Yapılacak çok iş var
Anayasa değişikliği ile ilgili referandum kampanyasının henüz başındayız. Tek adam diktatörlüğünün halk tarafından onaylanacağını kesin sayan evetçilerin bir bölümü, yavaş yavaş durumun öyle olmadığını anlamaya başladılar. Bu kesimlerin –örn. A. Selvi- inandırıcı görünmek için sarıldıkları bir “gerekçe” var. Diyorlar ki, “hayır bloku ulaşabileceği en yüksek seviyeye ulaştı.” Doğal olarak bu tespitlerin ardından gelen artık evetlerin yükseleceğidir. “Reis’in” sahada etkinliği arttıkça böyle olacaktır vb.
Bu ve benzer tespitler doğru değildir. Bugün hayır diyenler kendi gerekçeleri ne olursa olsun gidişatın yönünü ilk görenler ve buna tepki duyanlardır. Hem ciddi bir biçimde kararsız bir kitle bulunmaktadır, hem de evetçiler içerisinde tereddütlü kesimler vardır. Halkın arasında yürütülecek ve onlara ülkenin sürüklenmekte olduğu yönü sağlam gerekçelerle açıklayacak bir hayır çalışması, bugün hayır diyenlerin çok daha fazlasını hayıra taşıma potansiyeline sahiptir. Bu durumun farkında olmak gerekiyor.
Pek çoğumuz evet diyenleri TV’lerden izliyor, gazetelerden yazılarını okuyabiliyoruz. Fark etmiş olmalıyız ki sözde “sakıncalarını da kabul edip” kendi tereddütlerini dile getirerek evet diyenlerin etkileri,pervasızca ve sınır tanımadan evet diyenlerin yarattıkları etkiden fazla olmaktadır. Bunlar tereddütlü kesimleri kazanmayı, hayırcıların bir bölümünü etkilemeyi hedeflemektedirler. Bu gerici çabayı da kendilerince en inandırıcı biçimde savunmayı iş edinmişlerdir. Bu durum hayır kampanyası yürütürken gösterilmesi gereken özeni ve duyarlılığı açıkça ortaya koymaktadır.
Kuvvetler ayrımının ortadan kaldırılması, Meclisin istendiğinde feshedilebilecek göstermelik bir organa dönüştürülmesi, “başkanın” kendi yardımcıları dahil tüm bakanları Meclis dışından atama yetkisine sahip olması, ülkenin olağanüstü hal ve kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmesinin önünün açılması, devletin tepe noktalarının, üniversitelerin bu atama zincirine bağlanması bu anayasa değişikliğinin kilit halkalarını oluşturmaktadır. Tüm yönetim yetkileri tek adam diktatörlüğünü yasallaştırmak, anayasal bir sistem haline getirmek üzerine düzenlenmektedir.
Geniş halk kitleleri geçmişte darbeler ve müdahaleler olsa da, demokratik hak ve özgürlükler kısıtlanmış olsa da parlamenter sisteme, bu sistem içerisinde seçimler yoluyla farklı partilerin hükümet olmasına dayalı bir rejimle 50’li yıllardan bu yana tanışıktır ve bu onlar üzerinde küçümsenmeyecek etkiler ve alışkanlıklar yaratmıştır. Referanduma sunulan anayasa değişikliği, bu sistem üzerinde yükselen rejimi ortadan kaldırmakta, tek adam ve onun emrindeki partisinin diktatörlüğünü anayasal rejim haline getirmektedir. Bu durumu geniş halk kitlelerine olanca açıklığı ile anlatabilmek, onların ülkenin sürüklenmek istediği yönü açıkça kavramasına yardımcı olacaktır. Evet cephesi geniş olanaklara sahiptir ve kitleleri sadece konuşarak, anlatarak etkilemeye çalışmamaktadır. Zor kullanmak, tehdit ve şantaj, provokasyonlar, savaş dahil oldu bittiler, onların yöntemleri arasındadır. Beka sorununu, varlık yokluk meselelerini kitleleri endişeye ve korkuya düşürerek ortaya atmakta, onları her türlü yolla “ikna etmeye”çalışmaktadırlar. Bu nedenle yukarıda iddia edildiği gibi hayırlar en yüksek seviyeye ulaşmamıştır ve henüz ilk tepkileri ifade etmektedir. Daha yürünecek çok yol, yapılacak çok iş vardır.
Evrensel'i Takip Et