Halkın Meclisi için!
24. dönem milletvekili seçimleri, -CHP ve MHP özelinde- alan kabadayılığına dayalı temelsiz (Ekonomik ve sosyal politikaların gerçek anlamda eleştirilmediği ve halktan yana alternatiflerin üretilmediği) AKP karşıtlığı ve faşizan bir üslupla gelip gelinebilecek yeri gösterdi. AKP’nin baraj kardeşi partileri (CHP ve MHP) seçim dönemi boyunca AKP’nin izlediği yolu izlemeye çalıştılar. Sonuçta da taklit aslını arattı ve AKP’nin oy oranı arttı. AKP’nin oy oranı arttı ama 23. dönem Meclisinden daha düşük sayıda sandalyeyle temsil edilecekler. 326 milletvekili AKP’nin olası anayasa değişikliğini tek başına referanduma götürmesine yetmiyor. Bu sonuç, AKP’yi -Başbakanın balkon konuşmasında yansıttığı gibi “lutfen” değil- mecburen bir ittifak/tartışma içine çekecektir.
***
Seçimler Emek, Demokrasi ve Özgürlük BloKu dışında kalan “sol” çevreler açısından da öğreticidir. AKP’nin yüzde 50’sinin büyük çoğunluğunun ezilen ve yoksul halk kesimlerinden oluştuğu düşünüldüğünde yüzünü “gerçekten” halka çeviremeyen ve dolayısıyla devrimcileş(e)meyen dar anlamda “solculuk”un kimseye hayır getirmediği açık.
***
Bu seçimin gerçek galibi Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunun desteklediği bağımsız adaylar oldu. Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in dediği gibi “halkına bağlı” adaylar. Blokun düzen partilerini ve burjuva medyasını “şaşırtan” başarısı; işçilerin, emekçilerin, yoksul halk kesimlerinin, halkların kardeşliğine inanan Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Lazların, cinsel ve dini ayrımcılığa tabi tutulanların, kadınların, gençlerin, yoksulların başarısıdır. Kutlu olsun!
***
Blokun seçimdeki başarısı, öncelikle kendini oluşturan bileşenlerle ilgilidir. Blok, en geniş anlamda Kürt halkını ve aynı ölçüde Türkiye’nin tüm ezilen halklarını, işçilerini, emekçilerini, ayrımcılığa tabi tutulan kesimlerini temsil etme gayretindeki siyasi parti ve çevrelerin bir araya gelmesiyle oluştu. Bu başlangıç, çeperin de hızla genişlemesine olanak sundu. Ardından seçim çalışmaları; broşür dağıtanından polis gazı yiyene, kadınlardan gençlere, aydınlardan işçilere kadar çok geniş bir çevre tarafından benimsendi; umut oldu. Halkın bu umudu, hem blokun tüm bağımsız adaylarının başarısı için ama hem de Mecliste halkın sesinin en yüksek telden seslendirilebilmesi içindi.
***
Bloğun 36 milletvekili tek tek ve birlikte bu sesi çıkartabilecek güçtedir. Ancak, şimdi başlayan süreç, belki de seçim çalışmalarından çok daha yoğun ve azimli bir çalışmayı gerektiriyor. Eşit yurttaşlık hakkı, 12 Eylül Anayasasında yok edilen ekonomik ve sosyal hakların yeniden kazanımı ve ilerletilmesi ve en geniş anlamda hak ve özgürlüklerin genişletildiği bir anayasa için çok çalışmak ve blokun vekillerine güç ve umut taşımak gerekiyor. Bu anlamda blokun çeperinin daha da genişletilerek, ezilen tüm halklarımızın tek temsilcisi olma özelliğine kavuşturulması meclisin de gerçek anlamda halkın meclisi olması için, tam bağımsız ve demokratik Türkiye için, sınıfsal sömürünün son bulması için çalışmak ama çok çalışmak gerekiyor. Bu çalışma, kapsayıcı ve süreklilik kazanmış bir blokun da sağlıklı biçimde tartışılmasına ve temel yapı taşlarının örülmesine olanak sağlayacaktır.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
Padişah yetkisi
Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.
Evrensel'i Takip Et