına rağmen karşı karşıya gelmemeyi becermeleri gerekecek. Bunun en önemli ilkesi “herkesin HAYIR’ı kendine” ilkesi olmalıdır. Kimse bir başkasının “HAYIR” gerekçesini eleştirmemelidir. Bu yönde yöneltilen sorulara cevap vermeden geçiştirmeli veya herkesin “HAYIR”ı kendine diyerek tartışmalara dahil olmamalıdırlar.

Özellikle sosyal medyada kimi “HAYIR”cıların paylaşımları o kadar itici ve hakaretvari, cinsiyetçi paylaşımlardan oluşuyor ki o paylaşımları gören ortalama kararsız bir vatandaş “hayır” demeyecektir. O yüzden “HAYIR” propagandası yapanlar mutlaka paylaşımlarına dikkat etmeli, kimseye hakaret etmeden, incitmeden kendi propagandasını yapmalıdır.

Mevcut anketlere göre yüzde 20-25 arasında kararsız bulunmaktadır. Dolayısıyla sonucu belirleyecek bu kararsızlar olacaktır. Doğal olarak ta “HAYIR” kampanyası yürütenler bu kararsızlara seslenmeyi hedeflemelidir. Kararsızların psikolojik durumlarını dikkate aldığımızda öyle keskin propagandaların ters tepeceğini görmemiz gerekir. Keskin propagandalar sadece kendi kendimizin, bizim gibi olanların duygularını okşamaktan öteye gitmeyecek ve yarattığı antipatiyle de kararsızlar üzerinde ters etki yaratacaktır.

Yine anket verilerine göre “HAYIR”cıların umuda ve motivasyona ihtiyacı bulunmaktadır. Kararsızların da olumsuz senaryolardan değil umut vadeden olumlu gelecek tahayyüllerinden etkilendiğini görmemiz gerekir. Bu nedenle karanlık senaryolarla kararsızları ikna etmek yerine umut vadeden olumlu gelecekle ikna propagandalarına ağırlık verilmelidir.

Bu süreçte her kesimden kararsız olduğunu düşündüğümüzde kimsenin diline, rengine, liderine, önderine, bayrağına, sembolüne, kutsal değerlerine hakaret etmeden onu aşağılamadan, doğrudan onu hedef almadan (RTE dahil) bir propaganda yürütülmelidir. Çünkü sizin ikna edeceğiniz kesim sizinle aynı değerleri taşıyan sizin gibi inanan, sizin gibi düşünen kesim değildir.

Özellikle kararsızlara referandumun “HAYIR”lı sonuçlanması durumunda istikrar noktasında bir sıkıntı yaşanmayacağını, parlamentonun, siyasi partilerin, hükümetin, cumhurbaşkanının ve tüm sistemin yerli yerinde durduğu anlatılmalıdır. Bu yönde oluşturulmaya çalışılan felaket algısı mutlaka bertaraf edilmelidir.

Bu süreçte sivil toplum kuruluşları mutlaka bir parti gibi çalışma yürütmelidir. Partizanlığın çok keskinleştiği bu dönemde sonuç alacak en etkili çalışmayı örecek olan sivil toplum kuruluşları olacaktır.

Aşk ile...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa