Enceladus’ta yaşam ihtimali güçleniyor
Fotoğraf: Envato
NASA’nın 13 Nisan’da düzenlediği basın toplantısı, gözlerin tekrar Satürn’e ve Jüpiter’e çevrilmesine neden oldu. Satürn, Güneş sisteminin Jüpiter’den sonraki ikinci büyük gezegeni. Güneşe uzaklık bakımından da Güneş sisteminde altıncı sırada. Satürn’ün bilinen altmıştan fazla uydusu (ayı) var. Satürn’ün uydularının bir kısmı henüz adlandırılmamış olsa da, adlandırılmış olanların isimleri Yunan-Roma mitolojileri ile Norse ve Inuit efsanelerinden esinlenilerek konulmuş. Satürn’ün en büyük uydusu Titan. Satürn’ün NASA açıklamasına konu olan uydusu ise Enceladus.
GÜNEŞ SİSTEMİMİZDE BİLİNEN EN PARLAK UYDU
Enceladus, parlaklığını yüzeyinin buzlu olmasına ve böylece kendisine ulaşan güneş ışığının neredeyse tamamını yansıtabilmesine borçlu. Enceladus adını Yunan mitolojisinden alıyor. Enceladus, Gaia ile Uranüs’ün, yani yerküre ile göğün çocuğudur ve Gigantes’ten (devler) biridir. Gigantesler ile Olimpos tanrıları arasındaki büyük savaşta Enceladus, Athena’nın karşısında yer alır ve Athena onu yaralayarak Sicilya adasının altına gömer. Pek çok kaynakta Enceladus’un Etna Dağı altında gömülü olduğu da yazar. Enceladus, depremlerin ve volkanik fışkırmaların ana sebebi olarak kabul edilir .
15 Ekim 1997 tarihinde NASA’nın fırlattığı Cassini uydusu, Satürn’ün yörüngesine 1 Temmuz 2004’te yerleşti. Satürn’ün uydularından Titan’a iniş yapan Huygens uydusu da onunla birlikte fırlatıldı. Cassini, on yıldan fazla bir süredir dünyaya Satürn hakkında bilgi gönderiyor. Cassini’nin geçtiğimiz yıllarda yolladığı bilgilere göre Enceladus’un buzlu yüzeyi ona ulaşan güneş ışığını tümüyle yansıttığı için parlaktır. Uydunun yüzeyindeki daha yeni görünen kabuğunun ve Satürn’ün E halkasındaki buz su mater-yallerin kaynağı aynıdır. Uydunun buz su yüzeyinin altında tüm uyduyu saran bir tuzlu su okyanusu bulunmaktadır. Bu buzlu kabuk ile buz su materyaller okyanusta yer alan kuyulardan gelmektedir. Buz kabuğunun altından tıpkı gayzerlere benzeyen fışkırmalar olmakta ve bu fışkırmalar su buharı ile buz parçacıklarını ve basit organik kimyasalları fışkırtmaktadır. Bu fışkırmalar yaklaşık saniyede 400 metre hızla olmakta ve bu fışkırmalar sonucu oluşan dumansı bulut uzaya doğru uzanmaktadır. Fışkıran parçaların bir kısmı uyduya geri düşüp taze kabuğu oluştururken bir kısmı da uzaya doğru kaçarak Satürn’ün E halkasını oluşturmaktadır. Cassini’den gelen son bilgiler Satürn’ün halkasında silika nanoparçacıklarının da olduğunu gösterdi. Araştırmacılar sıvı haldeki su ile kayaların 90°C’nin üstündeki sıcaklıklarda etkileşmesi sonucu oluşabileceğinde hemfikir. Bu da ancak Enceladus’un buz kabuğunun altında derinlerde hidrotermal kuyucukların var olması ile mümkün. Dünyadaki okyanusların derinliklerinde de benzer hidrotermal kuyucuklar bulunmaktadır . Basın açıklaması ile duyurulan son bulgular, bu uyduda yaşamın oluşabileceği, beslenebileceği bir kimyasal enerji formunun bulunduğunu gösterdi. Science dergisinde yayınlanan çalışmaya göre Enceladus’un okyanusunun yatağındaki hidrotermal kuyucuklardan okyanusa hidrojen gazı salınmaktadır. Buna ek olarak Hubble teleskobu ile çalışan araştırmacılar da Jüpiter’in Europa uydusundan fışkırdığı düşünülen dumansı bulutların gerçekten var olduğuna dair ek kanıtlar ortaya koydular.
Son bulgular, Enceladus’un açığa çıkan hidrojeni suda çözünmüş karbondioksitile birleştirerek metan üretebilecek (metanogenez yapabilecek) mikroorganizma benzeri yaşam formlarına ev sahibi olabilecek bir ortama sahip olduğuna, Europa’nın da benzer özellikleri barındırabileceğine işaret ediyor. Cassini son görevinde Enceladus’ta yaşamı ortaya çıkarabilecek bütün malzemelerin olduğunu gösterdi. Dünya üzerinde yaşama dair ilk moleküllerin oluşumunu açıklamak üzere Oparin ve Haldane’ın bundan yaklaşık yüz yıl önce ortaya koyduğu hipotez Cassini’nin bulguları ışığında daha da güçleniyor.
1- https://www.greekmythology.com/Myths/Gigantes/Enceladus/enceladus.html
2- https://saturn.jpl.nasa.gov/science/enceladus/
3- https://www.nasa.gov/press-release/nasa-missions-provide-new-insights-into-ocean-worlds-in-our-solar-system
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07