Spor, sınıflı toplum, 'rekabetçi öz' -3: Yeni toplumun oyunu
Fotoğraf: Envato
Kaçıranlar, unutanlar, bu ne sıkıcı köşe yazısı başlığı diyenler için kısa bir özet: Serimize Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Futbol zirvesi’nde yaptığı “Spor gibi siyasetin de özü rekabettir” tanımlamasıyla başladık. “Rekabet”in sporun özünde değil, sınıflı toplumun özünde olduğuna vurgu yapıp, rekabetçi sporların da bu altyapının bir ürünü olduğuna değindik. İkinci yazıda ise bu tezi güçlendirmek üzere sınıfların var olmadığı bir toplumsal yapıya, avcı-toplayıcılara baktık. Orada fiziksel aktiviteyle oyunun nasıl bir araya geldiğini irdeledik ve “rekabet” denen şeye oyunlarında neden rastlanamadığını anlattık.
Öyleyse bu yazıda da Marx’ın öğrencisi olmaya çalışanlar olarak sınıfsız toplumun sporu neye benzeyecek onun üzerine kafa yoralım.
Esasında her şey ilk yazıda yaptığımız Karl Marx alıntısında gizli: “Toplumsal kurumlarımızı tarihsel sürecin ürünü olarak görmeyenler onların kuruluşunu da gelişimini de anlayamaz.”
Hiçbir şey gökten zembille inmediği gibi herhangi bir şeyin “öz”ü de, “rekabet” de, “spor” da ezeli/ebedi kavramlar değil.
Toplumlar, yaşadıkları düzeni kökten değiştirme iddiası taşıyan devrimler gerçekleştirseler dahi yollarına, devraldıkları “eski hayat”ın alışkanlıkları, gerilikleri ya da devrimle birlikte çiçek açma imkanı bulacak olan filizlenmiş ilerici düşünceleriyle devam ederler.
Bu yüzden gelecek tahayyülleri her zaman için toplumsal gerçeklere dayanmalıdır.
SOSYALİZM VE REKABETÇİ SPORLAR
Örneğin Sovyetler, devrimlerini gerçekleştirdiğinde ellerinde Pyotr Franzeviç Lesgaft’ın sporun rekabetçilikten uzaklaşması, toplumsallaşması ve cinsler arasında ayrım yapmaması üzerine kurulu fikirlerine sahipti. Ancak devrimin ilk yıllarının zorlu koşulları, başta burjuvazi, direnmeyi sürdüren toplumsal sınıflarla rekabetin sürüyor olması, onların sporunu sınıflı toplumların çok tipik bir uygulaması/mantığıyla baş başa bıraktı. 3. Genel Rus Genç Komünist Birliğinde alınan kararda “Bugün için bedensel eğitimin ayrıca direkt pratik amaçları vardır. 1-Genç insanları çalışmaya hazırlama. 2-Onları Sovyet iktidarının askeri olarak savunulmasına hazırlama” deniyordu. Bu, Lesgaft’ın ideallerinden de Lenin’in “Genç jenerasyonun bedensel eğitimi, komünist toplumun uyumlu, yaratıcı yurttaşlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan komünist yetiştirme tarzının esas unsurunu oluşturur” vurgusuna da tersmiş gibi duruyor.
Ancak rekabeti zorunlu kılan sınıf savaşımı en keskin haliyle yaşanıyorken aksi mümkün mü?
Değil. Sosyalizmin bu mecburi katı başlangıcı, dünya savaşıyla iyice sertleşti. 1952 Helsinki Olimpiyatları ile birlikte Sovyetler kendilerini diğer dünya ülkeleriyle birlikte “spor rekabeti” içerisinde buldu. Sosyalizm bir yanıyla halkın spor yapma olanaklarını muazzam seviyede artırırken aynı zamanda bunu sosyalizmin kapitalizme üstünlüğünün bir nişanesi olarak işlevselleştirme kolaycılığına düştü. Bu da spor anlayışını “rekabetçi özü”nde dünyanın geri kalanıyla aynılaştırdı. Zaten, revizyonizmin Sovyetlere hakim olmaya başlamasıyla sosyalizmden geri dönüş süreci de başladı ve “sporun rekabetçi öz”ünü dönüştürecek bir toplumsal düzen hakim kılınamadı.
“Sosyalizmin ve nihayetinde sınıfsız toplumun sporu neye benzeyecek” sorusuna yanıt ararken bu, sıfırdan spor ya da oyun icat edileceği anlamına gelmek zorunda değil. Sıkça vurguladığımız gibi, insanın hep yapageldiği gibi, elimizde var olanın üzerinden yürüyeceğiz.
SINIFLAR, FUTBOLU NASIL ETKİLEDİ?
19. yüzyılda futbol, Cambridge, Oxford gibi önde gelen kamu üniversitelerinin gençleri tarafından ilk kuralları belirlenerek oynanırken çok daha farklı bir oyundu. 1850’lerin öncesinde “Geleceğin önemli şahsiyetleri”nin elinde şekillenen oyun, fazlasıyla bireyseldi ve bir oyuncuda bulunması gereken en önemli özellik dripling becerisiydi. İlk dönemde henüz pozisyonlar belirginleşmemişti, ilk ayrım savunma ile hücum arasında yapıldı. 1870’lere doğru kaleci belirdi. Futbolu icra eden sınıfın değişmesi 19.yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte işçilerin çalışma hayatında “boş vakit” kazanmasıyla oldu. Çalışma hayatındaki disiplin ve birliktelik sahaya, oyuna yansıdı. Elbette, İngiltere’nin yağışlı ve soğuk kış koşulları da artık saha içerisinde daha organize olan takımları “uzun top futbolu”na yöneltti. Futbol, İngilizlerin elinde ilk karakteristiğini böylece kazandı.
Bu örnekte dahi sınıfsal yapının, karakterin oyunun biçimine yaptığı etki çarpıcıdır.
KATILIMCI, KARMA, GÖNÜLLÜ…
Yeni toplumun etkisi de buna benzer olacak, oyun hem çok değişecek hem de bize tanıdık gelmeyi sürdürecek. Örneğin, böylesi bir dönemin sporu katılımcılığın arttığı bir spor olmalıdır. Ana amaç olarak “kazanma”nın önemi azaldıkça kimilerini saha içinde ayrıcalıklı kılan kimilerini saha dışına iten hiyerarşi son bulmalı. Artık beden eğitimi derslerinde şişman olduğu, yeterince iyi olmadığı, engelli olduğu ya da erkek olmadığı için oyundan dışlanan simalara rastlanmamalı.
Oyunun amacı kazananları ve kaybedenleri belirleme değil eğlence olmalı. Oyuncular, yeteneklerini, güç, koordinasyon, dayanıklılık, iş birliği ve zekalarını yıkıcı ve düşmanlaştırıcı bir rekabetin ortasında hırs tatmini, sosyal statü ya da zenginlik için değil dostluk ve eğlence içerisinde yeteneklerini özgürce ortaya çıkarabilmek için geliştirmeli.
Rekabetçi oyunlar dostluktan ziyade kazanan/kaybeden, kibir ve öfke üretir bu da bir toplumu güçlendirmez zayıflatır. Sınıfsız toplumun oyunu ise oyundan herkesin alacağı zevki en üst seviyeye çıkarırken toplumsal ilişkileri geliştirmek için vardır ve bu yüzden de gönüllülük esasından vazgeçemez.
- 100 yıl arayla Paris’te iki olimpik dönüm noktası 26 Temmuz 2024 05:27
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25