AKP iktidarına hakim beğendirmek zor. Atilla Taş vd. hakkında tahliye isteyen savcı ve tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri açığa alınmış. 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı bir süre önce sulh ceza hakimi iken Atilla Taş ve diğerlerini tutukladığı için bir çeşit terfi sayılabilecek bir şekilde 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yapılmış.

AKP’nin bazı hakimleri özellikle terfi ettirip, bazılarını sürgün etme, açığa alma ve hatta ihraç etme hikayelerini iktidarının ilk günlerinden biliyoruz. Erdoğan’ı akbil davasında beraat ettiren hakimin Yargıtaya terfi ettirildiği yazıldı. 17-25 Aralık soruşturmalarında görev alan hakim ve savcıların yıldırım hızıyla nasıl görev yerlerinin değiştirildiğini ve hatta özel yetkili mahkemelerin kaldırıldığını ise daha yakın zamanda yapıldığı için ayrıntıları ile hatırlıyoruz. 

Son dört senedir hakim ve savcılara yapılanlar ise artık haber konusu olmayacak kadar normal görülmeye başlandı. Son açığa almalara kadar.

Referandumda oylanacak konulardan biri de hakimlerin bağımsız ve tarafsız olması ile HSYK (yeni düzenlemede HSK) üyelerinin seçilme biçimi. AKP değişiklik metnine hakimlerin bağımsız olduğu hükmüne “tarafsız” olduğunu da ekledi. Ama görülüyor ki, anayasa metnine bağımsız ve tarafsız yazılması yetmiyor. Hakim ve savcıya verdiği kararlardan ötürü sürülmeyeceği, terfi ya tenzil yapılmayacağı, soruşturma açılmayacağı güvencesi verilmezse ya da yasalara ve anayasaya yazılmasına rağmen bu güvenceyi kullanmasına olanak tanımayan bir uygulama söz konusu olursa hakim tarafsız ve bağımsız olamaz. 

2010 12 Eylül referandumundan önce AKP HSYK’ye ve Anayasa Mahkemesine hükmedemiyordu. Sırf bu nedenle, şimdi yaptığı gibi anayasa değişikliği yaptı ve referanduma gitti. Referandumu kazandı ve her iki kurumu iktidar yanlısı hale getirdi. Ondan sonra olup biteni hep birlikte izliyoruz. 17-25 Aralık soruşturmalarını yürütenlerin gadre uğramasından sonra en göze batan müdahalelerden biri işte bu açığa alma oldu. 16 Nisan referandumunu AKP kazanırsa bundan sonra olacakları dünkü olaya bakarak anlayabilirsiniz.  Artık sadece “Reis” i kızdıran kararlar veren hakim ve savcılar gadre uğramayacak, herhangi bir ilin veya ilçenin AKP’li başkanını kızdıran hakim ve savcılar da sürülecek, açığa alınacak, belki meslekten çıkarılacaktır. Bu duruma düşürülmüş bir yargıdan hayır beklenebilir mi? Böyle bir yargı adil karar verebilir mi? Referandumda “evet” kazanırsa, yargı Ortadoğu diktatörlüklerindeki yargı gibi olacaktır. Hakimlerin bağımsız ve tarafsız olması yürütmenin yargıdan elini çekmesi ve yargıç güvencesi ile mümkündür.  Hakimliğe alırken, alanların partizanca davranmaması, liyakata göre adayları seçmesi gerekir. Atama, yükseltme, tenzil ve disiplin işlerini yapan kurulun yürütmeden bağımsız olması gerekir. Bağımsız ve tarafsız yargı vatandaşı devlete karşı koruyan yargıdır. Devleti vatandaşa karşı koruyan yargı bağımsız değildir. AKP iktidarını vatandaşa karşı koruyan yargı ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her gün katıldığı toplantılarda söylediği gibi parti yargısı, AKP yargısıdır. 

16 Nisan referandumu ile yapılmaya çalışılan zaten budur. Başkana bağlı yargı, başkanın meclisi, başkanın yürütmesi. 

Sonumuz ‘HAYIR’lı olsun.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et