26 Şubat 2017 01:00

Anketler ve 'Hayır'ın kazanması için üç şart!

Anketler ve 'Hayır'ın kazanması için üç şart!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referandum tartışmasının harareti arttıkça anketler ve anketlerde ortaya çıkan veriler üstünden yürütülen tartışmalar da yaygınlaşıyor.

En son basına düşen araştırmayı HEMİS Araştırma AŞ, 10-18 şubat günlerinde 21. yy Türkiye Enstitüsü için yaptı. Bu son ankete göre; kararsızlar dağıtıldığında, “hayır” yüzde 57.6, “evet” ise yüzde 42.4 olarak çıkmış. Yani bu araştırmaya göre, “evet” ve “hayır” arasında “hayır” lehine 15.2 puanlık bir fark var.

Ocak ayından beri yapılan anketlere bakıldığında üç başlıca özellik görülüyor:

1- AKP’ye yakın anket kuruluşlarının yaptığı anketler de dahil yayımlanan bütün anketlerde “hayır” önde çıkıyor. Başbakan dahil AKP sözcüleri, kendi anketlerinde “evet”in önde çıktığını söylüyorlar ama, bu “evet”in önde dendiği anketlerden bir teki bile kamuoyuyla paylaşılmış değil. Dahası AKP sözcüleri henüz anketlerin gerçeği yansıtmadığını, ancak sahaya çıktıktan sonra anketlerin daha doğru sonuçlar verdiğini söyleyerek aslında anketlerde çıkan verilerin kendi lehlerine olmadığını da kabul etmiş bulunuyor.   

2- Ocakta yapılan ilk anketlerde 3-4 puan olarak “hayır” lehine görünen farkın, şubat ayı ortasında yapılan anketlerde daha da büyüdüğü, 15 puan gibi büyük bir farka yükseldiği görülüyor. Son haftalarda Erdoğan-AKP-MHP ittifakının “evet” kampanyasını aslında çoktan başlatmış olduğu da dikkate alındığında, onlar “evet” diye bağırdıkça vatandaşın “hayır”a yöneldiğini söylemek yanlış olmaz.

3- Bütün anketler, “kararsızlar”ın oranının hayli yüksek olduğunu, AKP seçmeninin bile yüzde 35’inin “evet” demediğini gösteriyor.

Anketlerin “yüksek hayır” gösteriyor olması, kuşkusuz ki, 7 Haziran seçimi dışında, son 15 yıldaki bütün seçimleri kazanmış, referandumlarda açık ara önde bitirmiş bir parti olan AKP’de, yandaş basındaki ağır topların da katıldığı bir kavgayı da başlatmış bulunuyor. “Eskilerle-devşirmeler”, “erdoğanseverlerle-olmayanlar” gibi ayrımlar temelindeki bu tartışma, aslında “Başkanlık sistemine evet mi hayır mı” tartışması olarak da biçimleniyor.

Ama öte yandan anketlerde ortaya çıkan aynı veriler, AKP karşısında uzun zamandır başarılı seçim sonucu alamamış “hayır” cephesi için bir moral-motivasyon dayanağı olarak da ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Her ne kadar AKP saflarındaki basına yansıyan kavga-kargaşa, yanı sıra, anketlerin “hayır”ı açık ara önde göstermesi; “hayır” saflarında moral-motivasyona dayanak sağlasa da;

- Henüz kampanyanın çok başında olunması,

- Anketlerin Türkiye’deki son seçimlerde, İngiltere’de Brexit referandumu ve ABD seçimlerinde de görüldüğü gibi, yanıltıcı sonuçlar verebildiği dikkate alındığında, anketlerde “hayır”ın şu kadar ya da bu kadar önde olması referandumu “hayır”ın kazandığı anlamına gelmemektedir.

Bu yüzden de anketlerdeki veriler hayır cephesini, “Bu kadar farkı kapatamazlar!” diyerek rehavete sürüklerse, bu anketlerden çıkarılacak en kötü (en yanlış) ders olur. Tersine anketler, bir sonuç değil de avantajın, psikolojik üstünlüğünün “hayır” tarafında olduğunu gösteren bir uyarı olarak alınır, bunun sağladığı öz güvenle daha şevkli ve daha geniş katılımla bir çalışmanın dayanağı olarak kullanılabilirse, hayır cephesi kendi üstüne düşeni yapmış olur.

Çünkü, “hayır” saflarında sevinçle karşılanan anket verileri, mücadelenin önündeki kişilere ve siyasi çevrelere;

- Rehavete düşmeye izin vermemek,

- Çalışmayı daha büyük bir öz güvenle, 16 Nisan gece yarısına kadar kesintisiz sürdürmek,

- “Hayır”ı daha da güçlendirmek için kararsızlar arasındaki çalışmada yeni çevrelere ulaşmak,

- “Hayır” materyallerini en etkili biçimde kullanmak, 

- Merkezi ve yerel yöneticilerden gelecek baskılara boyun eğmemek... gibi önemli görevler yüklemektedir.

Kısacası anketler, referandumda “hayır”ın kazanması için üç şart olduğunu göstermektedir: çalışmak, çalışmak, daha büyük bir gayretle çalışmak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa