17 Şubat 2017 00:10

Onur ve direnişin 'fotoğrafı'

Onur ve direnişin 'fotoğrafı'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir fotoğraf, bir durumu nasıl özetler? Evrensel Gazetesi Ankara Bürosunun en genç gazetecisi, Foto Muhabiri Tamer Arda Erşin “Onur ve Direniş” adını verebileceğim fotoğrafıyla bu soruyu yanıtlamış. Sanki Henri Cartier Bresson’un karar anı kavramını fotoğrafa uygulamış: “O an” deklanşöre basış. Saniyeler önce değil, saniyeler sonra değil. İlle de “o” anı yakalamak. 

Dünya tarihinde olaylarla özdeşleştirdiğimiz ikon olmuş fotoğraflar vardır. Ülke tarihimizde de belli dönem ve olayları hatırladığımızda akla gelen fotoğraflar gibi.

Mesela “Gezi direnişi” dediğimizde aklımıza gelen “Kırmızılı Kadın” fotoğrafı. Tamer’in fotoğrafı da 2017 yılı Türkiye’sinin OHAL döneminin antidemokratik uygulamalarından KHK’lere karşı akademisyenlerin onurlu direnişini hatırlatacak.  

Başarılı fotoğrafları çekmek bir anlamda yapmaktır. Fotoğrafın teknik becerilerinin  yanında vizörden bakan kişinin siyasal, kültürel birikiminin, estetik duyarlılığının yani, “teknik, estetik ve içerik” üçgeninin kurulmasını zorunlu kılar. Bu fotoğrafın yıllar sonra “OHAL dönemini KHK’lere karşı akademisyenlerin direnişlerini” anlatan bir fotoğraf olarak, şimdiden tarihi öneme sahip yer edindiğini söyleyebiliriz.

Bu fotoğrafa baktığımızda bir cümle bir paragraf kurabiliyor muyuz? Belki tarif edemeyiz ama bir iki laf edebiliyor muyuz? Önemli olan bence bu.

Ben; “Ey azametli adamlar! Ellerinizde güçlü silahlarınız, üstlerinizde üniformalarınız ve köpeklerinizle ne kadar zavallısınız benim karşımda” diye bağıran bir fotoğraf görüyorum. Görünüşte güçlü olma algısını yırtan,asıl gücün haklı olmanın verdiği cesaretin olduğunu gösteren bir fotoğraf. 

Tamer, çekmekle yetinmemiş fotoğraftaki direngen kadın Belde Bayındırlı ile görüşüp röportaj yapmış. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Doktora Öğrencisi Belde Bayındırlı şöyle diyor; “... Orada polisler beni ‘Bayan çekilin’ diye ittiriyordu. ‘Sizi de gözaltına alırız’ diyerek köpekle beni korkutmaya çalışıyorlardı. Ya kahramanlık gibi anlaşılmasın ama korkmuyorum sizden dedim. Şimdi fotoğrafla birleşince kahramanca gözükecek ama o an gerçekten korkmadım... Hocalarımın akademiyi bırakmamaları gerekiyor. Bizim etkileşimi ve üretme alanını hiç bırakmamamız gerekiyor. Aslında bu fotoğrafın başka ‘hayır’lara vesile olması gerekiyor”

Tamer’in fotoğrafı bana Filistinli Akademisyen Prof. Edward Said’in taş atan fotoğrafını anımsattı. Kötüye karşı iyiden güzelden yana, onurlu yaşamanın ve haklı olmanın güçlülüğünü anlatan o güzel aydın bilincinin fotoğrafını... Fotoğrafı soranlara verdiği cevap da bir o kadar etkili. “Çocuğum bir gün bana ‘Savaşta ne yaptın?’ diye sorarsa ona ‘Alçaklığa, haksızlığa taş attım’ diyeceğim” der.

Tamer iyi bir gazeteci olma yolunda ilerlediğini Ankara Katliamı’nda olayın şoku altında  çektiği fotoğraflarla göstermiş, sonrasında kendini bu davanın aydınlatılmasına adamış ve yaptığı haberle malum sonla tanışmış. Hakkında “...TCK’nin 301. maddesinde yer alan “Türk milletini, cumhuriyeti ve TBMM’yi alenen aşağılamak” ile dava açılmış bir genç gazeteci. Metin Göktepe’nin bıraktığı mirası haber ve fotoğraflarıyla “Göktepe gazeteciliği”nin ne olduğunu gösteriyor. Ve ben biliyorum ki Tamer’in “Onur ve Direniş” fotoğrafı 2017 yılının en başarılı basın fotoğrafları arasında yer alacak. Ve ben şimdiden gazetemiz Evrensel’in bu genç muhabirini kutluyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa