25 Mart 2017 00:55

'Evet'çilerin 'adalet'ine bak!

'Evet'çilerin 'adalet'ine bak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı ve Başbakandan başlayarak; devletin, Hükümetin ve yerel yönetimlerin bütün imkanlarını “evet” kampanyasına seferber eden, bu konuda hiç bir hak-hukuk, adalet, siyasi ahlak vb değerleri tanımayan “evet”çi güç odaklarının, medyayı nasıl bir “evet” borazanına dönüştürdüğünü Demokrasi İçin Birlik İnisiyatifi (DİB)’in yaptığı araştırma ortaya koydu. Elbette birkaç gün bile başlıca TV kanallarını izleyen herkes, “yandaş medya”nın yanı sıra “bağımsız” olduğunu iddia eden medyanın da Erdoğan-AKP Hükümetine biat ettiğini görür. Ama DİB araştırması, bu gerçeği, RTÜK’ün verilerine dayanarak “ölçüye vurup” hepimizin gözleri önüne sermiştir.

DİB araştırması, 1-20 Mart 2017 döneminde, 10 gün ve 20 günlük sürelerle 17 ulusal kanalda yayınlanan haber, canlı yayın, röportaj ve konuklu programlarda AKP, MHP, CHP ve HDP ile, Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına ayrılan süreler dikkate alınarak yapılmış.

SERMAYE MEDYASI ‘EVET’İN HİZMETİNDE

Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; 1-10 Mart 2017 tarihleri arasında referanduma dair haber bültenlerinde, miting ve konuşmalarla ilgili haberlerde;

-Cumhurbaşkanı ve danışmalarına 53,5 saat
-AKP’ye 83 saat
-MHP’ye 14,5 saat,
-CHP’ye 17 saat,
-HDP’ye ise sadece 33 dakika ayrılmış!

“Evet” ve “hayır”a tanınan süreler açısından bakıldığında, “evet” cephesine 151 saatlik bir süre ayrılırken “hayır” diyenlere ayrılan toplam süre sadece 17 saat 33 dakikadır. Yani “hayır”a tanınan süre “evet”e tanınan sürenin sadece 9’da 1’i kadardır!

01-20 Mart 2017 arası canlı yayınlarda:

-Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına 169.00 saat,
-AKP’ye 301.50 saat,
-MHP’ye 15.5 saat,
-CHP’ye 45.50 saat
-HDP’ye 00.00 saat

“Canlı yayınlar”a, “evet” ve “hayır” cephesi açısından bakıldığında 17 TV kanalının toplamında, “evetçiler”e 486 saatlik bir süre tanınırken ‘hayır’ diyenlere tanınan süre sadece 45.5 saattir! Bu da 17 kanalda “hayır” diyenlere, “evet” diyenlere tanınan sürenin sadece 11”de 1’i tanımıştır!

TRT ‘EVET’İN BORAZANI!

Bütçesi tamamen, “evet” diyenlerin olduğu kadar “hayır” diyenlerin de ödediği vergilerle oluşturulan ve bu bütçeyle yayın yapan, aynı zamanda kuruluş yasasında siyasi konularda tarafsız ve adil yayın yapması zorunluluğu olan TRT’nin haber kanalında; 01-20 Mart 2017 günleri arasındaki yayınlarda;

-Cumhurbaşkanı ve danışmanlarına 20,8 saat,
-AKP’ye 42.00 saat,
-MHP’ye 00.80 saat,
-CHP’ye 03,20 saat, 
-HDP’ye 00.00 saat yer veriliyor.

Bu verilere bakıldığında, TRT Haber’de “evet” diyenlere 63.50 saat ayrılırken “hayır” diyenlere sadece 3.20 saat ayrılmıştır! 

Bu veriler dikkate alındığında ve devletin haber kanalında “evet”le “hayır”a ayrılan süre kıyaslandığında, “hayır”a tanınan süre “evet”e ayrılan sürenin yaklaşık 20’de 1’i kadardır!

DİB araştırması, referandumla ilgili yayınlar konusunda TRT’nin, “yandaş medyayı” bile geride bırakan bir adaletsizliğe imza atarak, kepazelik düzeyinde bir partizanlık batağına saplandığını ortaya koymuştur.

ADALETSİZ YAYINDA OHAL PARMAĞI

Elbette ki böyle rezil bir yayıncılıkta; bir yandan Erdoğan-AKP Hükümeti’nin medyanın önemli bir bölümünü “yandaş medya” haline getirmesi ve “bağımsız” sermaye basınına büyük ölçüde diz çöktürmüş olması vardır. Ama adaletsiz yayıncılığın pervasızlık düzeyine çıkarılmasında, OHAL’in önemli bir payı olduğu da ortadadır. 

Çünkü, OHAL Yasası’ndan yararlanarak, çeşitli kararnamelerle bir yandan bağımsız ve gerçekleri yansıtmaya çalışan onlarca TV kanalı, gazete, dergi ve yayınevini kapattılar ve “evet” için sahayı düzenlediler. Şubat ayında çıkarılan 687 Sayılı KHK ile de Seçim Kanununun 149-A maddesi yürürlükten kaldırmıştır.

Böylece Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nın, özel TV ve radyolara, “eşitlik ilkesini de içeren esaslara aykırı yayın yapması” halinde “yayın durdurma ve para cezaları” verme yetkisi de ortadan kaldırılmıştır.

Bu yandaş medyanın elini kolunu tamamen serbestleştirirken, hükümetle ve Cumhurbaşkanı ile “sorun istemeyen” sermaye medyasının da “evet” lehine kara propaganda yapabilmesi için imkanları sınırsız biçimde genişletmiştir.  

‘HAYIR’ DEMEK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR NEDEN

DİB araştırması, “Evetçi” güç odaklarının, ellerine fırsat geçtiğinde, medyaya nasıl hiçbir hak-hukuk tanımadan, hiçbir adalet ve siyasi ahlak kaygısı duymadan müdahale ettiklerini gösterdiği gibi, aynı zamanda ‘evet’ çıktığında kurulacak düzenin nasıl bir kara propaganda mekanizmasını harekete geçireceğinin de ipuçlarını göstermiştir.

Çünkü “Tek adam rejimi” demek, “tek parti rejimi” demektir.

“Tek parti rejimi” demek, ülkede “tek ses”in hakim oluğu, başka seslere tahammül edilmeyen, ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün olmadığı, kara propagandanın bütün ülkeyi karabasan gibi kapladığı bir düzen demektir.

Yani, DİB’in araştırması bize “hayır” demenin önemini göstermiştir.

Yani. DİB’in araştırması, kara propaganda aygıtının devasa çarklarının arasına çelik bilyeler olacak “gerçekleri açıklama” görevimizi hatırlatması bakımından da ayrıca önemli olmuştur.

Böyle bir zamanda bu araştırmanın yapılmasında emeği geçenlerin ellerine ve emeklerine sağlık!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa