Barzani’nin karşılanması sırasında, havaalanlarında ve bilhassa cumhurbaşkanlığı makamında “Kürdistan Bayrağı”nın görünmesi, iç siyasette neşeli bir dalgalanma yarattı. Bir süredir gündemi değiştiremeden dükkan kapatan haber esnafı, bu yeni malı allayıp pullayıp piyasaya sürdü. Bir yandan “Kürt-Amerikan-Rus planı” hakkındaki hayli verimli heyecan tarlalarına su yürüdü ve buradan AKP ve Erdoğan karşıtı propaganda üretilebileceği hesapları yapanlar kolları sıvadı. Diğer yandan “Kürt evetçiler” yaratma telaşında olan AKP propagandacıları ince hesaplara yattılar.

Önceki gün Yusuf Karataş gazetemizde, referandum ve Kürt oyları ilişkisi üzerine yazmıştı. Buna göre, yeni bir çözüm süreci hakkındaki söylentiler ve aynı zamana denk gelen Barzani ziyareti, “Kararsız Kürt kitlelerini beklentiye sokmaya” hizmet ediyordu, diğer yandan da “Açıkça Erdoğan’a destek anlamı taşıyan bir ziyaret gerçekleştiren Barzani’ye yönelik tepki ve eleştirileri etkisizleştirmeye” yönelikti.

Yani görünüşte bölgedeki savaş ortamı ve karmaşık siyasi sorunlara yönelik gibi dursa da, ziyaretin iç siyasetin Kürt düğümüne yönelik icraatlar kapsamında bir anlamı vardı. AKP, gittikçe büyüyen HAYIR saflarına karşı, EVET diyen bir kitle yaratmayı amaçlıyordu ve bunun yolu da Kürtleri kazanmaktan geçiyordu.

Aynı havaya muhalefet de girdi. Erdoğan’ı Kürtler üzerinden vurma çabasındaki çevreler ziyareti kullanmaya girişti. Bir yandan MHP tabanını etkileme ve Bahçeli’ye karşı kışkırtma kapsamında “Bu paçavranın Türk bayrağı yanında ne işi var” sorusu ortaya atıldı. Erdoğan’ı Bahçeli üzerinden zayıflatmayı muhalefet taktiği olarak benimseyen çevreler (Sözcü, Aydınlık gazeteleri, birkaç CHP’li ve “ülkücü” muhalifler vs.) bu sloganı çok sevdiler.

Erdoğan ve AKP ile Kürtler arasındaki kurgulanmış ilişkiyi öne çıkararak yapılan propaganda, sonuçta iki uçtan demokrasiye yönelik bir saldırı içeriği kazanıyor. Bir yandan AKP, evet demeyenleri terörist iş birlikçisi ilan ederken, bir kısım muhalif de, evet oyu isteyenlerin “Terör örgütü ile el altından pazarlık” içinde olduğu balonunu uçuruyor. Böylece, EVET dersek mi Kürtleri daha iyi ezeriz, yoksa HAYIR dersek mi gibi bir tartışmanın içinde halkın en geniş kesimlerinin özlemi olan ve bunun için HAYIR saflarını genişleten milyonlarca insan şaşırtılıyor ve kararsız hale getiriliyor. Bu anlamsız ve zararlı tartışmanın dışına çıkmak ve yalnızca “Herkese demokrasi, herkese adalet için HAYIR” dendiği açıkça ve net olarak haykırılmalıdır. “Sözde bayrak” deyimiyle yaratılan sözde problemin peşinden koşacak zaman değil.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var.

Bugün günlük milyonlarca lira değerinde elektrik üretimi yapan termik santralin yıllık 120 milyon dolar, 2060 yılına kadar 4.2 milyar dolar kâr elde edebileceği kaydedildi.

TPAO, BOTAŞ, ETİ Maden, EÜAŞ hedefte

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et