30 Mart 2017 00:56

Bu cüret bu dünyayı değiştirecek

Bu cüret  bu dünyayı değiştirecek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hayat televizyonunda bir program olarak başlayan, memleketin her yerinde ve sınırların ötesinde kadın gruplarıyla çoğalan, sonrasında yanına bir dergi katan, fabrikalara, mahallelere, atölyelere, bürolara, okullara, sokaklara, evlere, kadın derneklerine yani kadınların olduğu her yere uzanan bir hikayesi var Ekmek ve Gül’ün.

Takvime bakınca 10 yıl, biriktirdikleri ve birikimlerine kaynaklık eden mücadeleye bakınca yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Yüzlerce yıllık; çünkü Ekmek ve Gül, sözüyle ve özüyle kadınların hem ekmek hem de gül mücadelesinin yüzyıllara uzanışını simgeliyor. Daha iyi bir yaşam, umutlu bir gelecek, şiddetsiz, eşit, özgür bir varoluş talebiyle mücadele eden işçi kadınların tüm kesimlerden kadınların mücadelesine armağan ettiği bir sözü ve özü...

Yaşamında Ekmek ve Gül’e yer açan, Ekmek ve Gül’de yaşamını başka kadınların yaşamına ve kaderine bağlayan yüzlerce, binlerce kadının emek emek büyüttüğü bir öz ve söz bu.

“Her koyun kendi bacağından asılır” fikrini her an her akla zerk etmeye çalışan bu karanlık iklimde “yaşamımızın iplerini eline almak isteyen kadınlarız” diyen kadınlar, birbirinden umudu kesmenin salık verildiği karanlık günlerde bir arada olmanın, birbirinden haberdar olmanın, birbirine sahip çıkmanın ne anlama geldiğini, neyi değiştirdiğini gösteren bir şey başardılar Ekmek ve Gül’de. Dünyayı değiştirme azmini yaymayı, “böyle gelmiş böyle gitmez” deme cüretini, “birlikte yapabiliriz” diyebilmenin özgüvenini...

Hep birlikte, kadınların kendilerini yalnız hissetmeyecekleri, birbirlerinden öğrenecekleri, birbirleriyle haberleşebilecekleri ama aynı zamanda da bir araya gelmelerini kolaylaştıracak bir araç işlevi de görecek bir mecra yaratmış olduk Ekmek ve Gül’le. 

Böyle bir şeyi başarmış bir örgütlenmeyi, televizyonunu kapatarak yok edebilir misiniz?

Yok edemediler.

Hayatın Sesi televizyonunun kapatıldığının hemen ertesi günü tartışmaya başladık kadınlarla, “Ne yapalım? Nasıl devam edelim?” diye. 

Programı nasıl yapıyorduysak, dergiyi nasıl çıkarıyorduysak, bu soruya da öyle yanıt verdik. Mahalle mahalle, ilçe ilçe, il il buluştuk. Kadınlar ellerinde ne varsa seferber ettiler. Akıllarında, yüreklerinde ne varsa hiç çekinmeden ortaya serdiler.

“Benim” diyebilenin ha diye ortaya çıkaramayacağı, paranın borusunun öttüğü, işi yokuşa sürenin bol olduğu bu yayıncılık mecrasında yüzlerce kadının çocuğunun ihtiyacından, emeğinin artanından, kendisine ayıracağı bir küçük güzellikten keserek “hallederiz biz” güvenciyle verdikleri bir karar vardı: “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız” demiştik.

Bulduğumuz yollarda engel çıkaran, engeli büyütenler oldu.

Biz de olmazı olur kılan, imkansızı imkana dönüştüren, yoktan var eden, işi yokuşa sürenin karşısına yaratıcı çözümlerle çıkan, bilmediğini öğrenen, öğrenemediğini bir bilene sormak için o bileni arayıp bulan yüzlerce kadın olarak yeni bir yol açtık. 

ekmekvegul.net sitesini “Alt tarafı bir site” yapmayan şey de işte bu: Tüm yolları kapatmaya azmetmiş büyük küçük tüm iktidarların karşısına “yaparız, öğreniriz, büyütürüz, güzelleştiririz” diyerek çıkan, sözünü, dirliğini, emeğini, hevesini, fikrini, umudunu bir araya getirerek birlikte güçlenen kadınların varlığı. O kadınlar ki varlıkları hep görmezden, sözleri hep duymazdan gelinenler... Bu bir “varız” mücadelesidir. Bu bir “söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var” deme mücadelesidir.

Bu mücadelenin kendisini de güçlendireceğini, kendisiyle güçleneceğini düşünen her kadının her türlü desteğine açık bir mecra burası. Kimisi duyurusunu yapar, kimisi yazısını yazar, kimisi telefonunu kameramız yapar, kimisi mikrofonu tutar, kimisi açıp sadece bakar, kimisi başka kadınlar da paydaş olsun diye imkanlarını seferber eder... Ve hepsi bu mücadeleyi büyütür, hepsi tüm kadınları güçlü kılar.

Ekmek ve Gül mücadelesinin yüzyıllık deneyimi bize bir şey öğretti. Dayanışmanın, desteğin, elinden geleni yapmanın, kendini ortaya koymanın, imkanlarını, olanaklarını paylaşmanın küçüğü büyüğü yoktur. Ve yine öğrendik ki kadınların elinden geleni ardına koymama cüreti, bu dünyayı değiştirecek yegane şey!

ekmekvegul.net 3 Nisan’da bu cürete sarılarak, bu cüretle daha da büyümek için yola çıkıyor. 

Yolumuz açık olsun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa