15 Nisan 2017

Demokratik bir yol açmak için ‘hayır’

Yarın 16 Nisan... 
Farklı dil ve inançlardan Türkiye halkları, işçi ve emekçiler bir diktatörlük dayatması ile yüz yüze...
“Evet” çıkması diktatörlüğe gidişi hızlandırır...
“Hayır” demokratik bir yönelime kapıyı aralar.
Yani Türkiye tarihi bir dönemece giriyor...
Bir kez daha kısaca hatırlatacak olursak;
Söz konusu 18 maddeyle, sadece 40 madde değiştirilmiyor, 177 maddelik 12 Eylül Darbe Anayasası bir diktatörlük Anayasasına dönüştürülüyor. 
Cumhurbaşkanı (Aslında başkan) seçilecek kişi Saray merkezli yönetimiyle hem parti başkanı hem Cumhurbaşkanı oluyor. 
İki defa üst üste seçilmesi yetmiyor, erken seçim kararıyla yeniden aday olup saltanatını defalarca sürdürebilecek.
Vekil sayısı arttırılıp 600 olsa da TBMM hepten etkisizleştiriliyor. Cumhurbaşkanı dışarıdan dilediği kadar yardımcı ve bakan atayarak tek adam olarak ülkeyi atanmışlarla yönetecektir.
Cumhurbaşkanı, yetkilerini genişletmek için istediği kadar kararname çıkarabilecek. Çeşitli gerekçelerle 6 aya kadar OHAL ilan edip, defalarca uzatabilecek. OHAL süresince mevcut yasaları yok sayan kararnameler çıkarabilecek. Kararnamelerle TBMM’yi devre dışı bırakırken, yasamayı tek belirleyen olacaktır. Seferberlik ilan edebilecek, savaş kararı alabilecektir.
Tek kişi tüm yetkilerle donatılıp, dokunulmaz kılınırken, suç işlemesi halinde hakkında soruşturma açılabilmesi, yargılanması TBMM’nin üye tam sayısının üçte ikisinin (400 Milletvekili) kabul oyuna bırakılarak imkansız hale getirilmektedir. Dokunulmazlık, Cumhurbaşkanının görev süresinin bitmesinden sonra da bir zırh olarak kalacaktır.
“Evet”le, kırıntı halindeki demokratik haklar da süpürülecek, ordu, polis, bürokrasi, yasama, yargı, yürütme, medya, eğitim, sağlık, çevre, dil, din... her şey tek kişiye bağlanacaktır. 
Tek karar verici olarak Cumhurbaşkanı TBMM’yi yok sayarak, bütçeyi de atanmışlarla yapacaktır. TBMM’nin bütçeyi onaylamaması fiilen mümkün olmayacaktır; olması durumunda ise yeni bütçe önceki bütçeye uyarlanarak yürürlüğe konacaktır.
HSYK’nin ismi değişecek; 23’ten 13 üyeye düşürülecek olan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 4 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından, 7’si onun başkanı olduğu parti tarafından seçilecektir. Adalet Bakanlığı Müsteşarı da HSK’nın doğal üyesi sayılacak... Anayasa Mahkemesine üye sayısı 17’iden 15’e indirilirken; 3 üyesi Cumhurbaşkanın kontrolündeki Meclis tarafından, 3 üyesi Cumhurbaşkanının belirlediği YÖK tarafından, 4 üyesi doğrudan Cumhurbaşkanınca atanırken, kalan 5 üye de Yargıtay ve Sayıştay’ın gösterdiği adaylar arasından, yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir. 
Anayasa Mahkemesi’nin tüm üyeleri de Cumhurbaşkanınca seçilmiş, ya da atanmış olacaktır.
Yargı Saraya bağlanacak...
Atanmış Bakanlar Kurulunu ve Başkan Yardımcılarını denetlemek TBMM’nin yetkisinden çıkarılacak. Yasamanın, (TBMM) yürütme üzerinde hiçbir yetkisi kalmayacak.  Cumhurbaşkanı, bakanları, başkan yardımcılarını atayabilen ve görevden alan tek kişi olacak.
TBMM’de hazırlanan bir yasanın Cumhurbaşkanı tarafından Meclise geri gönderilmesi halinde Cumhurbaşkanına tekrar gönderilmesi imkansızlaştırılmış olacak.
Burjuva demokrasisinin yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı ilkesi, yani erklerin ayrılığı prensibi tamamen ortadan kaldırılacak. Üç erk de tek kişiye bağlanacak.
Cumhurbaşkanı üzerinde hiçbir denetim mekanizması bulunmazken, TBMM’nin ara verme ve tatil sırasında yeniden toplanması Cumhurbaşkanının yetkisine bırakılacak. 
TBMM bilgi edinme ve denetim yolları da Anayasadan çıkarılıyor. Meclis araştırması, gensoru, genel görüşme, meclis soruşturması yolları kapatılıyor.
İşçilerin kıdem tazminatı, kamu emekçilerinin iş güvencesi, hak ve özgürlükler Cumhurbaşkanının iki dudağı arasındaki söze kalıyor.
TBMM ancak toplumu ilgilendiren bir konuda genel görüşme yapabilecektir. Neyin toplumu ilgilendiren konu olup olmayacağına da Cumhurbaşkanı karar verecektir. Başbakanın olmayacağı bu sistemde Cumhurbaşkanına direk soru sorulamayacak. Cumhurbaşkanına ve bakanlara soru sorma hakkı ortadan kaldırılırken, Cumhurbaşkanı yardımcılarına ve bakanlara ancak yazılı olmak kaydıyla soru sorulabilecek.
“Evet”, Cumhurbaşkanına, TBMM’yi feshetme yetkisi de sunmaktır. 
Ve daha bir çok diktatörlük alameti...
Velhasıl bir diktatörlük yönetimi öngören Anayasa referandumunda “Hayır” tüm Türkiye halklarının, tüm işçi ve emekçilerin yararınadır. 
“Evet” demek Türkiye’yi koyu bir diktatörlüğe götürecektir. Çıkarsa dünyanın sonu değil, daha şimdiden güçlü bir muhalefet yaratılmış oldu, mücadele sürecektir...
Ancak “Hayır” demek, kötü gidişata ve diktatörlüğe dur demektir. Ve güçlü halk muhalefetinin demokratik bir yol açmasına olanak yaratacaktır. 
Demokratik bir yol açmak için; “Hayır” diyelim!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et