Gariplerin ölümü
Fotoğraf: Envato
Uluslararası Af Örgütü, Musul’da girişilen son operasyonlar sırasında iki yüzden fazla sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Irak ordusu önce ölümlerin sorumlusunun IŞİD olduğunu ileri sürdüyse de, ABD Savunma Bakanlığı katliamın sorumluluğunu üstlendi ve soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Uzaktan bakınca, zaten kan gölüne dönmüş bölgeden gelen her türden ölüm haberi “normal, sıradan” karşılanıyor. IŞİD, her cinsten ipini koparmış çeteci örgütler, emperyalist güçler, ajanlar, maceracılar, savaşı nimet bilip parsa toplamaya çalışanlar birlikte ve ayrı ayrı sahnelerde aynı oyunu oynarken, başka ne olabilir?
Öyleyse eline silah değmemiş, yalnızca kendisine çizilen cehennem yolunda, biraz ekmek ve suyla yaşamaya çalışan, belanın geçeceği günlerin gelmesini bekleyen insanlar “zaten” ölebilirler!
Oysa örneğin Uluslararası Hayvanseverler Örgütü bugün Musul’da iki yüz kedinin yanarak öldüğünü açıklasa, bu daha kahredici bir etki yapacakmış gibi…
İnsan ölümünü bu kadar sıradanlaştıran, yüz binlerce insanın yurdunu terk ederek yalınayak yollara düşmesini, binlercesinin yanarak, boğularak, parçalanarak ölmesini “normal” hale getiren nedir? İnsanı insana düşman eden ve birilerinin ölümünü haklı, gerekli, zorunlu gösteren tek şey, insanın insana egemen olmasını kendi hayat koşulu olarak seçen hâkimiyet hırsıdır. İster emperyalistler olsun ister çeteler, karşısındakini yalnızca askeri bakımdan değil, bütün varlık koşullarıyla yok etmeye dayanan bir hâkimiyetin peşinde oldukları için, onlar açısından yok edilen her şey, kentler, tarihi eserler, üretim araçları, toprak ya da su ve insan hayatı yok edilmeyi hak etmiştir!
Bu “hak etmişlerdir” yargısı, onlardan başlayıp, onların zihinlerini esir aldıkları diğer insanlara da yayılıyor ve sonuçta “iki yüzden fazla sivil öldü” denilince pek çok insanın kanı donmuyor, gözü yaşarmıyor, yüreği yanmıyor.
IŞİD, Musul’a girerken “İslam Ordusu ilerliyor” diye el çırpanlar ya da ABD komutasında koalisyon güçleri adını taşıyan diğer çete Musul’u bombalarken “IŞİD kaçacak delik arıyor” diye sevinenler, iki yüzden fazla insanın bir anda yok olmasından kendileri için siyasi sonuç çıkarmaktan ötesini düşünmüyorlar.
Asıl acıklı olan, insanların ölmesi, yurtlarından sürülmesi kadar, olanlara sessiz kalanların ve bütün bunları “normal, gerekli, zorunlu” görenlerin durumudur.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43
- NATO ve ‘küreselleşme’! 13 Temmuz 2016 00:57