Almanya'ya karşı birleşik milli cephe!
Fotoğraf: Envato
Diktatörlüğe HAYIR eğilimi güç kazandıkça tek adamcılar, saflarını sıkıştırmak için her yolu deniyorlar. İçinde bulunduğumuz süreçte, politik muhalefet açısından hiçbir şey referandumda HAYIR sonucunun çıkmasından daha önemli değildir. Kıpırdayan her şey bu hareketin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Bazı muhalifler bunu görmüyor ve iktidarın milliyetçi-ırkçı-devletçi hamleleri karşısında bocalıyor.
Türkiyeli göçmenler arasında AKP’nin kampanyası çerçevesinde EVET propagandası yapmak üzere görevlendirilenler, düşünce açıklama özgürlüklerinin kısıtlandığını ileri sürüyorlar. Bunlar TC Hükümetinde bakanlık görevinde bulunanlar. Binlerce akademisyen, gazeteci ve yazar bu şahısların hükümeti tarafından düşüncelerini açıkladıkları için hapse tıkılmışken, kendileri için Almanya’da özgürlük kavgasına girmiş rolü oynamaları HAYIR cephesinde de kimilerini kandırabildi.
Şimdi AKP ve onun borazanları şiddetli bir anti Alman kampanyası yürütüyor ve bunu “Nazizm’e karşı düşünce özgürlüğü” kılıfına sokmaya çalışıyor. Kendilerinin en koyu Nazi’den daha Nazi olduğu gerçeği bir yana, bu yaygaranın EVET oylarını derleyip toparlamaya hizmet edeceği hesabı yaptıkları gözden kaçmamalıdır. Görünüşte bir dış politika ve düşünce özgürlüğü sorunu haline getirilen bu durum, bütün hak ve özgürlüklerin sıfırlanacağı bir iç saldırının parçası kılınmıştır. Almanya’ya edilen her küfür, aslında HAYIR diyecek olanları hedefe koymaktadır. Dünkü sözde gazetelerden birinin manşeti, “HAYIRCILARIN ANASI ALMANYA” idi.
Almanya, şu anda her bir EVET oyu için kan akıtmayı bile göze almış olanların kendi saflarını genişletmek için salladıkları bir korkuluk haline gelmiştir. Dağılma eğilimlerini içinde taşıyan ve günden güne güç kaybeden EVET cephesi, kendi birliğini koruyabilmek için bir düşmana ihtiyaç duymaktadır. Bugün bu görev Almanya’ya düşmüştür. Yarın Suriye’de ABD, Rusya, Kürtler bu rolü üstlenecektir…
Muhalefet ve EVET oyu verecek herkes bu türden düşman yaratma oyunlarında kendisini koruyabilmelidir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43
- NATO ve ‘küreselleşme’! 13 Temmuz 2016 00:57
YAZARLAR
Yusuf Karadaş
Ankara'da Rojava pazarlığı
Ahmet Yaşaroğlu
Ücret asgari, yaşam sefalet
Nuray Sancar
Suriye'de bitmedi, sürüyor, sürecek o kaos...
Fatih Polat
Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı
Adnan Gümüş
İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine
Yücel Özdemir
‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine
