Sovyetlerde fotoğraf
“Bütün fotoğraflar, unuttuklarımızı hatırlatmak için vardır.
Bu açıdan bakıldığında fotoğraf; resmin tam tersidir.
Resim, ressamın hatırladığını kaydeder.
Her insan, her birimiz farklı şeyleri unuttuğumuz için
bir fotoğrafın bir resimden daha farklı biçimde,
ona bakana göre anlamı değişebilir…” JOHN BERGER
Hem 1 Mayıs’ın yaklaşması hem de büyük Ekim Devrimi’nin 100. yılı dolayısıyla birkaç hafta sürecek bir yazı dizisine başlamanın uygun olacağını düşündüm. “Sovyetlerde Fotoğraf” konusundaki araştırmalarımı paylaşmak istiyorum.
Benim yaş kuşağım ve öncellerimizin çok iyi bilip hatırlayacakları gibi “RUS MALI” “USSR” “SSCB” ve fotoğraf deyince akla hemen ZENİT ve LUBİTEL gibi fotoğraf makineleri markaları gelir. Çoğumuzun dudaklarında tatlı bir tebessüm bırakırlar. Ve çoğumuzun fotoğrafa ilk başladığı makinelerdir.
Peki şimdi desem ki kaç tane yabancı fotoğrafçı tanıyorsunuz, biliyorsunuz? 5-10-20-50... tamam. Kaçı “Sovyet” ya da eski deyimle “Doğu Bloku” ülkelerinden? Cevap, çoğunlukla hiç olur ya da 1-2 fotoğrafçı değil mi?
Ama fotoğraf makineleri deyince; Canon, Nikon, Laice, Opemus, Pentax ve hemen Zenit, Lubitel mutlaka bilinir.
İnternette bir araştırayım dedim, mesela “Sovyet Fotoğrafçılığı” diye yazınca Sevgili Mehmet Özer’in yazısından başka bir şey çıkmıyor. Mehmet Özer bu konuda güzel bir yazı yazmış. Yeri gelmişken önereyim istedim. Sonrasında İngilizce kaynaklı aramalarla ve Google Translate ile karınca ilerleyişiyle bir şeyler bulunabiliyor. Biliyorum uzadı ama giriş derken konuyu da açmış oldum.
İki kutuplu bir dünyadan (Kapitalist ve Sosyalist) tek kutuplu (Kapitalist) bir dünyaya geçişte bir çok alanda olduğu gibi sanat ve fotoğraf alanları da etkilendi. Konuya teknolojik ve insani boyutlarıyla baktığımızda ne türden etkiler olduğu da ortaya çıkıyor. İnsanlık tarihi bakımından fotoğrafın icadı gelişmesi ve kullanımı insanlık için bir nimet olmuştur. Bilim ve sanat alanları fotoğraf sayesinde gelişmiş ve hâlâ gelişmelerini sürdürüyor. Bir an fotoğrafı ‘Bilimden çıkarın (Röntgen, tomografi, uzay, tıp çalışmaları). Bir an ‘Sanattan çıkarın (resim, heykel, seramik, sinema gibi klasik dalların dışında enstelasyon, kolaj gibi ) büyük bir boşluk... Üstüne bilgisayarlarınızda ve cep telefonlarınızdaki fotoğraf özelliklerini ekleyin...
Tüm bilimsel icatlar insanlık aleminin hayrına olsa da bir o kadar da aleyhine kullanılabiliyor. Çünkü bilim de sanat da ideolojik bir içerik taşıyor. Aynı icat hem insanlığın yararına hem de zararına kullanılabiliyor. Dinamit bulunuyor; yollar, barajlar yapılırken kullanılıyor ama bomba olup savaş mühimmatına da dönüştürülüyor. Kısaca en klasiğinden son teknoloji ürünü ne icat edilmişse hemen savaş endüstrisinin merkezine yerleştiriliyor.
Şirketler endüstrisi diyebileceğim kapitalizmin dev tekelleri ilaçlardan, savaş nesnelerine paraya çeviremeyecekleri her şeyi başta insanlığı yok etmeyi felsefe yol ve yöntem bellemişler. Marx’ın deyimiyle “Gölgesini satamayacakları ağaçları kesiyorlar ” Bu tablo günümüzde olduğu gibi “1917 büyük Sovyet Devrimi” öncesi de aynıydı.
1917’de temelleri atılan Sovyetler Birliği 1953’e kadar bu insanlık dışı kapitalizmi korkutmuştur. Bu durum başta ABD olmak üzere kapitalist ve emperyalist ülkeleri harekete geçirmiş içerden ve dışardan provokasyonlarla yaralanmış ve 1991 yılında da SSCB’nin dağılmasına yol açmıştır.
1917 Sosyalist Ekim Devrimi SSCB’de olduğu kadar dünya halkları için de bir umut ve “Bir başka dünya mümkündür” düşüncesinin hayata geçirildiği, devrimin kısacık yaşamı boyunca hayatın her alanında bilimden sanata bıraktığı kültür ve miras önümüzü aydınlatmaya devam ediyor.
Haftaya “1917 öncesi Rusya’da fotoğraf”
Evrensel'i Takip Et