07 Mart 2017 00:40

Bir dostu daha yitirmenin acısıyla

Bir dostu daha yitirmenin acısıyla

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir can dostumuzu daha yitirdik, biraz daha yoksullaştık yine.

Murat Bebiroğlu’yu kalleş, kısa zamanda ilerleyen malum bir hastalık aldı aramızdan.

Ailesinin ve dostlarının acısını paylaşırım.

Murat Bey, İstanbul Ermeniliğini bir arada tutan, onun kültürlü, mümtaz isimlerinden biriydi.

Hani İngilizlerin deyimiyle “manor” sahibi tam bir beyefendiydi.

Kabalık, çiğlik, sonradan görmelik, sonradan olmalığın kendini yansıtması rahatsız ederdi onu.

En önemli katkılarından biri, İstanbul Ermeniliğinin dünyaya yayılmışlığı içinde, onu yeniden birbiriyle ve dostları ile iletişim içine sokan HyeTert Sitesini kurmasıydı.

Bunun da ötesinde Ermeniliğe, demokratikleşmeye, insan haklarına ilişkin geniş bir alanı kapsayan bir site oldu HyeTert.

Ermeni halkının dostlarına da açık olması yanında, onları da aydınlatıp, zenginleştiren bir site kurdu Murat Bey.

Önemli katkılarından biri de, tarihin tozlu raflarında terkedilmiş olan, Ermeni Nizamnamesi olarak da bilinen, Ermeni Anayasası’nı gün ışığına çıkarıp yayımlaması oldu.

Bununla da kalmadı, ikinci baskıda, Osmanlı bünyesinde yer alan diğer Müslüman olmayan “milletlerin” nizamnamelerini de gün ışığına çıkarıp yayınladı. Ki bunlar arasında, ömrü ancak bir yıl olan, 1914 yılında yayımlanan Süryani Nizamnamesi de vardı.

19. yy. Ermeni aydınlanmasının en önemli ürünlerinden biri olan Ermeni Nizamnamesi’nin hazırlayıcılarından olan Krikor Odyan’ın, aynı zamanda ilk Osmanlı Anayasası’nı hazırlayanlarından biri olması bir tesadüf değildi.

Murat Bebiroğlu, Türkiye’deki Ermeni toplumunun dinsel kimlik ötesinde bir sivil toplum boyutu kazanması için, Patriklik kurumunun göstermelik resmi bir kurum olmaktan çıkması için çaba harcayanlardan ve uzun zamandır ilk kez bir patriğin, bildiğim kadarıyla, devlet iradesine karşın Patrik II. Mesrop Mutafyan’ın ortak irade ile seçilmesinde rol oynayan isimlerden biri idi.

Ki bu süreç, bu ruh hali, Ermeni toplumunun, tecrit olmuşluğu kırmasında, Türkiye toplumunun hiç olmazsa aydın kafalı kesimleri ile bağ kurmasında bir çeşit koçbaşı işlevi gören Agos dergisinin ortak bir iradeyle çıkmasının da önünü açmıştı.

Ne yazık ki, şu sırada Patriklik kurumu tarihinin en büyük krizini yaşıyor. Bunun Murat Beyi yıllardır ne kadar üzdüğünü biliyorum. Herkes el ele verdiğinde bir mucize yaşanmıştı oysa. Şimdi bu niye olmuyor anlamak zor. Hrant’ın katli, Mutafyan’ın ölememe trajedisi bile insanları bir araya getirip, Patriklik kurumuna yeniden hayatiyet kazandırmaya, onun sivil Ermeni toplumu yapılanması ile tamamlanmasına yetmedi.

Sevgili Hrant Dink’i ve Patrik II. Mesrop Mutafyan’ı peş peşe yitirdik (Bedenen yaşasa bile), aynı acımasız baskı dalgasının sonucu olarak…

Keşke Hrant’ın gösterdiği cesareti herkes gösterse, rehin alınmayı kabul etmeseydi.

Bazen yaşanan azap, ölememe durumuna dönüşüyor. 

Şimdi de Murat Bebiroğlu’yu yitirdik..
Son zamanlarda nice dostları yitirdik, Sarkis Çerkesyan, Kirkor Kolukısa, Diran Bakar, Yervant Gobelyan, Zahrad, Sarkis Seropyan...

Bunlar iki halk arasında atılmış olan köprüleri sabırla inşa eden ustalardı… Hepsinin anıları içimizde capcanlı.

Şimdi sözü Belçika Ermeni Demokratlar Derneğinin  açıklamasına bırakıyorum: “Murat Ahpariksiz biraz daha yetimiz” 

MURAT AHPARİKSİZ 
BİRAZ DAHA YETİMİZ

Sevgili ahpariğimiz Murat Bebiroğlu’nun ani ölüm haberiyle yüreğimiz burkuldu. Çok değerli bir büyüğümüzü kaybettik. Onsuz kendimizi bir parça daha yetim hissedeceğiz.

Sevgili Bebiroğlu ailesi, Hyetert ve okurları, Tıbrevanklılar, Arapgirliler, tüm Ermeni halkı ve dostları, başımız sağ olsun.

Bizler Murat Ahpariği öncelikle internet haberciliğinin ilk yıllarından beri Türkiye Ermenilerinin önemli bir sesi olan Hyetert’ten tanıyorduk. Çoklarımız için Hyetert on yıldan uzun bir süredir neredeyse her gün izlediğimiz, göz atmadan gün geçirince adeta eksiklik duyduğumuz bir şeydi.

Dün akşam da bakınca ne görelim; Murat Ahpariğin o kalender gülümseyişiyle veda eden bakışları...

Türkiye’de içinden geçilen kasvetli dönemi düşününce, sanki de Ahparik daha karanlık günleri görmeden dünyayı terk etmekte teselli bulmuş gibidir.

Belçika ziyaretleri vesilesiyle son yıllarında onunla yakından tanışma şansını bulmuş ve içten söyleşiler yapmıştık. Yaşadığı ülkenin ve dünyanın sorunlarına derinden duyarlı, düşünen, tartışan ve demokratik muhalefete katkı yapan gerçek bir aydındı.

Türkiye’de azınlık sorunları, özel olarak Ermenileri ilgilendiren durumlar onun daimi habercilik ve yorum konularıydı. Hyetert editörü olarak Türkiye’de tarihle yüzleşmeyi teşvik eden yayınları yanında güncel sorunlara ilişkin düşünce ve önermelerini sunduğu bir dizi değerli makale kaleme almıştı. Osmanlı döneminde gayrimüslim ve Ermeni nizamnamelerini konu eden iki de kitap yayımlamıştı.

Sevgili Murat ahpariğimizin anısı önünde saygıyla eğiliyor, başta kederli eşi Mari Bebiroğlu ve evlatları olmak üzere tüm ailesi ve can dostlarının acısını yürekten paylaşıyoruz.

Güzel anısı geride bıraktığı eserlerinde ve sevenlerinin kalbinde yaşayacaktır.

19 Şubat 2017
Belçika Ermeni Demokratlar Derneği

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa