Yenişafak’ın ilanındaki Türkiye gerçeği
Referandumda son gün.
Söylenecekler söylendi.
Yazılacaklar yazıldı.
Hükümetin ‘resmi yayın organı’ gibi görülen Yenişafak gazetesi dün bir hamle yaptı. Bugüne kadar söylediklerinin hepsini, bir ek çıkararak bir bütün olarak tekrar söyledi.
Gazetenin kendisinden daha çok sayfaya sahip olan ek “Güçlü Türkiye” başlığını taşıyordu. Evet demenin istikrar, istikbal, istiklal’ getireceği tezini yineliyordu.
Yine nasıl olacağı değil de, başkanlık sisteminin sihirli değnek olduğu anlatılmış.
Anlatılanlara değil de ekin içinde bolca bulunan reklamların kimler tarafından verildiğine
bakmak bile insanın bir fikir edinmesi için yeter de artar bile.
Örneğin, Ziraat ve Vakıf bankalarının ilanları var.
Bunlar kamu bankaları.
Öyleyse nasıl oluyor da... ‘Evet’ propagandasının yapıldığı bir eke, memleketin yarısının ‘hayır’ dediği bir ortamda destek çıkıyor.
Yeni Türkiye bu. Kamu kurumları herkesi eşit görmez. İktidarın yok saydığını kamu kurumu da kamudan saymaz.
İŞÇİYE HAYIR YASAK
İlanda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşları var.
Belediyenin tarafı belli.
İşi bazı semtlerde, ‘hayır’ çadırlarına zabıta müdahalesine kadar vardıkları biliniyor. Bu nedenle ‘evet’ ilanla destek çıkmaları şaşırtıcı değil.
Aynı belediyenin, üç kuruşa çalışan ve ‘hayır’ demeyi düşünen taşeron işçileri görüşlerini isimsiz dahi veremeyecek kadar tedirgin olduklarını söylüyor.
Öyle ya işçiye hayır ‘yasak’.
Yeni Türkiye’de böyle. İktidarın tersine düşünürsen kimse gözünün yaşına bakmaz. Üç kuruluşluk ekmeğinden olursun.
Eski bakan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker’in, Çiftçiler Ayakkabı Fabrikası bahçesindeki, “evet mi, hayır mı?” sorusuna “hayır” diye cevap veren 3 kadın işçinin işten atılması gibi...
BEDAŞ konsorsiyum tarafından kurulan BEDA Enerji çalışanlarıyla yaptığımız referandum haberi başka bir örnek.
Haberde isimleri yer alan tüm işçiler çalıştıkları kurumun idarecileri tarafından sorgulandı. Ayrıca BEDA Enerji adına gazetemize gönderilen açıklamada, “Bu haber, çalışanlarımızı zor durumda bırakmıştır” ifadesine yer verilmiştir.
Koca bir kurum Yeni Türkiye’de yüksek makamlarca beğenilmeyen görüşü dillendiren işçinin zor durumda kaldığı itiraf ediliyor.
ÜLKER’İN MARKA DEĞERİ
Bir başka örnek...
“Ülker işçisi: Borçta birleştik, ‘Evet’-‘Hayır’da bölündük” başlıklı haberimiz.
Haberimiz üzerinden Ülker yöneticileri işi ‘marka değerlerinin yıprandığı’ iddiasına kadar götürdüler.
İşçi durumunu anlatıyor ürettiği ürünün markası yıpranıyor.
İşçinin borçlu olmasının, zor bir hayat sürmesinin marka değeri karşısında ne önemi olabilir ki...
Yeni Türkiye işte!
Tabi ki de, Ülker grubunun Yenişafak’ın “Güçlü Türkiye” ekinde tam sayfa ilanı var. Zaten patron Murat Ülker, 16 Nisan referandumuna ilişkin Twitter hesabından “1974’ten bu yana Aile geleneğimiz Evet. Şimdi de EVET’i severim” demişti.
Sürpriz yok!
Tüm bunlar başkanlık sistemiyle neyin geleceğini de...
‘Evet’in nasıl bir Türkiye öreceğini de çok net gösteriyor.
‘Hayır’ buna itirazdır.
İtiraz etmeyecek miyiz?
Evrensel'i Takip Et