İç ve dış politikada daha yüksek gerilim dönemi
Fotoğraf: Envato
“Evetçi”lerin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Hükümetinin Türkiye halklarına ilk “teşekkürü” OHAL’in uzatılması oldu.
Önceki gece arka arkaya toplanan MGK ve Erdoğan-AKP Hükümeti OHAL’i üç ay daha uzatma kararı aldı.
Referandumda az farkla “evet” denilen anayasa değişikliğini kutlama amaçlı toplantılarda Cumhurbaşkanı, yaptığı konuşmalarda bundan böyle de siyasi ortamı geren, muhalifleri baskı ve şiddet kullanarak boyun eğmeye zorlayan politikayı daha da sistemleştirerek sürdüreceğini gösterdi. Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin “Referandumdan sonra daha kucaklayıcı bir çizgiye yöneleceğini” savunan “Erdoğanofilleri” bir kez daha hayal kırıklığına uğratmış oldu.
EVET’E TEŞEKKÜR ‘HAYIR’A HAKARETE DEVAM!
Referandumla ilgili kutlama konuşmalarında sadece “evet” oyu verenlere; MHP’den Hizbullah’ın partisi Hüdapar’a kadar “evet”e destek veren partilere ve kişilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı, “hayır” diyenleri, “Gezici zihniyetine sahip olmak”la (Ona göre “gezici” demek küfürdür) suçladı. “Bunlar Gezici”, “Bunlar tencere tavacı”, “Tencere tava, hep aynı hava” gibi “hayır” oyu verenleri aşağılamayı ihmal etmedi. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyerek de Cumhurbaşkanı, AGİT, Almanya, Fransa ve öteki AB ülkelerinin, “şaibe” ve “meşruiyet” tartışmaları etrafında yaptıkları uyarıları umursamadığını, umursamayacağını da gösterdi.
İdamı bu kutlama konuşmalarında gündeme getirmeyi ihmal etmeyen Cumhurbaşkanı, “Gerekirse idam için de bir referandum yapılacağını” söyleyerek en gerici güçlerin en vahşi duygularını okşayan bir iç politikayı sürdüreceğini göstermiştir.
Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) temsilcilerinin bir buçuk aylık gözlemlerinin sonucu olarak hazırladıkları raporda yaptıkları;
- YSK’nin mühürsüz oy pusulaları ve zarfları geçerli sayması yasaya aykırıdır. YSK’nin tarafsız içeriği engelleme yetisi ortadan kaldırıldı.
- Referandumda iki taraf eşit şartlara sahip değildi.
- “Evet” kampanyası medyayı domine etti.
- Anayasa referandumunda idari kaynaklar “evet” kampanyası lehine adaletsiz olarak kullanıldı; biçimindeki saptamalara Cumhurbaşkanı bilinen hakaretamiz nitelemeler de içeren suçlamalarla karşılık verdi.
AGİT’in, “Anayasa referandumu uluslararası standartlara uyumun gerisinde kaldı” görüşünü dile getirdiği raporuna Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Önce haddinizi bilin. Sizin hazırlayacağınız o siyasi içerikli raporları biz ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz. Biz yolumuza devam ederiz. O raporu külahımıza anlatın” sözleriyle reddedeceğini gösterdi. AB’den gelen ve gelecek eleştiriler için de gerekirse eleştirileri peşinen reddeden Cumhurbaşkanı, “AB için de bir referandum yaparız” diyerek, “yerel ve milli normlar” adına “AB normları”na sırt dönmeye devam edeceğini, AB ile ilişkileri de yumuşatmaya niyeti olmadığını gösterdi.
YENİ KOŞULLARDA YENİ İMKANLARI KULLANARAK MÜCADELEYE
Yukardan beri işaret ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından ifade edilen tutum, OHAL’in üç ay daha uzatılmasıyla da ete kemiğe bürünmüş, “Referandum sonrası siyasi ortamın yumuşayacağına” dair iddialar bütün inandırıcılığını yitirmiştir. Baharda kırsal alanlarda yeni operasyonlar yapılacağı, “Fırat Kalkanı”nın son değil “ilk operasyon” olduğu söylemi ve Hükümetin ülkeyi TMY ve OHAL’le yönetme isteğinin sürdüğü gerçeği de dikkate alındığında Erdoğan-AKP Hükümetinin gerek dış politikada gerekse iç politikada sert, baskıcı, siyasi ortamın gerilimini yükselten tutumunu sürdüreceği görülmektedir. Dahası önümüzde; “Seçim sisteminin değiştirilmesi” ve “Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin gerektirdiği” yüzlerce yasa düzenlemesinin Meclise gelecek olması da bu gerilimli ortama eklendiğinde, Erdoğan-AKP Hükümetinin muhalif güçleri önceki dönemlere göre daha fazla sindirmek için daha çok güç kullanacağını görmek için fazla derin analizler gerekmiyor.
Bu yüzden de önümüzdeki dönemde;
- Özgürlüklerin kullanımında ısrar; ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere özgürlüklerin savunulmasında toplumsal uyanıklığın devam ettirilerek ilerletilmesi; hak ve özgürlük mücadelesi veren kesimlerin kategorilere ayrılarak sindirilmesine karşı ortak tutum alınması,
- İşçi sınıfı ve emekçilerin sınıf talepleri etrafında birliğinin sağlanması ve ortak mücadele için referandumun ortaya çıkardığı imkanlardan da yararlanarak mücadelenin yenilenmesi,
- Laik ve demokratik Türkiye mücadelesinin yeni koşullarda devamı için mücadelenin ortaklaştırılması,
- Evet kampanyasında “rüşvet dağıtımının faturası”nın “evet diyen”, “hayır diyen” ayırımı yapılmadan tüm emekçilere çıkarılacağı dikkate alındığında, bu faturaya “hayır” denmesi için mücadelenin ihmal edilmemesi gibi son derece önemli görevlerle karşı karşıya olunduğunu göstermektedir.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44