Miraz’a özgürlük
Fotoğraf: Envato
Uzun zamandır alıştık “özgürlük” istemelere. Tıpkı Grup Yorum’a özgürlük, Ahmet Şık’a özgürlük dediğimiz gibi. Şimdi de ülke tarihinin belki de en küçük tutuklusu için özgürlük istiyoruz. 7 aylık bebek olan “Miraz’a özgürlük!”
Miraz bebek annesi Gülistan Diken Akbaba ile Bakırköy Kadın Ceza ve Tutukevinde yatıyor.
Aslına bakarsanız Miraz bebeğin suçu büyük, kendisi küçük. Böyle adaletsiz bir dünyaya gözlerini açtığı için suçlu. Üstelik anne ve babasının yıllardır muhalif kişilikleriyle siyasal faaliyetleri nedeniyle mahkemeleri devam ederken, işleri, güçleri, evleri belli iken yurt dışına kaçmamışlar üstüne bir de Miraz bebeği yapmışlar..
Bir sabah kahvaltı yapmışlar, çocuklarıyla parka gitmişler akşama baba eve, anne Miraz’la hapishaneye...
Neden mi? Alimallah, anne ve Miraz da eve gidecek olsa ne olurdu memleketin hali? Çok tehlikeli olan anne, çocuğu kim bilir nasıl büyütecekti? Devletin milletin verilmiş sadakası varmış ki bu tehlikeyi bertaraf etmişler(!) Baba Cengiz Zaza Akbaba, ‘itiraf’ ediyor. Şöyle anlatıyor; “2011’de o dönemki Barış ve Demokrasi Partisinin Maltepe’deki ilçe yönetim kurulundaydık. Eşimle birlikte o zaman gözaltına alınarak tutuklandık. Yaklaşık iki sene cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldık. Bizim dosyamızın hakimi, savcısı, polisi hepsi şu an ‘FETÖ’den tutuklu. Eşim geçen hafta Maltepe’de gezerken ‘Örgüt üyeliği gerekçesiyle aramanız var’ denilerek yanındaki bebeğimizle birlikte gözaltına alındı ve tutuklandı.”... İşte böyle.
Sonuç mu? Adalet ve hukukun üstünlüğü(!) bir kez daha galip gelmiş tabii. Ne demişler yılanın başını küçükken ezeceksin. Baba dışarıda işkence çeksin diye tutuklamamışlar herhalde. Baba Cengiz Zaza Akbaba şöyle devam ediyor; “Bebeğimiz daha 7 aylık, dişlerini yeni çıkarıyor, yarın eşimi ve bebeğimi görmek için tekrar görüşe gideceğim. Ama kapalı görüşler 30 dakika, açık görüşler iki ayda bire düşürüldü. Bütün bunlar OHAL’den dolayı. Bu durum bizlerin kötü durumlar yaşamasına neden oluyor. Bir insanın 7 aylık bebeğinden ayrı kalması çok üzücü. Bu ülkede sadece geçtiğimiz hafta o kadar fazla hak ihlali yaşandı ki… Bizim de payımıza bu düştü. Cezaevinde büyüyen bir bebeğim olacak. Cezaevinde 18 tane kadın var. O kadınların benim çocuğuma kendi çocukları gibi bakacaklarından hiç şüphem yok. Çocuğum içeride hasta. Kullandığı ilaçlar vardı. Onlar verilmiyor. Şu an diş çıkarıyor bunun için de herhangi bir ilaç verilmiyor. Eşim bu ihtiyaçlar için cezaevi idaresine talepte bulmuş. Ama idare talebi reddetmiş. Eşim çocuğumun üzerinde emekleyebilmesi için çarşaf talebinde bulunmuş. Bu talebi de diğer talepleri gibi reddedilmiş. Çocuk çıplak zeminde nasıl emekleyecek?”...
Unutulmasın ki bu ülkede “çocuklar bilmem ne kadar dolar borçla” doğuyorlar. Artık üstüne bir de “ya o borçları ödemezlerse” diye peşin ceza kanunu çıkarırlarsa şaşmayın derim.
Kültür merkezi yakmanın, pompalı tüfeklerle sağa sola ateş açmanın, otobüste kadın şort giyiyor diye uçan tekme atan şarlatanların ön kapıdan girip arka kapıdan çıktıkları adalet saraylarından, çocuk tacizcilerinin ceza almadan dolaştıkları ülkede daha ne beklenebilir? diye soranınız olabilir. Haklısınız. Ama hukuk var, kanun var.
İroniyi bir kenara bırakırsak Miraz bebeğin öyküsünde ülkenin adalet sisteminin ne hale geldiğinin fotoğrafını görüyoruz. Akıl, mantık,vicdan ve adalet kavramlarının “suç ve ceza” ile bağını bu yaşananlardan daha iyi ne özetleyebilir? Anlayacağınız daha çoook özgürlük isteyeceğiz gibi görünüyor. Evet bu gün bir kez daha “Miraz bebek ve annesine ÖZGÜRLÜK!”
- AFAD ve 13 kare fotoğraf ve sanat festivali 11 Aralık 2024 12:35
- Ekim Devrimi'nin 107. yılında fotoğraf 16 Ekim 2024 04:10
- Kültür yolları nereye çıkar? 09 Ekim 2024 04:20
- Yurttaş meclisleri 04 Eylül 2024 04:15
- 19 Ağustos 1839 21 Ağustos 2024 04:31
- Özgürlük ve sanat 14 Ağustos 2024 04:20
- Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi 31 Temmuz 2024 04:15
- Dayanışmaya çağrı 10 Temmuz 2024 04:29
- Tez büyür çocuklar mahkeme kapılarında 03 Temmuz 2024 04:15
- Fotoğraf endüstrisi gelişiyor, ya insanlık? 26 Haziran 2024 04:36
- Evrensel’in 29. yaş günü vesilesiyle… 19 Haziran 2024 04:15
- Bellek, hatırlama ve unutturmama… 22 Mayıs 2024 04:20